ATATÜRK DİYOR Kİ; HEMEN VALİYİ GÖREVDEN ALIN!

Meslek hayatımda bunu da yaşamak varmış!

Dün; Söke Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Biriminde, "ERDOĞAN'IN; AYDIN'IN FETHİ İÇİN GAVUR İNADI" başlıklı yazım nedeniyle ifade verdim. 

Hem de yargının bu yazı nedeniyle geçtiğimiz cuma günü lehime karar vermesine rağmen!

Şöyle ki; Aydın Valiliği adına Erol Ayyıldız yazımda; İlde Devleti ve Hükümeti temsil eden Valilik Makamı nezdinde Devleti ve Hükümeti; ayrıca, bu makam nezdinde Aydın Valisi olarak Vali'yi hedef alan, Devleti ve Hükümeti; Valilik Makamı'nı yıpratma amacı güden, gerçeklerden uzak, yanlı, taraflı ve kasıtlı olarak, aynı anda iftira, hakaret, küçük düşürme, karalama, mesnetsiz ve delilsiz isnatlarda bulunma fiillerinin işlenmesi nedeniyle 5651 sayılı yasanın yazının 9. maddesi gereğince erişimin engellenmesine karar verilmesi talep edilmişti. 

Ancak; 1. Sulh Ceza Hakimliği, Ayyıldız'ın kişilik haklarına saldırı mahiyetinde anlatımlara yer verilmediği, haber verme ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, talep yerinde görülmeyerek reddine dair karar vermişti. 

Valilik işi büyütmüş ve bu kez de yazımda Devlet büyüğüne hakaret suçu işlediğim hükmüne varmış!

Aydın Valisi'nin iddiası bu yönde ama! 

Vali'ye göre bu iddia, şahsıma yönelik bir iftira…

Geçtiğimiz aylarda da benzer bir durum vuku bulmuştu!

Adları Ali olan iki sözde gazeteci, çıktıkları canlı radyo programından beni Devlet düşmanı ilân etmişlerdi!

Cevabım çok sert olmuş ve radyo yönetimi dahil, programı yapanların topu hakkında suç duyurusunda bulunmuştum. 

Devlet düşmanlığı, karşıtlığı gibi suçlamalar benim en yumuşak karnımdır. Beni bu yönde kimse karalayamaz! Kim olursa olsun, hangi görevde ve yetkilendirmede bulunursa bulunsun hakkımı ararım!

Aliler konusu şuan yargıda!

Çapsızlık karşısında, kendimi savunmaktan başka ne yapabilirim ki?

Kafa, göz yaracak değilim ya!

Evet; ne yazık ki, Terörle Mücadele Biriminde dün ifade verdim!

Yazımda; sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın Aydın'a verdiği önemi, merhum Başbakanımız Menderes'in memleketi Aydın'a gösterdiği ilgiyi gözler önüne sermeye çalıştım. Bunu yaparken de yine Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın Başbakanlığı dönemindeki "gâvur İzmir" söylemini yazının ana konusu yapmıştım. 

Kişilerin ve bazı kurum, kuruluşların; sevdiklerini, istediklerini, değerlerini elde etmek veya kaybetmemek ya da korumak uğruna verdikleri mücadeleyi gözler önüne sermiştim. 

Yazımdaki kişler, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Aydın BŞB Başkanımız sayın Özlem Çerçioğlu idi. 

Kurum ve kuruluşlar Aydın BŞB ve AKP Genel Merkezi idi. 

Sevilen ve istenen değer ise; Aydın İlimiz idi.

Sevdalandığımız Aydın için idi yaşanan kavgalar, Özlem Çerçioğlu'na yönelik kurulan kumpaslar, ayak oyunları...

Gâvur inadımızın tutma nedeni; AYDIN'lık yarınlarımızın ÖZLEM'i MEMLEKET'im ve memleketimize sahip çıkmaktı…

Bu bağlamda hepimizin gâvurdu inadı...

Aydın halkının,

Cumhurbaşkanımızın,

Büyükşehir Belediye Başkanımızın...

Cumhurbaşkanımız bu benzetmesi nedeniyle Terörle Mücadele Biriminde ifade verdi mi ki; ben o yazımda alıntı yapıp, kullandığım için suç işlemiş oluyorum!

Cumhurbaşkanımız yargılandı mı da ben yargılanacağım!

Vali'nin; Terörle Mücadelede ifademin alınmasına varacak kadar ağır suç olarak gördüğü 'gâvur' ifadesi, İzmir İli için, 'gâvur İzmir' benzetmesi yapan sayın Erdoğan'a aittir...

Bu söz üzerine yapışmış, onunla özdeşleşmiş ve siyasi literatürde yer bulmuştur. 

Bu durumda Vali, Reisicumhur ile çelişmiş olmuyor mu?

Espri katarak; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Aydın için görüşleri konusunda tahmin yürüttüğüm bir yazı da bile art niyet aranıyor...

Allah hepimize akıl fikir versin!!!

Vali'nin işgüzarca demeyeyim ama gereksiz bir yaklaşımı ile karşı karşıyayım ve işimden gücümden oluyorum. 

imgres-001.jpg

İnanıyorum ki; o yazım ve Vali'nin tutumu Cumhurbaşkanımızın bilgisine sunulsa, terfi bekleyen! görülen lüzum üzerine emekliye sevk edilir. 

Tarihte örneği var!

Bu olay; Kurucumuz, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde yaşansa Vali şimdiye çoktan tekaüte ayrılmıştı çoktan...

Hatırlayalım lütfen:

"Yıl 1927'dir ve Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla balo verilmektedir.

Kastamonu Valisi biraz gecikerek salona girerer. Herkes ayakta ancak genç bir öğretmen Vali'nin geldiğini geç fark ederek en son ayaga kalkar. Vali bey bu olayı görür ve balo bittiğinde Milli Eğitim Müdürünü yanına çağırır. Milli Eğitim Müdürü öğretmenin iyi niyetli olduğunu söylese de sayın Vali olayın peşini bırakmaz. Olay Bakanlığa yansır. Milli Eğitim Bakanlığı da Vali'nin fazla alınganlık gösterdiği kanısına varır. Bu durum görüşülürken Atatatürk bakanlıktadır. Yetkililer kendi aralarında konuşurlarken, "Atatürk neler oluyor?" diye sorar?

Olayı anlatırlar ve ATA'mızın dediği şudur...

HEMEN VALİYİ GÖREVDEN ALIN! 

YAPILACAK BU KADAR İŞİMİZ VARKEN, GENÇ BİR ÖĞRETMENLE UĞRAŞAN VALİYLE BİR YERE GELİNMEZ...

Çerçioğlu'da bunu diyor işte!

"Vali işine bak! Aydın halkı için yapacak çok işimiz var! Hizmetlerimizi geciktiriyorsun…"

Aydın'ın Topuklu Efe'si Özlem Çerçioğlu'nun dediği gibi, "Aydın Valiliği ve Vali Erol Ayyıldız işi gücü bırakmış üzerine vazife olmayan işlerle uğraşıyor"...

Olacak gibi değil!

AKP İl Başkanı Ömer Özmen'in itiraf ettiği gibi; AKP iktidarında hizmete susamış Aydın'ın Valisi nelerle uğraşıyor!

AKP iktidarının hizmetlerinden mahrum kalmamız yetmezmiş gibi, bir de Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımları engellenmeye çalışılıyor.

Vali, kendisine çalışıyor! Aydın'dan sonraki görev yeri için yatırım yapıyor!

Ancak çalışma şekli biz Aydınlılar için tuhaf ve garip karşılanıyor!

Alışık olmadığımız bir Vali tiplemesi çiziyor!

Aydın'a gelmiş, görev yapmış ve ayrılmış Valileri mumla aratıyor!

Özlem Çerçioğlu'nun halk odaklı projelerini engellemek isterken hizmeti geciktiriyor!

Bunu yaparken de açılan davalar kaybediliyor ve Valilik Kurumu da makamı da yıpranıyor.

Aydın halkının gözünde itibarı günden güne hem de sabun köpüğü gibi azalıyor ve biz buna üzülüyoruz!

Hükümet Valisi yerine AKP Valisi görüntüsü çizmek için herkesle kavga ediyor!

Bundan sonraki görev yeri için çok çalışıyor, çok...

KİM TERÖRLE MÜCADELELİK!?

Pazar günü sosyal medya hesabımdan, Pazartesi günü de Gerçek Gazetesi'nde, "Sen ne yapıyorsun Vali Bey?" başlıklı bir habere yer verdim!

Haberin konusu terör suçuydu. Aydın genelindeki pkk sempatizanı öğretmenler konusuydu. Söke'de bu yöndeki bir tespitimi paylaşmıştım. Başta Vali olmak üzere yetkililerin dikkatli olmalarını rica ermiş ve uyarmıştım. 

Uyarımın üzerinden tam beş gün geçti! 

"Çocuklarımız zehirlenmeye çalışılıyor!" diye yazdım... 

"Terör örgütünün dağ kadrolarına militan yetiştirmek için pkk'nın okutup, eğittiği öğretmen görüntüsünde kişiler var!" dedim...

Bas bas bağırdım!

"Terör örgütü Söke'de Milli Eğitime sızmış, Aydın genelinde durum nedir" diye sordum!

Vali'mizden çıt yok?!

Çözüm sürecinde; Doğu ve Güneydoğuda görev yapan Valiler gibi davranıyor. O valiler terör ve terörist konusunda başlarını başka yöne çeviriyordu ya sayın Ayyıldız kuma gönüyor görüntüsü çiziyor...

Saygısızlık yapmak istemem ama bu durumda kim terörle mücadelelik, kim değil sayın Valim?!

Ben de sizin! Özlem Çerçioğlu düşmanlığınız nedeniyle dikkat dağınıklığı yaşadığınızı ve bu nedenle de hayati önem taşıyan bir konuda ihmaliniz olduğunu düşünüyorum. Geçen beş günde kaç çocuğumuz zehirlendi acaba! Yargının sizden de bunun hesabını sormasını bekliyor ve istiyorum. 

Devletimizin bölünmez bütünlüğünü ilgilendiren haberim nedeniyle ve Vali'nin talimatıyla Terörle Mücadelede ifade vermeyi beklerken, Vali'nin Aydın'dan sonraki görev yeri için Cumhurbaşkanının gözüne girmek isterken terör suçlusu muamelesi görmem ne kadar acı!!!

Dediğim gibi; Reisicumhur bugün ATA'mız olsa idi, Vali şimdiye çoktan ya haritadan yer beğeniyor olurdu ya da tekaüte ayrılmıştı...

Not: Kim Terörle Mücadelelik kim değilin değerlendirmesini de Aydın halkına bırakıyorum...

screen-shot-2016-05-19-at-2.47.26-pm.png

Önceki ve Sonraki Yazılar