POLARMA gerekli bir dergi

E. TURGUT TEKİN

POLARMA gerekli bir dergi

SÖKE, basın-yayın ve medya ile çağı yakalamış durumda. Birkaç günlük gazetesi, düzenli yayın yapan dört adet dergisi, iki televizyonu, beşten fazla yayın yapan radyusu ile öne çıkmakta, sanat, edebiyat alanında bir hayli yol katetmektedir. Gazeteler, dergiler, radyolar, televizyonlar bir kentin bir yerde gözü kulağı, yükselen sesleri, parlayan yıldızlarıdır. Kırk yıllık yazı deneyimlerimde hep iyi bir dergi çıkarmayı düşünmüş ve istemişimdir. Ama ne yazık ki, bir türlü nasip olmadı. Bizim isteyipte çıkaramadıklarımızı çıkaran arkadaşlarımızı görünce seviniyor, mutlu oluyoruz. Bu nedenle “Polarma” dergisini çıkaran , hayata geçiren herkesi kutluyorum.

 

Bana adı önce zor geldi. Zordan öte, “Neden Türkçe değilde, Latince bir sözcük” diye düşündüm. Çağımızda “Argos” gibi bazı adlar, özellikle popüler dergilere veriliyor. Eskiden Tanzimatçılar, serveti fünuncular özellikle böyle yıldız sözcükleri Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca olup olmadığına bakmadan seçer kullanırlardı. Çağımızda da bu heves, yabancı özentisi devam etmektedir. Eskiden rağbet Farsça, Arapça ve Fransızca’ya idi. Şimdi ise İngilizce ve Almanca’ya yönelinmiş. Her ne amaçla olursa olsun, ben Türkçe dışında mecbur kalmadıkça yabancı sözcük kullanılmasına karşıyım. Rahmetli Besim Atalay, Ömer Asım Aksoy, Nurullah Ataç, Yaşar Nabi gibi Türk Dili savaşçılarının kemiklerini sızlatmamak, ruhlarını incitmemek amacıyla, olabildiği kadar, gücümün yettiği ölçüde Öztürkçe yazmaya çabalıyorum. Buna rağmen, yine de başarılı olduğum söylenemez.

 

Gelelim Söke’nin parlayan yıldızı yeni dergimiz “Polarma” adına. İlk okuduğumda “FİZİK KÖKENLİ BİR DERGİ” düşündüm. Çünkü sözcük bende fiziki bir olay olan “Polarizasyonu” çağrıştırdı. Sonra çözmeye çalıştım. İngilizce’de polar, kutup anlamında kullanılır. Polarma’da birçok değişik anlamlar ifade eder. Sözcükten daha çok bir terim gibi anlam taşıdığı için  tanımlamak en doğru yanıt olmaktadır. Polarma’yı şöyle tanımlayabiliriz; “Doğrudan doğruya kendi kaynağından çıkan bir ışığın, yansıdıktan veya kırıldıktan sonra gösterdiği değişik özelliklerin tümü” Bu fiziksel açıdan. Bir de kimyasal anlamı vardır. O da şöyle, “Kimyasal tepkimeler dolayısıyla bir pildeki gerilimin düşmesi, kutuplaştırılması”. Bunların dışında da başka anlamları vardır. Dergiyi çıkaranlar bunu şöyle ifade etmişler; “Kentimizin yansıyan ışığı” güzel bir anlam ifade edyor. Boş söz değil, anlamlı, vakarlı, yakışan bir söz.

 

Biz Sökeliler, oturduğumuz kentin bize bol bol sunduğu varlıkları, doğal güzellikleri, kıyıları, sulak alanları, ovaları, gölleri, konaklama tesislerini gereği gibi dışa yansıtamıyoruz. Bugün, Bodrum, Didim, Kuşadası gibi turizm devlerinin merkezinde bulunan Söke’de böyle kalitede bir derginin hayat bulmuş olması hem sevindirici ve hemde zorunlu idi. Çevremizdeki turizme  kaynaklık eden değerlerimizi ne yazık ki yeteri kadar tanıtamıyor, kalıcı hale getiremiyorduk. Bundan böyle bu dergi ile çok renkli görüntüleri, kaliteli yazıları inceleme fırsatımız olacaktır.

 

Yazar, çizer sanatçılarımızın resim ürünleri ile araştırmacı gazetecilerin bulguları, bir çoklarının ise boya ve fırçadan yarattığı resimler bu dergi sayfalarından dünyaya yansıyan ışık olacaktır. Bu yansımaları Sökeliler, yalnız sanat alanında değil, adına yakışır bir biçimde bilim, ekonomi ve turizm alanında da dışa yansıtabileceklerdir. Bunca tarihi miras, turistik değerler bu dergi sayfalarından polare edilecek.

 

Bir zamanlar bu topraklar üzerinde bulunan Miletos’un bağrından ekolüne “DOĞA FİLOZOFLARI” veya “MİLET OKULU” dediğimiz Thalaslar’ın, Anaksimenaslar’ın, Anaksimendroslar’ın yurdundan neden yenileri doğmasın? Bugün dünyaca ünlü antik dönem tapınakları, cimnazyumları, antik tiyatroları bu sayfalardan renk renk bir lale gibi gülümsemesin?

 

Ne yazık, ömrümün 30 yılının geçtiği Söke’de, bir avuç okurdan başka bu tür çalışmalara değer verilmiyor. Gazeteler, dergiler birer reklam aracı olmasına rağmen, bu tanıtım araçlarından yeterli ölçüde yararlanılmıyor. Oysa, gazeteler, dergiler reklam alanında en kalıcı, dayanıklı araçlardır. Üretim ve tüketim ürünlerini bu yolla tanıtarak, hem kültüre, hem de kendimize ve hem de bu yayınlara destek olur, yardımcı oluruz.

 

Polarma ekibini kutlar, ülkemize, ulusumuza hayırlı olmasını diler, uzun ömürlü olmasını isterim.

 

Not: Ben, bu yazıyı 2. sayıyı inceledikten sonra yazmıştım. Derginin 1. sayısını incelememiştim. İkinci sayıyı sağolsun Haldun Işıklı incelemem için bırakmış. Birinci sayı daha sonra, 11.05.2007 günü bana ulaştı. Nuh Günday’da sunusunda aşağı yukarı benim gibi şeyler söylemiş. O, Polarma’yı şöyle ifade etmiş; “Işığın kendi kaynağından çıkarak, kırılması veya yansıması sonucu oluşan ışık demetinin tümü” doğrudur. İngilizce sözcüklerde bu tanım vardır. Örneğin; “Langenscheidt’s Grand Dictionary” de şöyle tanımlanıyor. Polarma “Doğurdan doğruya kendi kaynağından çıkan bir ışığın, yansıdıktan veya kırıldıktan sonra gösterdiği özelliklerin tümü” Akıl ve bilim yolu birdir. Doğruları araştırmak, insanların aklını kullanması elbetteki daha doğrusudur. Çünkü bilim, yalan ve sahte sözleri kabul etmez. Tekrar başarılar. Okuyun ve okutun “Polarma”yı.

 

O, sizin derginiz.