Yedi yıl önce yazmışım!...

E. TURGUT TEKİN

 

“Ha kuruldu, ha kurulacak” derken, merkez sağ çatladı. Sayın Mumcu, “Ben kiimseyi iktidara taşımak için siyaset yapmam!” diyor.

 

Ben, Mumcu’yu tanıdığım için, bu birleşmenin mayalanacağına pek inanmadım. Çünkü, bu partileri birleştirmek için tavanı çökerteceksiniz. Eski tavan yıkılmadan yenisi yapılmıyor. Sayın Mumcu ve Sayın Ağar başta olduğu müddetçe, her kim her ne amaçla olsun ve de ne kadar çok emek harcasa da, merkez sağda birleşme sağlanamaz.

 

3 Kasım seçimleri o yıllardaki tavanları çatırtıyla çökertmişti. Buundan ders almayanlar ise 22 Temmuz seçimlerinin altında kalırlar.

 

Şimdi yedi yıl önce bu konuda yazdığım bir makaleyi, gelin birlikte okuyalım. O günleri bir anımsar, daha objektif düşünürüz. İşte o yazı;

 

Merkez Sağ Lider Arıyor   - Ensar Turgut Tekin (Yeni Söke)

 

“Demirel, Cumhurbaşkanlığı süresini doldurup, köşkten inince Merkez sağın başına geçerek ANAP, DYP ve diğer sağ partileri birleştirerek tekrar bayrağı burçlara dikecek” inancında olanlar, ne yazık ki olmadığı için hayal kırıklığına uğradılar. Gülsuyuyla yıkanan Güliz Sokak, yeğenlerinin pisliğinden temizlenmeye yetmedi. Egebank ve diğerlerindeki yolsuzluklar, amca Demirel’i çok fazlasıyla yıprattı. O, her ne kadar “Koyun koyunun bacağıyla, keçi keçinin bacağıyla asılır” dese de, “Boğayı böğürten ta.....larıdır” diyen atasözünden yakayı kurtaramaz. Amca başkan, amca Cumhurbaşkanı olmasa idi, yeğenlere o kadar kaynağı kim hortumlayabilirdi?

 

Benim Demirelle hiç bir ilişkim yok. Tarihe mal olmuş konuları yargılamak yine tarihe aittir. Ben bu yazımda böyle bir yargı peşinde de değilim. Bu yazımda “Merkez Sağ”dan söz edeceğim. Bir deneyimli politikacı ağabeyim telefon ederek yakındı:

 

- Niye yanıma gelmiyorsun? Bilirsin ki seni severim, özledim.. Sağolsun, varolsun. Ben de zatialleriini babam kaadar sever ve sayarım. Sezon nedeniyle ziyaretine gidememiştim. Kendisi de yazlıkta olduğundan Söke’de değildi. 10 Ekim Salı günü sayın Nahit Menteşe Bey ile eşleri hanımefendi ziyaretlerine gitmişler. Nahit Menteşe Ankara’da esen siyasi rüzgarlardan söz etmiş. Bir zamanlar Demirel’in kurmayları olan Menteşe, Sezgin gibi deneyimli politikacılar bile “merkez sağı birleştirme politiikası”na sıcak bakmadıkları, yeğen Demireller’in çıkardığı kokunuun bu yolda umut bağlayanların çoğunu hayal kırıklığına uğrattığını vurgulayanlar olmuş, Sezgin ve Menteşe gibi Demirelle uzun yıllar kader birliği yapmış, onunla gülmüş, onunla ağlamış insanlar inanmıyorsa, bu iş bitmiş sayılır. Yani kısaca sayın Demirel Kıratta süvari olacak yaşı çoktan aşmıştır.

 

Sayın Çiller ile Yılmaz ise, birbirlerine inat olsun diye “sen-ben” davası gütmekten başka bu yolda hiçbir çaba sarf edipte özveride buuluunmuyorlar. Sayın Deniz Baykal’ın gösterdiği cesareti gösteremiyorlar. Sayın Baykal seçimi kaybedince görevden kendi isteğiyle ayrıldı. 15 ay sonra tekrar aynı koltuğa yine demokratik yolla oturdu. Hem daha güçlenerek. Çiller veya Yılmaz bu özveride bulunma cesaretlerini ne yazık ki yıllardan beri gösteremediler. Neden korkuyorlar? O koltuklar saltanat koltuğu değil ki! Merkez sağı birleştirmek uğruna koltuktan ilk kalkan öyle sanıyorum ki ilk genel kurulda tekrar o koltuğa oturur. Çünkü demokrasilerde vefa dediğimiz bir olay vardır. Ona layık olana, o vefa borcu mutlaka ödenir. Hak, sahibinii bulur. Politikacılar, Çiller ve Yılmaz’ın bu yükü göğüslleyecek güçte olmadıklarını söylüyorlar. Peki ne, olacak? Ülkede siyasi istikrar Tarumar Baba’nın parça pinçiki gibi mi oynanacak?

 

Merkez sağ Türkiye’de paramparça oldukça, merkez sağın başına akıllı, bilgili politikada yıpranmamış, dürüst bir lider olmadıkça ne ekonomide ve ne de siyasi yapıda istikrar sağlanamaz. Niye merkez sağ da, merkez sol değil? Merkez sağın, merkez sola oranla tabanı daha geniştir. İş ve ekonomik kaynaklara sahip kşiler merkez sağ felsefesine dayalı bir iş, üretim ve tüketim yanlısı dünya ekonomisinin lokomotif güçleri yine bu tür politakadan yana. Sonra birşey daha var; Bugün Türkiye’de merkez sağın parçalanmış olması bazı küçük partilerin devleşmesine neden oluyorlar. Merkez sağ parça pinçik olmasa diğer radikaller bu kadar milletvekili çıkaramazlar. Sırf merkez sağa kızdıkları için diğer partilere oy veren merkez sağ gönüllü seçmen vardır. Çoğu bu olayı bize bizzat ifade etmiştir. Bu da seçmenin robot liderlerden intikamıdır.

 

Artık merkez sağda olanların bu konuyu oturup, düşünmeleri, düşündüklerini ülke ve ulus yararına değerlendirmeleri şarttır. Merkez sağ saflarında yetişmiş binlerce politikacımız vardır. Bunlar artık “Düşman Kardeşler Trajedisini” oynamayı bıraksınlar. Gerçekleri biraz görsünler. Bu vurdumduymazlık böyle devam ederse, bu milletin günahı onların boynuna olur.

 

Bugün esnaf dertli, çiftçi dertli, memur dertli, işçi dertli, iş dünyası dertli, dernekler dertli. Borsalar allak bullak. Mevduat sahipleri borsadan endişeli. İşsizlik, istikrarsızlık almış yürümüş. Bir zamanların renkli nutukçusu Ecevit bazı şeylere çare yetiremiyor. Onda da istikrar sağlayacak çoğunluk yok. Üç bacaklı sayacak, ağır kazanı devirmemek için çok hassas dengede duruyor. Devrilmekten korkmayan bir sayacak gerekiyor.

 

Merkez sağa düşünen, düşündüğünü planlayan, planladığını üreten bir lider aranıyor. Ülkeyi içte ve dışta Atatürkçü çizgide götürecek bir lider aranıyor.

 

Bu lider koskocaman bir ülkede yok mu? Elbette vardır. Tepki ve ilk hareket tabandan gelecek merkeez sağı oluşturacak yeni güç kaynakları eski partilerinden istifa ederek, kuracakları yeni partinin temeellerini atmadıkça, tavvan çökmez. Tavanı çökertmedikçe yeni bina etmeniz mümkün değil. Bunu da merkez sağ seçmenlerinin yapması gerekir. Merkez sağı birleştirip, tek güç haline getiirmedikçe, güçlü ve istikrarlı hükümet özlemi çekeriz.