YEREL BASIN

KAZIM ER

 

 

Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nden aradılar. Bir faks göndereceklerini belirttiler. Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Mustafa Çezik tarafından kaleme alınmış olan “İl Genel Meclisi Üyelerine açık Mektup !.” başlıklı köşe yazısı geldi. Köşe yazısında Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin halen kiracı olarak bulunduğu binanın, Aydın İl Özel İdaresi tarafından satışının gündemde olduğu belirtiliyordu.

Bu bina Aydın İl Özel İdaresi’ne aitti. Aydın Gazeteciler Cemiyeti hizmet Binası, 2000 yılında İl Özel İdaresi’nden kiralanmış, hizmet binası o dönemin İl Genel Meclisi kararı ile cemiyete kiraya verilmiş.

O dönemde görev yapan İl Genel Meclisi Üyeleri’nin Aydın Gazeteciler Cemiyeti’ne destek olmasını ve sahip çıkılmasının, kamu görevi yapan bir cemiyetin bu günde hakkı olduğunu düşünüyoruz.

Ancak; Sayın Cezik’in de belirttiği gibi “Biz bu binayı satıyoruz. Çıkın gidin, ne yaparsanız yapın!” denme noktasına gelinmiş olunmasının üzerinde biraz durmak gerekmiyor mu ?    

Evet üzerinde düşünülmesi kafa yorulması gereken bir konu.

Olana bitene şaşırmadık. Genel idare ne yapıyorsa onların yerel idarecileri de aynı mantıkla ellerindeki yetkiyi uygulamaya devam etmektedirler.

Önce bir fısıltı yayıyorlar.

Geçen ay ki meclis toplantısın da meclis üyeleri arasında kamuya ait bu binanın satılacağı ile ilgili fısıltıyı hep beraber duyduk. Aslı var mı diye kendi kendimize sorduk ?

Basının, ildeki örgütlü gücü olan bu kurumun böyle bir oldu bittiyle karşılaşmayacağını düşünmüştük. Siyasetin içinde bulunanların basınla başlarını derde sokmamaları gerektiği görüşü ağır bastığından, alınan bu karardan dönüleceği kanısı uyandığından, Aydın Gazeteciler Cemiyet’inin bulunduğu binayı satmak için ihaleye çıkaramayacakları doğrultusunda kendi aramızda görüş birliğine varmıştık.

Görünen o ki kamu kaynaklarını satma noktasında her şeyi yapan genel iktidarın yerel temsilcileri, öncelikle bir fısıltı yayarak, kamuoyunun ve ilgililerinin tepkisini ölçüyorlar. Tepki var ise geri adım atmaya çalışıyorlar. Bu kamu binasının da satışıyla ilgili olarak böyle yaptılar.

Ancak işin aslı ortaya çıktı.

Aydın  Gazeteciler Cemiyeti, 26 Ağustos 2008 tarihinde ve 2008/34 sayı ile binanın demirbaşlarından olan elektrik tesisatında ve saatinde sorunların olduğunu belirten ve kamu hizmeti veren sivil toplum kuruluşu olan cemiyete maddi açıdan bir külfet yüklediğini belirten bir yazı yazar.

Sorunun çözülmesini idareden beklemektedir.

Bu kez aynı içerikte ve Sayın Başkan Musatafa Cezik imzalı 10 Eylül 2008 ve 2008/35 ikinci yazıyı gönderiyor.   

Aldığı yanıt ise beklenenin tam tersidir. “05.09.2008 tarih ve  İÖİ/4842  sayıyla yanıt verilmekte ve mezkur binamız satışa sunulmuş olup, bu aşamada talebinize yönelik herhangi bir işlem yapılamayacağı bilinmesi hususu; Bilgilerinize arz ederim” denilmektedir.   

Bu durum nasıl açıklanabilir. Geçmişte bir şekilde kamusal kaynaklarla oluşturulan bu bina kamu görevi yaptığı tartışılmaz olan bir kurumunun kullanımına az bir ücretle verilmiş, doğruda yapılmış...

Bugün yaşananlara bakınız.

Biz Cumhuriyet Halk Partili İl Genel Meclisi üyeleri olarak, İl Özel İdaresi’ne ait ve kamu görevi yapan kuruluşlarının kullanımında olan binaların satılmasına red oyu kullanmıştık.

Aydın İl Encümenini 03 Eylül 2008 tarihinde Saat 14.30’da yapılan toplantısında alınan kararda cemiyetin kiracı olarak bulunduğu binanın 650.000 Ytl. muhammen bedelle ve 2886/45 maddesi uyarınca 22.10.2008 tarihinde ihalesine karar verilmiştir.  

Kamuya ait bu binanın satışından kimler etkilenecektir?

Mevcut binada, Aydın Gazeteciler Cemiyeti, Nezih Demirkent Toplantı Salonu, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Aydın Barosu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Başkanlığı bulunmaktadır.

Kamu kuruluşları kendi binalarını satın alabilirler.

Bu satış kararından en çok etkilenecek olanın Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin olacağı kaçınılmazdır.  

Basın denilince; Ulusal düzeyde yayın yapan, yazılı ve görsel basın akla gelmektedir. Böyle anlaşılıyor. Ancak; yerelde görev yapan basın ve yayın organları zor şartlar da kamunun sesi olmaya çalışmaktadır. İster görsel olsun, ister yazılı olsun, yayın hayatını sürdürmeye çalışması, pek kolay olmamaktadır. Haber toplamak, haberi basmak, kamu oyuna duyurmak olan basın ve yayın organlarının ayakta kalabilmeleri için maddi güce ihtiyaçları vardır.

Bu gün ekonomik sıkıntı içinde bulunan yerel gazete sahiplerinin en önemli şikayetleri resmi ilan pastasından yeteri kadar pay alamamak, ticari ilan ve reklam yetersizliği, gazetenin ham maddesi olan kağıt temin etme zorluğu, tiraj arttıramama ve devletin yerel gazeteleri yeteri kadar desteklememesidir.

Ülkemizde 1012 yerel gazete yayın hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Ankara, İzmir ve İstanbul’da 145 gazete yayınlanmaktadır. Ulusal düzeyde yayınlanan145 gazetenin yıllık resmi ilanlardan aldığı pay eski para ile 750 trilyon iken, yerelde yayınlanan 1012 gazetenin toplam resmi ilanlardan aldığı pay ise 53 trilyondur. En büyük pay yine ulusal düzeyde yayın yapan medya kuruluşlarınındır.

Basın İlan Kurumu Genel Kurulu 11 Ağustos 2006 tarihinde toplanarak, 1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere markası ve modeli ne olursa olsun, masa baskı makineleri ile basılan gazetelerin, resmi ilan yayınlayamayacaklarının kararını almış ve bu kararı 17 Ağustos 2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Vergisini ve SSK primlerini 3 ay içinde ödeyemeyen yerel gazetelerin resmi ilan yayınlama hakları bulunmamaktadır. 

Yerel gazeteler teknolojik gelişmelerden yararlanmak istemektedir. Ancak ekonomik güçlükler yerel gazetelerin kendilerini geliştirmesine olanak vermemektedir. Bununla beraber devlet kurum ve kuruluşlarının yerel basına yönelik ilgi eksikliği de eklenince, yerel basın yıllardır, kendisine değer verilmeyen, ciddiye alınmayan, sorunlarına çözüm üretilmeyen bir durumda bulunmaktadır.

Yerel basın, hiçbir güçün etkisinde kalmadan, özgürce, yayın yaşamını zor şartlarda sürdürmeye çalışmaktadır. Bize göre de doğru olanı yapmaktadır.

Halkın sesi olmaktadır.

Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin yaşadığı, Aydın basınında, yeni ekonomik sorunları doğuracağı kaçınılmazdır. Kamunun haber alma işlevini sürdüren basınımıza destek olmak, kitlelere kolayca ulaşmasını sağlanması, biz kamu görevi yapanların görevi olması gerekirken, yeni sorunların doğmasına sebep olunması ancak başka şekilde  anlatılması gerekir..

Bu da  genel iktidarın yereldeki yetkilileri, satarak kamu kaynaklarından elde edilen gelirleri, yaklaşan yerel seçimlerde kullanmak üzere pazarlamaktadır.

Çünkü; 2008 yılında genel bütçeden İl Özel İdaresine aktarılan pay geçen yılların çok çok altındadır.

Sıkıntı büyüktür.

Basını bu şekilde susturamayacaklardır.

Basınımız, bu güne kadar objektif olarak sürdürdüğü yaklaşımını, sürdürmeye devam edecektir.

Bu uygulamaların bir sonuç getirmeyeceğini göreceğiz. 

Saygılarımla.