“VAA MI BUNUN BAŞKA BİR İZAH TARZI?..”

FARUK HAKSAL

 

Türkiye, hiçbir tehdit algılamadığı bir komşu ülkeye karşı sürdürülen saldırı ve tehdit stratejisinin merkezi olmayı kabul ediyor… Hatta… Hatta bu konuda anlaşılmaz bir şekilde istekli, hevesli.

Ortadoğu bir iğneli fıçıdır.

Emperyalist devletlerin bölge üzerindeki çıkarları Ortadoğu’yu her an patlayabilecek bir barut fıçısı haline getirmiştir.

Ve Türkiye bu barut fıçısının üzerine oturmak için parmağını kaldırmış ve talebi doğrultusunda Petriot Füzeleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerine yerleştirilmektedir.

Adım adım ilerleyen saldırı siyaseti Dünya ülkelerini doğal olarak iki karşı safta toplanmaya itelemiştir:

Bir tarafta Amerika ve çıkar ortakları… Ve diğer yanda da Rusya, Çin, Hindistan ve benzeri Asya ülkeleri mevzilenmiş, risklerle dolu bir satranç oyununda hamle yapmaktadırlar.

Birisi filini ileri sürmekte, diğeri ona karşı atını oynamaktadır.

Peki, Türkiye bu oyunda nerededir? Ya da hangi işlevle yükümlü kılınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi bu oyunun aktörü müdür?.. Yoksa piyonu haline mi sokulmak istenmektedir?

Türkiye, hiçbir risk altında değilken ve her hangi bir ulusal çıkarı yokken bu oyunun içine niçin sürüklenmiştir?

Petriot Füzeleri’ni kullanma yetkisine sahip olan yabancı birliğin en üst komutanı, gazetecilerin sorularına yanıt olarak, “Türk askerinin Petriot Füzeleri”nin komuta merkezinde bulunmasının mümkün olmadığını,” ifade etmiş ve söz konusu füzelerin Türkiye’yi korumak için Anadolu’ya yerleştirildiğini söylemiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en gözde komutanları hapishanede çile doldurmaktadır.

Ve Yabancı komutanlar Türkiye’yi “koruma[!]” görevini üstlendiklerini söylemektedirler…

Bu ne yaman bir çelişkidir!..

Bu ne acı bir tecellidir…

Ve aynı zamanda ne aşağılayıcı bir muameledir.

Ama derken… Ve bütün bunlar olurken… Ansızın…

Türkiye Gençlik Birliği [TGB] ortaya çıkmış ve Türkiye”yi korumak için [!] Anadolu’ya barut fıçılarını yerleştiren yabancı askerlerden Türkiye’yi korumak için bu barut fıçılarının Anadolu topraklarına çıkartıldığı sahil kentlerimizde nöbet tutmaya başlamıştır.

Ve yine derken… Bu yabancı askerlerin başına çuval geçirmişlerdir!

Kuzey Irak’ta Amerikan askerleri tarafından Türk subaylarının başına çuval geçirilmesinin ardından bir yüksek rütbeli subay, “bu ayıbın acısı yüzyıl boyunca çıkmaz,” demişti…

Ancak TGB’li gençler, yüz yıl beklemeyi içlerine sindirememişlerdir…

TGB Başkanı İlker Yücel ve arkadaşları, Anadolu’ya barut fıçısı yerleştirmek üzere ayak basan yabancı askerlerin başına çuval geçirdikleri için hep birlikte tutuklanmışlar ama, Türk Ceza Kanunu’na göre her hangi bir suç işlemedikleri sabit olduğundan tahliye edilmişlerdir. İlker Yücel’in tahliye sonrasında basına verdiği demeç önemlidir:

- Biz ülkemizi savunuyoruz. Türk gençliğini 12 Eylül’den sonra pasifize etmek istediler. Biz bu engelleri aştık. Bağımsız bir ülkede yaşamak hepimizin hakkıdır. Bu yöndeki eylemlerimiz devam edecektir. Bu etkinliğimizi yurtsever subaylarımıza armağan ediyoruz…

Evet… Bu nokta sözün bittiği yerdir. Ve nedense bu aynı noktada eski Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in bir sözü çağrıştı kafatasımızın içinde:

- Vaa mı bunun başka bir izah tarzı?..