YEREL HİZMET ANLAYIŞI VE DİDİM

FARUK HAKSAL

 

Belediyeler, bildiğimiz gibi “yerel” yönetim biçimleridir.

Yaşanılan yöre il ise, valinin, ilçe ise kaymakamın yanında halkın seçtiği kişilerce yönetilir.

Vali ve kaymakam merkez yönetiminin, belediye başkanları ise, yerel yönetim birimlerinin temsilcisidir.

Vali ve kaymakam biraz asık yüzlü ve halkın yaşamından az/biraz kopuk bir çizgiyi güdebilir.

Ama belediye başkanları halkın yaşamının içinden gelirler, halkın nabzı, eğilimleri, talep ve istekleri bir belediye başkanının gündemini, derdini ve tasasını oluşturur.

Daha doğrusu öyle olmak zorundadır.

Didim, merkezi yönetim bakımından en şanslı süreçlerinden birini yaşamaktadır.

Didim Kaymakamı Sayın Ersin Emiroğlu, yukarıda olması gereken niteliklerini sıraladığımız bir belediye başkanından çok daha sıcak kanlı, güler yüzlü, mütevazi ve aydın bir kişi olarak aramızda yaşamakta ve ciddi ama halktan birisi olarak görevini sürdürmektedir.

Bu niteliklere sahip bir kaymakam Didim için bir şanstır.

Didim’in ikinci şansı ise, bize göre, belediye başkanımız Sayın Mümin Kamacı’dır.

Halk adamı sözü, sanıyoruz onu en iyi tarif eden bir deyiştir.

İnsanları sabırla dinleyen, güler yüzlü duruşu, kendisine yapılan en sert eleştirilere dahi demokrasi kültürü ile yaklaşan, çevre değerlerine gerçekten saygılı aydın bir belediye başkanı…

Şimdi…

Çoğu kişi bu her iki yönetici için sarf ettiğimiz övgü yüklü sözleri yadırgayacak ve hakkımızda bazı yakıştırmalara girişeceklerdir.

Gazetecilik sürekli eleştirme işi değildir.

Sürekli olumsuzlukların altını çizmek için ön yargı ile girişilen bir uğraş değildir.

Evet, doğrudur, Akbük Belediyesi ile ilgili yazılarımız, eleştirilerimiz ayyuka çıkmış durumdadır.

Ama orası Akbük’tür. Akbük’de işler öyle yürümekte ve bizim tavrımız da ona göre şekillenmektedir.

Ama Didim’de bir Belediye vardır.

Eksik işler, yanlış işler, hatalı işler Didim’de de olabilir.

Ama Didim Belediyesi, bir Akbük belediyesi [asla] değildir.

Orada olanlar, burada olmamakta… Burada olanlar ise, asla orada olmamaktadır.

Didim’de yerel yönetim ile merkezi yönetim zarif bir eşgüdüm içinde ve kendi görev sınırları dâhilinde ortaklaşa bir hizmet yarışındadırlar.

Bu noktada siyaset önemli değildir.

Hatta siyasetin bu düzlemde yeri yoktur, yurdu yoktur.

Halkın içinden birisi olma erdemi, güler yüzlü bir hizmet ve görev anlayışı, çevre değerlerine saygının ötesinde bir özen ve sonra alçakgönüllü bir yumuşaklık… İşte Akbük’de olmayan budur!

Akbük beldesinde arayıp da bulamadığımız bu değerlerdir.

Umuduz, bu değerlerin Akbük’e de yerleşmesi, yerleştirilmesidir…

Demokratik kitle örgütleri ile [arka bahçe yapma hesapları dışında] ele ele, gönül gönüle vermiş, kendiliğinden halkla kaynaşmış ve katılımcı demokrasiye olanak tanıyan bir yönetim biçimi ve yönetim kadrosu…

Derdimiz tasamız özetle budur.