TEMAYÜL YOKLAMASI

AKParti’nin Aydın’da yaptığı temayül yoklaması, bir genel seçim havasında geçti. Temayül yoklaması öncesindeki hareketlilik görülmeye değerdi. İl Genelindeki bütün teşkilatlara, milletvekili aday adaylarının biri geldi, diğeri gitti. Ufak tefek promosyonlar, ekmek arası çeşitli yiyeceklerle partili üyeler ağırlandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Aydın Kültür Salonu’nda yaptığı konuşma sırasında partililere dağıtılan ikramlar hiç hoş karşılanmadı. Ama bu tabloya itibar edenler de oldu. Özellikle salonda aday tanıtımı sırasında söz konusu milletvekili aday adayları bindirilmiş kıtalarla büyük alkış aldı. Ama ne gariptir ki Sökeli adaylardan hemen hemen hiç biri alkış almadı. Kısacası “Doğu hakimiyeti ilin batısındaki yönetimleri, bir kez daha saf dışı bıraktı. Sonuç sürpriz değil. Her seçim döneminde olur böyle şeyler.

Aydın, Nazilli ve Çine üçgeni içinden çıkan milletvekili aday adayları, teşkilatların önceden yaptıkları prensip anlaşmaları sonucu yedi kişilik listenin ön sıralarında yer aldılar.

Ancak temayül yoklamalarında elde edilen sonuçlar bizlere yıllar yılı birşeyin değişmediğini gösterdi. 1891 partilinin oy kullandığı temayül yoklamasında, Aydın ve Nazilli bölgesi adaylarının ilk sıraları paylaşmaları sürpriz olmadı. Her dönemde olduğu gibi, doğu ittifakı gücünü bir kez daha kanıtladı. Bu ittifaktan yalnız Sökeliler değil, Didim, Kuşadası, Ortaklar, Germencik, İncirliova ve Koçarlılar da çok dertli. İlin doğusu bu geleneğini son temayül yoklamasında bir kez daha sürdürdü.

Temayül yoklamasından bir gün önce kültür sarayında milletvekili aday adaylarının tanıtımı sırasında bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Meclise 550 milletvekili seçilecek. Ama 6000 başvuru yapılıyor. Televizyonun karşısına geçip, haber dinleyecek bir çok emekli adaylık başvurusunda bulunmuştur. Önüne gelen aday olursa, biz bu işin altından nasıl kalkarız? Meclise uzman, kariyeri olan milletvekilleri girsin ki, devlet kadroları daha da güçlensin. Bu yüzden bizim için adayların özgeçmişleri çok önemli... Temayül yoklamasından sonra onlarla tek tek mülakat yapacağız. Sonra bu isimler, seçici kurulun önüne gelecek ve ona göre aday tespiti yapılacak” dedi.

Görüldüğü gibi temayül yoklamalarının resmi bir tarafı olmadığı için ön sıraları paylaşanlara “Burası sizin olsun” denmiyor. Tek seçici konumundaki parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan adayların özgeçmişlerine bakarak listeye son şeklini verecek.

Bu özlenen bir demokrasi modeli midir? Hayır! değildir. Ama bu tür davranış biçiminin Türkiye demokrasisine uygun bir model olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sayın Bülent Arınç’da bu konuya üstü örtülü değindi. Devletin yönetim kadrolarının iş yapacak adaylara ihtiyacı var. Yani Türkiye’nin kariyeri olan milletvekillerine ihtiyacı var. Ancak aday belirleme yöntemleri, partililerin, “Ahbap-çavuş ilişkisi” çerçevesinde belirlenmesi kariyeri olan birçok aday adayını devre dışı bırakabilir. Bu nedenle “demokratik değil” diye şikayet ettiğimiz merkez yoklamaları devlet yönetimlerinde yer alması gereken devlet adamlarını her zaman korumuş ve gözetmiştir. Yani aday belirleme usulleri, tek seçici konumunda bulunan parti Genel Başkanlarına bırakılmıştır.

Geçmiş dönemlerde yapılan ön seçimlerde genel merkezler, bazen çok zor durumlarda kalmışlar ve ön seçimlerde listenin alt sıralarında yer alan bir çok önemli devlet adamlarını kendisine tahsis ettiği kontenjanlarla milletvekili olmalarını sağlamıştır.

Çok ilginçtir. Bir siyasi teşkilat listeyi tamamlamak için alt sıralara yerleştirdikleri isimler ön seçimlerde listelerin ön sıralarında yer aldıkları görülmüştür.

Siyasi partilerin genel merkezleri ise kadrolarını zenginleştirmek istiyor. Teşkilatlar ve partili üyeler, bu özelliklere sahip olan adayları harcamak ve saf dışı bırakmak için elinden gelen herşeyi yapıyor. Yukarıda değindiğim gibi, ilin doğu yakası bu işi çok iyi beceriyor. Bu bölgedeki teşkilatlar, yalnız temayül yoklamalarında değil, merkez yoklamalarında da genel merkezleri etkilemesini iyi biliyorlar.

TBMM’ye giren milletvekillerine baktığımızda bu gerçek daha net şekilde ortaya çıkıyor. Türkiye’nin 65 yıllık demokrasi denemesinde Söke, meclise ancak 4 milletvekili gönderebilmiştir. Oysa doğu bölgesi her seçimde 8 civarında milletvekilini meclise sokmayı başarmıştır. Doğu bölgesinin milletvekili adayları batıdaki adaylardan daha kaliteli ve üstün meziyetlerle mi donatılmıştır? Mesela bir Mehmet Koyuncu beak raundu ile bu listenin üst sırasında neden yer almaz? Diğer adaylardan Avukat Abdullah Yeniusta, Sabahattin Akkın ve Tanju Karaçancı TBMM’ye girebilecek kariyerde siyasiler değiller mi?

Cumartesi günü kültür sarayında yapılan tanıtmada bilerek veya bilmeyerek Sökeli adayların özgeçmişleri, noksan verildi. AKParti İl Yönetimi daha önceki açıklamasında eski müsteşar yardımcısı Mehmet Koyuncu’yu çiftçi, cumartesi günü yapılan tanıtımda ise sadece müşvavir olarak tanıtmıştır. Bütün bu davranış şekilleri, bir art niyetin ürünü değil de nedir?Neyse artık olan oldu. Bundan sonraki süreç çok önemli. Sökeli milletvekili aday adayları, parti genel merkezinde yapılacak mülakatları çok iyi hazırlanmalı ve kendilerini en güzel şekilde ifade etmelidir.

Mehmet Koyuncu ile ilgili bir gerçeği ifade edeyim: Hiç aklında yokken Koyuncu, son üç günde aday olmaya karar vermiştir. Yani devletin üst düzey yöneticilerinden aldığı bir sinyal, onu böyle bir maceraya sürüklemiştir. Artı, Koyuncu hiç siyasi denemesi olmayan eski bir bürokrattır. Önceden kendisine verilen sözlerin ne kadar tutarlı ve ciddi olduğunu merkez yoklamasından sonra anlayacağız.

Koyuncu ve diğer adaylar, listenin seçilebilir yerinden sıralamaya girebilir mi, bilemiyorum.

Sökeli milletvekili aday adaylarının kaderleri 11-12 Nisan tarihleri arasında belli olacak. Allah şanslarını açık etsin.