Sorumlular hesap verirler mi?

DURMUŞ TUNA

 

 

Söke Belediyesi’nin CHP'li Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi'nin göreve geldiği ilk döneminde özellikle su tesisat malzemesi alımlarında dikkatli olunmadığını belgelemiştik.

2005 yılının 17 ve 18 Mayıs tarihlerinde bu tespitimizi yayın yoluyla Söke kamuoyuna duyurmuştuk. 17 Mayıs Salı günlü yayınımızdaki manşet haberde, “Soruyoruz?” başlığını kullanarak, teklif usulü yapılan alımlara dikkat edilmediğini belirtmiştik. 18 Mayıs Çarşamba günlü yayınımızda da, "Doğru söylemediler" başlıklı bir makalem yayınlanmıştı. Makalemde sorumlulardan hesap sorulmasını istemiştim. İhbar niteliği taşıyan yayınlarımız sonrası Söke Cumhuriyet Başsavcılığı ihaleye fesat karıştırmak iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. İhale dosyasını inceleyen Söke Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermişti.

Söke Cumhuriyet Savcısı'nın karar yazısında dikkatlerden kaçan çok önemli bir detay vardı.

Şimdi de gelelim küçük (!) diyebileceğimiz ayrıntıya...

2005 yılında yaşanan bu olayda, Başkan Özekmekçi'nin şeffaflık ve açıklık görüntüsü çizen yaklaşımı beni çok mutlu etmişti. Ne de olsa, 2004 mahalli yerel seçimlerinde kendisini desteklemiştim. Desteklediğim insanın dürüst olduğunu görmek beni sevindirmişti. Ancakkkk, Söke Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihale dosyasını gönderirken izlenen yol beni hayal kırıklığına uğrattı.

Doğrudan alım dosyası Söke Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilirken hile yoluna gidilmiş. Yüce yargı yanıltılmış.

Üç firmadan formalite teklif alınmış olmasına rağmen, sonradan alınan 5 teklif mektubu da ihale dosyasına ilave edilmiş. Söke Belediyesi yönetiminin bu küçük (!) hilesiyle, teklif mektubu alımında belediye görevlilerinin gerekli özeni göstermediği kanaatine varılmakla birlikte, Söke Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş.

Yüce yargıyı yanıltmaya yönelik bu girişim bence çok ayıp!!!

İlgili firmanın Söke Belediyesi'ne yüksek fiyatla malzeme satımı yapıp yapmadığının anlaşılması için piyasa araştırması yapıyorsunuz, topladığınız teklif mektuplarını da ihale dosyasına koyuyorsunuz.

Yani, yargıyı yanıltıyorsunuz...

2005 yılında makamında ziyaret ettiğim Enver Helvacı, açık ve net olarak yaptığım ihbarımı dikkate almamıştı. Böyle bir olayın olmasının imkânsızlığından söz etmişti. Alımla ilgili olarak teklif mektuplarını görmek istediğimde de yasal prosedürü izlemem gerektiğini söylemişti. Yasal prosedürü izlememi öneren Enver Helvacı'ya, eski Belediye Başkanı İbrahim Adalı döneminden kalan fon hesabını hatırlatmıştım. Fon hesabı Söke Belediyesi’nin CHP’li yönetimince deşifre edilmiş, herkesin dilindeydi. 550 bin TL.'lik fon hesabının hiç bir gizliliği kalmamıştı. Kime ne ödendiği, nerelere ne kadar ödeme yapıldığı herkesin dilindeydi. "Fon hesabının gizliliği yok mu, yasal prosedür şimdi mi aklınıza geldi?" diye sormuştum.

İhaleye fesat karıştırma iddiasıyla ilgili olarak bilgilendirdiğim Enver Helvacı'nın yaklaşımı üzüntü verici olduğu kadar düşündürücü olduğunu da belirtmiştim. Böyle bir alım olduğunu bildiği, (alım dosyasında imzası vardı) halde, olmadığını söylemesi kafamda soru işaretleri oluşmasına neden olduğunu belirterek yazımda şu ifadeleri kullanmıştım:

"...İlgisiz iş kollarından teklif mektupları alınarak bir firmaya ödeme yapıldığı, denetleme komisyonunun hazırladığı raporda belirtilmekteydi. Sözlü olarak da bu konu kendisine geçmiş tarihte raporu hazırlayan kişi tarafından iletilmişti.

«Böyle bir olay yok diyorsunuz, ama varsa sizin için iyi olmaz» diye kendisini uyardım ve dosyanın incelenmesini önerdim. Ancak, beni dikkate almadı ve nitekim de, iddiaların gerçek olduğu görüldü. Hem de alımların hepsinin altında imzası mevcuttu...

...Aynı şekilde Başkan Necdet Özekmekçi'ye de konuyu aktardım...

...Ancak, Başkan Özekmekçi'nin konuyu araştırırken sağlıklı bilgilere ulaşmakta zorlandığını gördüm.

Örneğin; bu alımların eski yönetim döneminde yapıldığı ve ödemenin kendileri tarafından yapıldığı söylendi. Fakat; öyle olmadığını, alımların kendi dönemlerinde yapıldığını yine kendisi ortaya çıkardı.

Su tesisat malzemesi satan firmadan teklifsiz bir veya iki kez mal alımı yapıldığı söylendi. Ama bunun da gerçek olmadığını kendisi dosyayı göz gezdirince ortaya çıkardı. Teklifsiz çok miktarda alım yapılmıştı.

Başakan Necdet Özekmeçi, «Su tesisat malzemesi alımı işine teklif veren elektrikçiyi çok iyi tanıyoruz. Su tesisat malzemesi satmadığını bildiğimiz halde neden gereğini yapmadınız?» diye hesap sorduğunda aldığı cevap beni hayrete düşürdü.

Başkan Özekmekçi, su tesisat malzemesi satışı yapan firmanın elektrik malzemesi satıp satmadığını sormuş gibi, «Efendim! Bu firma elekrik malzemesi de satıyor.» diye cevap verdi.

Koskoca belediye başkanına bile gözünün içine baka baka doğruyu söylemediler.

Koskoca belediye başkanı bile sağlıklı bilgilere ulaşmakta zorlandı. Ama doğrular yerin yedi kat altında olsa bile ulaştı.

Bundan sonrası Başkan Özekmekçi'nin bileceği bir iş.

«Ya bilerek yapılmış bir iş değil, büyütmeye gerek yok» deyip kulağının üzerine yatacak ya da sorumlulardan hesap soracak.

Bilerek veya bilmeyerek! İkisi de mazur görülemez...

Bilerek yapan minareyi çalar, ama kılıfına uydurur. Bilmeyerek yapan en tehlikelisidir. Ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Bir bakarsınız bir gün bilmeden daha büyük bir hata yapar. Dürüst kişiliğıiniz, idealistliğiniz, emekleriniz yok olup gider.

O zaman da iş işten geçmiş olur.”

Yukarıdaki uyarılarım, önerilerim 2005 yılında yazdığım yazıdan.

Şimdi gereği yapılır mı?

Sorumlulardan hesap sorulur mu?

Sorumlular ceketlerini alıp giderler mi? bilemem.

Bildiğim bir şey var!

O da, bu küçük (!) ayrıntılar mide bulandırıyor.