TÜRKİYE AY’A BİLE GİDER

 Seçime 43 gün kala sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi ile bir kez daha öne çıktı. Sayın Başbakanı kutlarım. Zamanlamasını iyi yaptı. Muhalefet partileri ile arasındaki haklı-haksız tartışmaları hafifletecek ve kampanyalarda sürekli onların üzerine gidecektir. Bugünden sonra bunun arkası gelir. Birisi çıkıp, Çanakkale Boğazı’na köprü yapacağım derse hiç şaşmayın. İstanbul’dan Uludağ’a bir teleferik hattı da kurulabilir.

Rahmetli Avukat Ahmet Güçsav, Moralı Dağı’nın zirvesine bir gazino kurulması isteğini yıllarca köşesinde yazdı ve belediyenin bu bölgeye bir teleferik hattı çekmesini istemişti.

İnsanlar proje ürettiği sürece vardır. Hayata geçer veya geçmez. Ama sonra aradan yıllar geçse de, birileri gelip yıllar önce söylenen projeleri yapar. Bu hep böyle olmuştur. Merhum üstadımız Güçsav’ın hayalindeki gazino şu sıralarda Kemal Paşa Mahallesi sırtlarında yapılıyor. Ancak ulaşımı zor olan bu bölgeye belediye, teleferik hattı çekmedi. Bunun yerine binlerce lira harcayarak hiç akılda olmayan bir yol inşa ediverdi.

Rahmetli Bülent Ecevit, günümüzden 17 yıl önce Kanal İstanbul’u işaret eden ilk insandı. Aradan geçen bunca yıl sonra seçime kırkbeş gün kala CHP’nin seçim vaatlerinden bunalan Sayın Başbakan, ortaya koyduğu Kanal İstanbul Projesi ile birazcık moral buldu. Tabii ki bunun devamı gelecek. Bugünden itibaren medya hep bu konuya deyinecek, kraldan fazla kral taraftarı olan yandaş köşe yazarları seçime kadar bu konuyu köşelerinde sürekli dile getirecekler.

Doğru bir proje mi?

Hayal gücünü yansıtan projelerin iyisi kötüsü olmaz. Bir bakarsınız gün gelir, çok faydalı sonuçlar doğurur ama Türkiye’nin içinde bulunduğu bunca soruna çözüm aranması gerekirken, toplumun geniş kesimlerini hiç mi hiç ilgilendirmeyen bir yatırıma ivedilik tanınacak gibi bir hava var ortada. Anlatılanlara bakılırsa Marmara kıyısında Silivri’den Karaburun arasına açılacak kanalın uzunluğu 50 km, genişliği 140-145 m... Derinliği ise 25 m olacak. Oysa İstanbul Boğazı’nda trafiğin çok sıkıntılı olduğundan ve o bölgeye bir kanal açılması gerektiği çok önceki yıllarda ifade ediliyordu. Ancak İstanbul Boğazı’nın en dar yeri, 1500 ve 2000 m yi geçen yerler var. Ve bu genişlikte olan boğazdan gemiler rahat geçemiyor. Peki sıkışık olan deniz trafiği bir kanala yönlendirilirse, bu kadar dar olan su yolunda geçiş nasıl sağlanır? Sonra burası ne bir Süveyş Kanalı, ne de Panama Kanalı özelliğindedir. Ancak, seçim kampanyaları döneminde AK Parti’ye muhalefet eden siyasi partileri bastıran çılgın bir proje olacağı kesin. Eğer bu proje ileride gerçekleştirilirse fakir-fukaraya hiç bir faydası olmaz. Ama rantiyecilere gün doğar, Türkiye’de yeni zenginler türer. Bu bölgeler Arap Şeyhlerinin eline geçer. Yabancı şirketler Kanalın işletmesini eline geçirir. Ve sonuçta Tayyip Bey’in hayalindeki İstanbul, bir dünya kenti olup çıkar. Sanırım bu projeleri hazırlayanların kafasında bu vardır.

Bütün bu projeler, ne yazık ki konutlarının yüzde yetmişi yasa olan ve hiç alt yapısı olmayan, artık nüfus yoğunluğunu kaldıramayan İstanbul’da olacak. Ve proje hayata geçtiğinde 25 milyonluk bir İstanbul çıkacak ortaya. Ve İstanbul’a yeni göçler olacak, daha da büyüyecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı iken bir ara göçü durdurmak için vize konusunu ortaya atmıştı. Ama dün dündür, bugün bugündür hesabı Başbakan, genel seçim ortamında sözde İstanbul’u büyütecek çılgın bir kanal projesini ortaya koyuverdi. Ancak bu arada deprem sorununu düşünen yok. Bu sorun Allah’a mı kaldı?

İnsanlık hayal ettiğince vardır. Projelerde birer hayal ürünüdür. Benim de bir hayal ürünüm var: İstanbul nüfusunu 25 milyona çıkaracak projelere imza atacaklarına Anadolu’da on-onbeş civarında birer milyonluk kentler kursalar daha iyi olur diye düşünüyorum.

Hiç unutmam Demokrat Parti iktidarının ilk yıllarında Konya’da konuşma yapan bir siyasi, konuştukça coşmuş ve kantarın topuzunu kaçırmış, “Oyunuzu bana verirseniz Konya’ya deniz getiririm” demiş. Vatandaşlar siyasinin bu çılgın projesini çılgınca alkışlarken, iddianın sahibi, “Neden olmasın?” diye içten içe söylenmiş. 1987 yılında Bafa Gölü’nü denize ulaştıracak bir projeden söz edilmişti. İyi bir proje değil mi? Bir gün gelir belki yapılır.

Başbakan Tayyip Bey’den ilham alan Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe’de Ulubat Gölü’nü Marmara Denizi’de bir kanalla bağlayacağını açıklayıverdi.

Allah yöneticilerimize yeter ki zihin açıklığı versin. O zaman Türkiye dünyanın uydusu Ay’a ve Mars’a yatırım bile yapabilir. Tabi bütün bunlar oy karşılığı olabilir.