AMİN!..

 

Türk polisi ayakta!..

Teyakkuzda.

Ön saflarda yüzlerce, arka planda [belki de] binlerce emniyet mensubu harıl ve hurul çalışmakta…

Bölgede geniş bir alanda hummalı bir DNA araştırması var.

Kana bulanmış taşta, katilin elinin ayasındaki yağdan kimliğini teşhis etme gibi inanılmaz bir teknikle çalışıyor Türk polisi… Tebrik!

Ölen önemli bir kişi…

Bir Amerikalı, üstelik kadın, genç ve de şık bir beresi var… Oldukça yakışmış.

İstanbul sokaklarında yalnız, kuytu köşe mahallerde, ıssız ve tek başına yürüyüşünü izliyoruz güvenlik kameralarından…

Yazık…

Tatile gelmiş İstanbul’a.

Sonra?..

Şu anda bilmem ne kilisesinin morgunda mevta…

ABD’de bilmem ne kilisesi, mevtanın ABD’ye nakli için bağış toplamakla meşgul.

Hayırlı iştir, Tanrı yardımcıları olsun, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz.

Ancak…

Bu ilginin binde/biri gösterilmedi Uğur Mumcu cinayetine…

Abdi İpekçi çapraz ateşle katledildi gün içinde, sokak ortasında…

Daha niceleri ve niceleri…

Üstelik onlar İstanbul’a tatil için gelmiş sıradan insanlar da değildiler.

Sapına kadar İstanbulluydular.

Sonuna kadar bu ülkenin yurttaşıydılar.

Yurtseverdiler.

Aydın, yürekli, namuslu yetkin bu ülkenin göz bebeği insanlardılar…

Ama onların katilleri yollar boyu serbestçe volta attı derin devletin koridorlarında, Paris’te, Roma’da, Beyoğlu’nun en arka sokaklarında…

Polisten ırak, emniyetten azade, Devlet’ten torpilli, özgür ve rahat…

Sivas’ta can veren yurtsever aydınların katileri zamanaşımından yırttılar kefeni.

Onların DNA’ları siyasetin damarlarına yayılırken; polis sustu, adliye bekledi, siyaset üstünü örttü cinayetlerin…

Ama Amerikalı kadın üzerine önemli sözler söylüyor Başbakan…

Acıklı konuşuyor İçişleri bakanı. Vali dokunaklı ve emniyet anlamlı bir suskunluk içinde…

Basın reyting peşinde, sulandırmakla meşgul cinayetin magazin görüntülerini.

Dizi-sever Türkiye halkı ise, yeni, canlı, heyecanlı ve acıklı bir senaryonun renkliliğine kaptırmış kendini, ilgi ile izliyor medya haberlerini.

Suriye kaynıyor, Ortadoğu barut fıçısına dönmüş, kanıyor… Kan kusuyor!

Ama haspaların, bir elinde cımbız,

bir elinde ayna…

Umurunda mı Dünya?..

İyisi mi, biz şiirin devamını okuyalım.

Ve Orhan Veli’nin böylesi bir cinayete kurban gitmeden, eceli ile öldüğüne bin/bir kere şükredelim…

-        Amin…

Önceki ve Sonraki Yazılar