"Sende hafıza ve vicdan yok mu?" dedirtti

Bir yerel gazetede zaman zaman köşe yazıları yayınlanan, CHP Söke İlçe Teşkilatı kayıtlı üyesi, yerel gazeteci Levent Tuncer'in 23 gün arayla yayınlanan iki yazısı arasındaki çelişki Söke'de günün konusu oldu.

Bir yerel gazetede zaman zaman köşe yazıları yayınlanan, CHP Söke İlçe Teşkilatı kayıtlı üyesi, yerel gazeteci Levent Tuncer'in 23 gün arayla yayınlanan iki yazısı arasındaki çelişki Söke'de günün konusu oldu.


Basın sektörü ve siyasi kulislerde şaşkınlıkla karşılanan gelişme herkesi şaşırttı.
Levent Tuncer imzalı, 26 Mayıs 2008 Pazartesi günlü yazı, "Belediye ve CHP" başlığını taşıyordu. CHP'li Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi'nin eleştirildiği ağır yazıdan sonra 17 Haziran 2008 Salı günü yine Levent Tuncer imzasıyla yayınlanan "Hafıza ve vicdan var mı?" başlıklı yazıda ise belediye başkanı yere göğe sığdırılamıyordu.


Ne oldu da, 23 gün arayla iki yazı yazan yerel gazetecinin görüşlerinde böylesine farklılıklar oluştu? 23 gün önce yazdığı yazıyı unuttuğunu tahmin ettiğimiz (!) Levent Tuncer'in, aynı belediye başkanını yere göğe sığdıramamasının altında yatan gerçekler ne olabilir ki...?


Dün yazılarıyla en ağır şekilde eleştirdiği başkanı şimdi yine yazılarıyla övüyor ve görevlerini yapan diğer basın mensuplarını, başkanı eleştirdikleri için "Ağzı olan konuşuyor!" diyerek tu kaka yapıyor.


23 gün önce yazdığı yazıyı unutarak (!) "Hafıza ve vicdan var mı?" başlıklı yazısıyla kendisiyle çelişkiye düşen Levent Tuncer'e "Sende hafıza ve vicdan yok mu?" diye sormak istiyoruz...


Ekspres Gazetesi'nde Levent Tuncer imzasıyla yayınlanan her iki yazıyı iktibas ederek kamuoyunun değerlendirmesine sunuyor, basın mensuplarını belli bir duruşa sahip olmaya çağırıyoruz.


****



26 Mayıs 2008 Pazartesi günlü, yazarın 1. yazısı



BELEDİYE VE CHP



28 Mart 2004"ten bu yana tam 4 yıl, 2 aylık bir süre geçti. CHP iktidarındaki Söke Belediyesi yönetimi bir seçime doğru daha gidiyor. Daha doğrusu nereye gidiyor?


2004 yerel seçimlerinde burun farkı ile belediye başkanlığı koltuğunu kapan CHP teşkilatı; bugün gelinen noktada parti içinde kavga ve kırgınlıklarla anılır oldu. Parti teşkilatı ve Belediye arasındaki 4 yıl süren Yusuf Günal, Av. Osman Ünsal"ın başkanlığındaki yönetimleri ekarte eden psikolojik savaşta, son olarak Erkan Polat"da istifaya zorlandı. Amaç belediye yönetimi ile teşkilat yönetiminin uyum içinde çalışması. Buraya kadar bakıldığında Başkan Özekmekçi"nin taleplerini yani birlikte omuz omuza çalışacağı ekipleri seçmekteki haklılığına anlam verebiliriz. Ama…



Evet işin ama"sı var.



Yaşanılan süreçte ortaya çıkan sorunlar, günübirlik halledilen sıkıntıların ateşi söndü mü? Veya sadece ateşin üzerine kül mü atıldı?



Bence kızgınlıklar, hırslar daha da arttı. Bu kızgınlık ve hırsların nedeni ne? Belediye iktidarını elinde bulunduran ve önümüzdeki seçimlerde iddiasını koruyan bir örgütte; belediyeye, halkına, vatandaşına, partiye, partililerine, hizmet adına savaşın verilmesi gerekilen noktada ortaya çıkarılan gerginlikler ne için olabilir?


Bu hırs ve kızgınlıklar yerel seçimde parti içinde daha fazla İrlandalı :) yaratmaz mı? Birlikte omuz omuza çalışamamak, güvenmiyorum demek, o insanlara güvenen insanlara da güvensizlik değil mi? Bir kişi veya birkaç kişi ile yaşanılan sorunlar; kitlelerle yaşanılan sorunlar haline dönüşmez mi?


Evet dönüşüyor. CHP Teşkilatı ve başta Başkan Necdet Özekmekçi olmak üzere belediyede bulunan CHP"liler başını ellerinin arasına almalı ve düşünmelidir. "Biz ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz" demelidir.


Seçimi kazanmak çantada keklik sanıyorsanız hata ediyorsunuz.




Diğer partilere bakıp, daha doğru dürüst aday bulamamalarına aldanıyor; biz söz verdiklerimizin %70"ini gerçekleştirdik projelere olan eleştiriler, beğenmemeler bizi ilgilendirmez diyorsanız hata ediyorsunuz. Partililer ile kavgamız önemli değil, onlar zaten başkasına gitmez, biz nasılsa barışırız diyorsanız hata ediyorsunuz. Belediyenin önüne bir set çektik biz kendi dünyamızda iyiyiz, çalışıyoruz, vatandaş ile belediye dışındakilerle muhatap olmasak da olur diyorsanız hata ediyorsunuz.



Benden naçizane uyarılardı bunlar. Daha yapacağınız çok şey olmasına rağmen vakit daralıyor, zaman su gibi akıyor.



Siz zamanın farkında mısınız? Geçen 4 yılın; size kazandırdıklarının ve kaybettirdiklerinin farkına varabildiniz mi?



Bu memleket seçimlere “kesin kazandım” diyerek kaybedenleri de gördü unutmayın!



Saygılarımla


****



17 Haziran 2008 Salı günlü, yazarın 2. yazısı




HAFIZA VE VİCDAN VAR MI?



Bakıyorum da yerel seçim havasına girmeye hazırlanan Sökemizde yine ağzı olan konuşmaya başladı.  Havada uçuşan trilyonlar, yapımı sürekli eleştirilen eserler, hatta iyi yönlerine bakılmaksızın sadece tek taraflı (at gözlüğü takılarak) yapılan acımasızca yorumlar.Ne oluyoruz ya beyler?Bu memlekette vatandaştan toplanıp nereye harcandığı bilinmeyen paraları; aynalı maynalı süslü binalara harcanan trilyonlar; yıkıldığı gibi otoparka dönüştürülen boş alanlar; sadece birkaç firmanın belediyeden aldığı ihaleler konuşuluyordu. Ne oldu, bunlar ne çabuk unutuldu?Ne mi oldu?Bugün Söke"nin Aydın"dan, İzmir"den, Didim ve Kuşadası"ndan gelenlerle dolan bir Harikalar Dünyası var. Sadece dışardan gelenlerin değil; Sökelilerin ailesiyle rahat ettiği cafe ve restaurantı ile yüz akı olan bir Harikalar Dünyası. Bugün Söke"de tüm zamanların belediye başkan adaylarının programlarına alıp da yapmaya cesaret edemediği modern bir Pazaryeri var. Bugün Söke Belediyesi"nin milyarlarca lira külfetten, en önemlisi yapılacak işlerde zaman kaybından kurtaran parke taşı-büz üretim tesisleri var. Yanında da isteyene asfalt şantiyesi bonusu. Bugün Söke"de belediye hizmetleri ile yıllar sonra tanışan hemşerilerimiz var. Bugün teknoloji ile tanışmış, bir telefon-bir internet bağlantısı ile e-belediyecilik hizmeti alabileceğim bir belediye var. Bugün neredeyse üç günde bir sosyal ve kültürel etkinlik düzenleyen, bazı etkinliklerini geleneksel hale getirmiş bir belediye var. Bugün her mahallesinde yeşil alanları artmış, modern çocuk oyun alanlarına kavuşmuş; yetmemiş birde vatandaşına açık hava spor alanları oluşturmuş bir belediye var. Bugün Söke"nin çarşı merkezinde alışveriş merkezi olarak adlandıracağın Bedesten var. Bugün ne mi var? Bugün 50 yıl sonra ancak el atılabilen bir Belediye hizmet binası hamlesi var. Bugün Söke"yi turizm merkezi içine alabilecek Meandros projesi, yanında da isteyene yine yıllarca belediye başkan adayları tarafından telaffuzu edilen ama gerçekleştirilememiş Kemalpaşa Evleri projesi var. Bugün su parası ödeme derdi ile uğraşmayan, bahçe düzenlemeleri belediye tarafından yapılmış okullarımız var. Bugün geri dönüşüm konusunda, örnek su analiz laboratuarı ile Türkiye"de örnek belediyeler arasına girmiş bir belediye var. Tüm Söke"nin kaydını sokak sokak, kapı kapı barındıran Akıllı Kent Otomasyon Sistemi var. Atası"na sahip çıkmış, Söke"nin girişine Cafer Efe Heykelini dikmiş bir belediye var. Bugün kentin yıllardır geçiştirilmiş, yapılamamış olan bir anayasası; Nazım İmar Planı var. Bugün çift başlılıktan kurtulmuş toplu ulaşım araçları var. Daha bu köşeye yetmeyecek kadar çok icraat var.Bugün ne mi var? Bugün seçim meydanlarında söylediklerinin birçoğunu gerçekleştirmiş bir belediye, birde Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi var. Yapılan iş tabiî ki eleştirilir. Meyve veren ağacı taşlamanın ötesinde, ağaca balta vurmak nedendir bilmiyorum. Elbette eleştireceğiz, yapılamayanın neden yapılmadığını, yapılan hataların neden yapıldığını soracağız. Ama yapılan işleri "yok" sayıp, iyi yönlerine aldırmaksızın acımasızca yorumlar yapmak insaflı mıdır? Sizce. Birde tam anlamadan, araştırmadan yapılan yorumlar yok mu; pes dedirtir cinsten. Elimizi vicdanımıza koyup, yorumlar yapalım beyler. Söke"nin geçmişini unutmadan. Tabiî ki yeterli hafıza ve vicdanınız varsa!Saygılarımla…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Genel Haberleri