Arılar yönlerini bulamıyorlar

Arılar yönlerini bulamıyorlar

Arılar yönlerini bulamıyorlar

Gerçek Gazetesi
Yılmaz ÖLMEZ
Aydın"ın Bozdoğan ilçesinin 1.800 rakımlı Madran Yaylası çam ağaçları ile bezeli. Bu nedenle çam balı üreticileri bu bölgeyi tercih ediyorlar. Bol oksijenli ve teknolojik alt yapıdan uzak olan bu yayla da bulunan bal arıları çok şanslı. Çünkü kovanlarından polen toplamak için ayrılan arılar, ne kadar uzağa gitseler de, başlarındaki antenler sayesinde kovanlarına tekrar dönebiliyorlar. Zira bu antenler dalga yayıyor ve arılar da kovanlarına rahatça ulaşabiliyorlar.
Fakat baz istasyonu ve cep telefonlarıyla yaygın şekilde görüşme yapılan bölgelerde bulunan arılar bu kadar şanslı değiller. Çünkü bu radyasyonlar arıların yol bulma sistemini etkiliyor. Amerikalı bilim adamları da bu teoriyi doğruluyor. Arı kolonilerinin ortadan kaybolması ABD'de başlayan ve sonra Avrupa'ya yayılan bir olgu. Son olarak ileri sürülen teoriye göre, cep telefonlarından yayılan radyasyonun, arıların yön bulma sistemlerini bozarak, kendi kovanlarına dönüş yolunu bulmalarına engel olduğu yolunda. Bozdoğanlı arı üreticisi Eray Kuşçu arıların günden güne eksilmesine anlam veremediğine dikkat çekerken, elektronik alanların arılara verdiği zararı geçte olsa tespit ettiklerini söylüyor. Kuşçu, ”Arılar kovandan çıktıktan sonra tekrar kovana dönmesi için başlarındaki iki anten sayesinde iletişim sağlıyorlar ve kovanlarını buluyorlar. Yani bu antenler sayesinde iletişim kuruyorlar. Dışarıya nektar bulmaya giden arılarımız elektronik ortamlarda oldukları zaman yönlerini bulamıyorlar. Bunun için de arı kolonilerinde büyük kayıplar yaşanmaktadır. Biz kovanları zaman zaman başka bölgelere taşıyoruz. Kovanlarımızın baz istasyonuna yakın bölgeye bırakılması ile birlikte arı sayısında büyük azalma olduğunu tespit ettik. daha sonra edindiğimiz bilgiler doğrultusunda da artık kovanlarımızı baz istasyonlarının bulunduğu alanlara koymama kararı aldık. Elektronik ortamlar arıların üretim performansını da düşürüyor. Bir kovanda kış mevsiminde 10 bin, yaz aylarında da 100 bin sayısına ulaşıyor.” dedi.
BİLİMSEL OLARAK TA KANITLANDI.
Almanya"da Landau Üniversitesinden Dr. Jochen Kuhn söz konusu araştırmayı örnek göstererek, cep telefonlarından yayılan radyasyon neticesinde arıların kovanlarına dönüş yolu bulamadığını ileri sürüyor. Cep telefonlarının saçtığı tehlikeler henüz keşfediliyor. Bunları destekleyecek veriler ise henüz yetersiz. Çünkü kitlesel felaketler olmadıkça, insanlarda kanser hastalıklarının oluşması ve kendisini göstermesi uzun yıllara yayılıyor.
Dolayısıyla cep telefonunun eğer kanser yaptığı tezi doğruysa, bu argümanı destekleyecek verileri 2025 yılından itibaren tıp dergilerinde görmeye başlayabileceğiz.
Finlandiya'da gerçekleştirilen bir araştırmada 10 yıldan fazla süredir cep telefonu kullanmakta olan insanların kansere yakalanma risklerinin yüzde 40 arttığı saptanırken İsveç'te yapılan bir diğer araştırma ise cep telefonundan yayılan sinyallerin beyin hücrelerini öldürdüğünü göstermişti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.