Kış ve bahar sezonunun kurak gitmesi nedeniyle, barajlarda fazla su bulunmayışından kaynaklanan sulama suyu sıkıntısı kendini iyice hissetirirken, çiftçimiz 70-80 günlük hatta 90 güne yaklaşan pamuğunu bulabildiği suyla sulamaya çalışırken, siyasilerimiz de son turlarını sürdürüyorlar.
Tüm partiler ve adayları iktidar hayalleri kurarlarken zaman zaman da tarımla ilgili vaadlerde, hatta pamuk ürününün afet kapsamına alınması için çalışmalar yapacaklarını belirtiyorlar. Bölgemiz elbette afet kapsamına alınmalı ancak, buğday, arpa, fiğ otunda olduğu gibi dekarda 15-20 YTL. verilecekse, öyle bir yasa çiftçimizin derdine hiçbir çare olmaz.
Uygulanacak afet kapsamı çiftçimizin 2006 yılı ürünü pamuk üretimiyle 2007 yılı üretimi arasında kalan fark kadar olmalı. Örneğin bir çiftçimiz 2006 yılında dekarda 550 kg. ürün aldıysa, 2007 yılı üretimi 200 kg. olduysa aradaki 350 kg. üretim zararı çiftçiye prim olarak verilmedikçe birçok çiftçimiz gerçekten batar.
Yukarıda sunduğum formülün daha şimdiden, seçim öncesi başta Ziraat Odaları, Ege Çiftçiler Derneği, Sulama Birlikleri, Pamuk Tarım Satış Kooperatifleri ve Pamuk Birliği temsilcileri tarafından dile getirilerek gerçekleşmesi için çalışmalar yapılmalı. Şu günlerde yaşadığımız seçim telaşı içinde bu konunun kaybolup gitmesini önleyebilmek için milletvekili adaylarından bu konuda yazılı taahhütnameler alınmalı. Ben muhtemelen yaşanacak afet için kendimce bu çözümü buldum, sizlerin başka çözüm önerileriniz varsa onları da paylaşarak gerçekleşmesi için çalışmalar yapmaya hazırım.
Herşeye rağmen, sezonu az bir zararla kapatmanızı dilemekten başka elimden başka birşey gelmez...