Tabipler Aydın'da incirin bittiğinin belgesini açıkladı‏

Tabipler Aydın'da incirin bittiğinin belgesini açıkladı‏

 Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, “Kuru incirde tespit edilen bu kükürt dioksit miktarları. Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğine göre 180 kat fazladır” dedi.
2010 yılında Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Bölümü’nün Germencik Alangüllü’de yaptığı çalışmada jeotermal akışkanların yer üstü ve yer altı sularında kirlenme yaptığı, bu suların tarımda kullanılmasına bağlı bazı ağır metal ve kimyasal maddelerin besin yolu ile diğer canlılara geçebileceğinin tespit edildiğini belirten Dr. Metin Aydın, “ADÜ Bahçe Bitkileri Bölümü 2015 yılında Alangüllü bölgesinde yaptığı ‘İncirde verim ve kalite üzerine jeotermal enerji santrallerinin olası etkilerinin belirlenmesi’ adlı çalışmayı yayınladı. Bu çalışmada incir ağaçları ve meyvelerinin jeotermallerden salınan bora maruz kaldığı, jeotermale yakın alanlarda kuru incir ürünlerinde ağır metal oranlarının fazla, jeotermale uzak incirlerde ise az olduğu, jeotermale yakın alanlarda kuru incir verim ve kalitesinde azalma, jeotermalden uzaklaştıkça ise kalitede artma olduğu saptanmış. 2007 yılında çıkarılan Jeotermal Yasası ile Aydın topraklarının yüzde 80’i jeotermal santrallerin kullanımına açılmıştır. Şu anda Türkiye’de üretimde olan tüm jeotermal santrallerin yüzde 85’i Aydın’da yer almaktadır. Türkiye’de gelecekte yapılması düşünülen tüm jeotermal santrallerin yüzde 70’de Aydın’da yapılacaktır. Aydın’da jeotermal santraller kurulum aşamasında binlerce zeytin ve incir ağacını keserek yok etmektedir. Bu santraller faaliyetleri sırasında saldıkları akışkan ve gazlar ile toprakları çoraklaştırarak üretim dışı bırakmak dışında, incir ile zeytinin verim ve kalitesinde de ciddi azalma meydana getirmektedir. Aydın’da incir üreticisi ve işletmecisinin mağduriyeti her geçen gün artmaktadır. Aydın tarım kenti olup, halkın yüzde 80’ni geçimini tarımdan sağlamaktadır. Türkiye’de üretilen tüm incirin yüzde 63’ü, kestanenin yüzde 36’ı, zeytinin yüzde 20’i, pamuğun yüzde 13’ü Aydın’da üretilmektedir. Aydın’da şu anda üretimde olan jeotermal santrallerin tümü havaya 1 kömürlü santral kadar CO2, 3 kömürlü santral kadar SO2, 1 kömürlü santral kadar NO2 gaz emisyonu salgılamaktadır. Aydın jeotermal kapasitesinin tümü kullanılmaya başlayınca Aydın havasına salınan tüm bu gaz emisyonların her biri 5 ile 25 kat daha fazla salgılanır hale gelecek. Aydın’da jeotermal santrallerin saldığı Bor ve kükürt dioksitin incir üzerine etkisi yapılan ulusal ve uluslar arası laboratuvar incelemeleri ile artık ispatlanmıştır” diye konuştu.
180 KAT DAHA FAZLA
İncir işletmelerinin yaptırdığı analizlerden örnekler veren Dr. Aydın, şöyle konuştu: “Germencik’te faaliyet gösteren bir incir işletmesinin Hırvatistan’a ihraç ettiği kuru incir ve incir ezmesinde yapılan laboratuvar incelemesinde 10 Haziran 2015 tarihinde 13.97 mg/kg SO2, 19 Ocak 2016 tarihinde 187 mg/kg SO2 saptanmış ve ürünler geri gönderilmiştir. Bu kükürt dioksit miktarları Hırvatistan’ın kabul ettiği üst sınırın 19 katı fazlasıdır. Aynı işletmenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı Aydın Ticaret Borsası Özel Gıda Kontrol Laboratuvarında kuru incir ürünlerinde yaptırdığı incelemede 14 Aralık 2015 tarihinde 350 mg/kg SO2, 12 Ocak 2016 tarihinde 363 mg/kg SO2 miktarı tespit edilmiştir. Kuru incirde tespit edilen bu kükürt dioksit miktarları, Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğine göre 180 kat fazladır. Kuru incirde çıkan bu kükürt dioksitin sebebi jeotermal santrallerin gece gündüz, yılın 365 günü havaya salgıladıkları gazlar ve içeriğindeki kimyasal maddelerdir. İncirde tespit edilen bu düzeydeki kükürt dioksit miktarları Aydın’ın yurtdışına yaptığı incir ihracatının bitmesi, işletmecilerin iflas etmesi, üreticinin incir üretememesi veya ürettiği incirin elinde kalması demektir. Bu durum Aydın’da sürdürülebilir tarımın ve yaşamın topyekûn yok oluşunun ilanından başka bir şey değildir. Ve bu sonuç enerji adına Aydın’daki tarımın, sağlıklı yaşamın tamamen göz ardı edildiği bir kararın acı sonucudur”
TABİPLER İLGİLERİ GÖREVE DAVET ETTİ
“Bu kararın kime yaradığı kimin kaybettiği, çok ciddi bir şekilde sorgulanması gerekir” diyen Dr. Aydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Aydın’da 30 bin aile geçimini incir üretiminden sağlamakta ve Aydın’a yıllık 200 milyon dolar girdi sağlamakta. 2014 yılında jeotermal elektrik üretiminin Aydın’a sağladığı girdi 150 milyon dolar. Aydın’da jeotermal kaynakların yüzde 95’i sadece elektrik üretimi için kullanılmakta. Oysa bu kaynaklar ile 100 bin dekar sera işletilebilir,100 bin konut ısıtılabilir,100 bin kişiye iş imkanı sağlanabilir. Aydın Tabip Odası olarak Aydın ilinin sürdürülebilir sağlıklı geleceğinden endişeliyiz. Ve soruyoruz; tarım üreticisinin haklarını savunan ziraat odaları, bu işin ticaretini yapan işletmecileri savunan ticaret odaları ve borsalar, gıda güvenliğini korumakla yükümlü Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, çevre kirliliğini kontrol ve denetlemekle yükümlü Çevre Müdürlüğü, çevre kirliliğinin, sağlıksız gıdaların insana etkilerini önlemekle yükümlü Sağlık Müdürlüğü, Aydın’da herkesin sağlıklı yaşamasını, çalışmasını, güvenliğini, huzurunu, geleceğini korumakla ve adaleti sağlamakla yükümlü sayın Aydın Valiliği, Aydın halkına hizmet etmek için seçilmiş sayın belediye başkanları, Aydın’ın haklarını TBMM’de korumakla yükümlü sayın milletvekilleri, Aydın’da tarımın, yaşamın bitmesine sebep olan yasaları çıkaran ve uygulanmalarına izin veren sayın hükümet yetkilileri sizlere göre bu karar adil midir? Gerçekçi midir? Ekonomik midir? Yoksa bir kentin yok olmasına göz yumulacak kadar önemsiz midir?”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EKONOMİ Haberleri