“Ekolojik Başkanlar Aranıyor”

“Ekolojik Başkanlar Aranıyor”

“TEMA Vakfı’ndan Yerel Yönetimlere Çağrı:“Ekolojik Okuryazar Belediye Başkanları Aranıyor”

Gerçek Gazetesi/ Gülsüm TUNA
TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, yaklaşan seçimler öncesi sağlıklı bir çevrede yaşamak için, “Ekolojik okuryazar belediye başkanları aranıyor” sloganıyla, yerel yönetime aday isimlerden çevre duyarlılığı beklediklerini ifade etti. Özdemir açıklamasında, “Dünya nüfusunun büyük kısmını barındıran şehirler günümüzde içtiğimiz sudan, soluduğumuz havaya kadar olan temel ihtiyaçlarımız ve yaşam kalitemiz üzerinde kilit bir rol oynuyor. Kentler, yaşam alanlarımız, tüketim ve yaşam biçimlerimizi belirleyen temel unsurlara dönüştüler. Dolayısıyla, nasıl bir kent istediğimiz aslında nasıl bir hayat sürmek istediğimiz ile doğrudan ilişkili bir hale geldi. Bu sebeple TEMA Vakfı olarak, yerel yönetimlerin Anayasamız ile garanti altına alınan “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkı” konusunda çok önemli bir rol oynadığına inanıyoruz. Yerel yönetimlerin imzasına açılan, sürdürülebilir kentler ve kasabalara yönelik Aalborg Şartı"nı Türkiye"de, toplam 2912 belediyeden sadece 9"unun imzalaması (Avrupa Birliği üye ülkelerinden örnek vermek gerekirse, İtalya"da 870 adet, İspanya"da 1064 adet yerel otorite tarafından imzalanmıştır) ve Türkiye"nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi (Council of Europe) tarafından hazırlanan, “tüm insanların sağlıklı, yerleşik, güzel ve özendirici bir çevrede yaşama hakkını” esas alan Avrupa Kentsel Şartı"nı ise Türkiye"den henüz imzalayan yerel yönetimin bulunmaması bu konudaki duyarlılığın henüz yeterince gelişmediğini göstermektedir” dedi.
“2014 yerel seçimlerinde belediye başkanı olacak adaylara, TEMA Vakfı olarak, en temel hakkımız olan sağlıklı bir çevrede yaşamak için bazı taleplerimizi iletmek istiyoruz” diyen Mehmet Özdemir taleplerini şöyle sıraladı;
1. Tarım arazilerinin korunması
2. Doğal ve kültürel kimliklerin korunması
3. Yeşil alanların korunması
4. Atık yönetimi ve çevrenin korunması
5. İklim değişikliğine uyum sağlanması
6. Sürdürülebilir ulaşımın geliştirilmesi
7. Kentsel altyapının geliştirilmesi
8. Şehirlerin sağlıklı gelişmesi
9. Paydaşların karar süreçlerine aktif katılımının sağlanması
10. Ekolojik okuryazar belediyelerin oluşturulması
1. Tarım Arazilerinin Korunması Hızla artan nüfus, şehirlerin çeperlerinde bulunan tarım arazilerinde yapılaşma baskısına neden oluyor. Binlerce yılda oluşan verimli topraklarımızı, yapılaşma yüzünden hızla kaybediyoruz. Oysa yeni gelişme alanları ve her türlü kullanım için, gerekli altyapının sağlanması kaydıyla alternatif alan bulunabilirken çok uzun yıllar ve karmaşık süreçler sonucu oluşan bitkisel üretime elverişli topraklarımızın alternatifinin bulunamayacağını biliyoruz. TEMA Vakfı olarak, sürdürülebilir yaşam için özellikle şehirlere yakın yerlerdeki tarım arazilerimizin yapılaşmaya açılmamasını talep ediyoruz. Çünkü, tarım arazilerimizin korunması, gıda güvenliğimizin teminatıdır. İlave imar planları ile tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması, geleceğimizin, gıda güvenliğimizin tehlikeye girmesidir.
2. Doğal Kimliklerin Korunması
Yerleşmelerin fiziksel, sosyo-ekonomik, kültürel ve tarihi özelliklerinin yanı sıra, yeşil alanları, doğal varlıkları, ekosistem bileşenleri de kentsel kimliği oluşturan önemli unsurlardır. Şehirlerin doğal kimliğini oluşturan yeşil alanlar, sulak alanlar, ormanlar, su havzaları, tarım alanları gibi doğal varlıkları ve ekosistem bileşenleri; yapılaşma ve kirlilik nedenleriyle tahrip edildiğinde ve/veya değiştirildiğinde kentsel kimlik de değişmektedir. Sonuç olarak kentlilerin belleği ve yaşadıkları yer ile kurdukları ilişki de zarar görmektedir.
TEMA Vakfı olarak, kentlerin gelişim ve dönüşüm süreçlerinde, doğal ve kültürel kimliklerinin korunması konusunda belediyelerin sorumluluklarını yerine getirmelerini talep etmekteyiz. Unutulmamalıdır ki, kentlerin doğal ve kültürel değerleri korunduğu ölçüde kimlikleri güçlenir.
3. Yeşil Alanların Korunması
Sıkışık şehir dokusu içinde doğa ile bütünleşmeye imkân veren yeşil alanlar, yapılaşmış alanlar içerisinde insanların dinlenmesi, gezinmesi ve doğaya yakınlaşmaları amacıyla düzenlenen ortak kullanım alanlarıdır. Bu kapsamda, yeşil alanlar, insan ile doğa arasında bozulan ilişkiyi dengelemede, toplumsal ilişkilerin geliştirilmesinde ve kentsel yaşam koşulları ile yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde etkilidirler. Ayrıca, olası afet durumlarında geçici barınma, hastane, aşevi gibi yaşamsal ihtiyaçlarımıza da cevap verecek toplanma ve çadır alanları olmaları, bu açık ve yeşil alanların korunmasının önemini artırmaktadır.
TEMA Vakfı olarak, açık ve yeşil alanların yeni yapıların yapılabileceği rezerv alanlar olarak görülmemesi gerektiğini, korunması ve geliştirilmesi gereken değerler olarak kabul edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, kaldırım, refüj gibi kamusal alanlarda bulunan ağaçlar da peyzaj değeri bulunan varlıklardır. Yol genişletilmesi, yeni düzenlemeler gibi çalışmalarda mevcut ağaçların korunmasının esas alınmasını ve bölgede yaşayan insanların hassasiyetinin de göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz.
4. Atık Yönetimi ve Çevrenin Korunması
Düzenli depolama tesislerinin kurulması, bertaraf ve dönüşüm sistemleri ile atık su şebekesi ve arıtma sistemlerinin yeterliliği ve doğru işletilmesinin yanı sıra bu tür tesislerin yer seçimi son derece önemlidir. Özellikle orman alanlarının yakınında yer alan şehirlerde çok sık görülen bir durum, katı atık depolamak için ormanlık alanların seçilmesidir. Bu durum, hem orman yangını riskini arttırabilmekte, hem de şehirdeki halk sağlığı için büyük önem taşıyan orman ekosisteminin zarar görmesine sebep olmaktadır. Aynı şekilde tarım arazilerinde katı atık depolama alanı veya atık su arıtma tesisi yapılması halinde de verimli toprakların kaybı söz konusudur. TEMA Vakfı olarak, vahşi depolamadan biran önce vazgeçilerek düzenli depolama tesislerinin doğru yerde kurulması, bertaraf ve dönüşüm sistemlerinin geliştirilmesi ve bu konuda bilinçlendirme çalışmalarının yapılması, atık su şebekelerinin iyileştirilmesi ve ileri arıtma sistemlerinin kurulmasını talep ediyoruz. Ayrıca, bu tesislerin yer seçiminde de orman ve mera alanları, tarım arazileri gibi sürdürülebilir yaşamın güvencesi olan alanların korunmasını talep ediyoruz.
5. İklim Değişikliğine Uyum Sağlanması
En büyük ortak sorunumuz olan iklim değişikliğinin etkilerini şimdiden tüm dünyada ve Türkiye"de, görmeye başladık. İklim değişikliğine bağlı olarak artan sel, kuraklık gibi aşırı hava olayları insanlar ve tüm canlıların yaşamını tehdit ederken, bu olayların sonucunda yaşanan ciddi boyutlardaki toprak kayıpları da geleceğimizi tehdit ediyor. Ayrıca, Türkiye"de insan kaynaklı iklim değişikliğine bağlı olarak sadece büyük şehirlerimizde meydana gelen sel hasarlarının neden olduğu maddi kayıplar, depremlerin neden olduğu maddi kayıplara yaklaştı. Bu durum bize, iklim değişikliği ile mücadelede ve değişen iklimlere uyum sağlayıp, medeniyetimizi kurtarmak konusunda yerel yönetimlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
TEMA Vakfı olarak, iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum sağlanması için sürdürülebilir ulaşım politikalarının benimsenmesini, enerji tasarrufunun ve yenilebilir enerjinin teşvik edilmesini, altyapı sistemlerinin geliştirilmesini, peyzaj düzenlemelerinde yerel türlerin kullanılmasını talep ediyoruz.
6. Sürdürülebilir Ulaşımın Geliştirilmesi
Ulaşım politikaları, şehirlerde hava kirliliği, trafik sorunu, iklim değişikliği, yaşam kalitesi açısından son derece önemli bir konudur. Şehirlerin ulaşım politikalarının geliştirilmesi için sadece yeni yolların yapılması yeterli değildir, ulaşımda arz-talep dengesinin kurulması, ulaşım türü tercihleri, ulaşımın arazi kullanım politikaları ile birlikte ele alınması da önemlidir. İklim değişikliğinin birincil sebebinin fosil yakıt bağımlılığımız olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, sürdürülebilir ulaşım politikaları, iklim değişikliği ile mücadelede de son derece önemlidir.
TEMA Vakfı olarak, toplu ulaşım sistemlerinin geliştirilmesini, farklı ulaşım türlerinin bütünleşik bir şekilde planlanmasını, bisiklet kullanımının teşvik edilmesini talep ediyoruz.
7. Altyapının Geliştirilmesi
Altyapı çalışmaları, şehirlerin sağlıklı gelişimi ve yaşam kalitesinin artırılması açısından hayati öneme sahiptir. Yol, kanalizasyon, yağmur suyu, içme suyu gibi ihtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılamamış şehirler, ekonomik ve sosyal gelişimini sağlamayacağı gibi doğa için de büyük tehdit oluşturmaktadır. Altyapı açısından en önemli sorunlardan birisi de altyapı ile ilgili detaylı bilgilerin yetersizliğidir. Birçok şehirde içme suyu, atık su, elektrik, telekomünikasyon şebekeleri ile ilgili sağlıklı yer altı haritaları ve güzergâh bilgileri bulunmamaktadır. Bu sebeple, herhangi bir yatırım sebebi ile inşaat çalışmaları yapılırken elektrik hatları, telefon kabloları veya su şebekesi sıklıkla zarar görebilmektedir.
TEMA Vakfı olarak, su varlığımızın korunması, kaçakların engellenmesi için su şebekelerinin iyileştirilmesini, enerji verimliliği ve tasarrufu için elektrik şebekelerinin iyileştirilmesini, yağmur suları ile kanalizasyon sularının birbirinden ayrılarak kullanılması gibi yenilikçi çözümlerin teşvik edilmesini ve altyapı ile ilgili detaylı bilgilerin çıkartılarak altyapının geliştirilmesi konularında bu verilerin temel alınmasını talep ediyoruz.
8. Şehirlerin Sağlıklı Gelişmesi
Türkiye"de, başta büyük şehirlerimiz olmak üzere neredeyse tüm şehirlerimizde hızlı bir gelişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Bunun sonucunda, ekolojik ve sosyo-kültürel boyutları göz ardı edilerek, kentsel dönüşüm planları ya da üst ölçekli planlara uygun olmayan projelerin hayata geçirildiğini görmekteyiz. Hızla gelişen bu plan ve projelerle birlikte, ülkemizde kentsel dönüşüme dair tartışmalar da artmaktadır. Bu tartışmaların başında gelen konu ise, kentsel dönüşümde sorunun çözümü yerine proje geliştirmeye odaklanılmasıdır.
TEMA Vakfı olarak, şehirlerin sağlıklı bir şekilde gelişmesi adına; iyileştirilmesi ve sağlıklı hale getirilmesi gereken bölgelerde yapılacak planlamalarda ve proje çalışmalarında yeşil alanların korunmasını, mümkün olduğunca miktarının arttırılmasını ve kesinlikle başka kullanımlara dönüştürülmemesini; bu plan ve projelerin sosyal boyutu ile birlikte ekolojik boyutunun da göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz.
9. Paydaşların Karar Süreçlerine Aktif Katılımının Sağlanması
Yerel yönetimlerin toplumu ilgilendiren kararları, o kararlardan etkilenecek olan kişiler ile STK"lar ve üniversiteler gibi kurumların sürece aktif katılımlarını sağlayarak, katılımcı bir anlayışla alması son derece önemlidir. Birleşmiş Milletler Aarhus Sözleşmesi (2011) ile “şimdiki ve gelecekteki kuşakların” sağlıklı bir çevrede yaşaması için çevresel bilgiye erişimi, karar alma sürecine halkın katılımı ve yargıya başvuru hakları güvence altına alınmaktadır. Türkiye Aarhus Sözleşmesine henüz taraf olmasa da yerel yönetimler Aarhus Sözleşmesi"nin çevresel demokrasi anlayışını uygulayabilir ve halkın ve paydaşların sürece katılımını sağlayacak mekanizmaları etkin şekilde uygulayabilirler.
TEMA Vakfı olarak, çevre sorunlarının oluşmadan önlenebilmesi için, yerel yönetimlerin çevresel katılım ilkesini benimsemesini, ekosisteme zarar verebilecek projelerin engellenmesi veya değiştirilmesi yönünde adımlar atmasını talep ediyoruz.
10. Ekolojik Okur Yazar Belediyelerin Oluşturulması:
Ekoloji okuryazarlığı “yeryüzünde hayatı mümkün kılan doğal süreçleri anlamak ya da doğaya yönelik bilgi, beceri, tutum, değer ve anlayış sergilemesi” olarak tanımlanabilir. Ekoloji okuryazarlığı bireyde doğa bilincinin oluşmasını, doğanın ilkelerini öğrenmesini ve doğayla iletişim kurmasını sağlar. Yerel yönetimler de doğayla uyumlu şehirler yaratabilecek en önemli karar alıcı organlardır. Doğayla uyumlu, sürdürülebilir şehirler yaratmak öncelikle belediyelerdeki yöneticilerin ve çalışanların doğayı anlayıp, doğanın parçası olduklarını fark etmeleri ile gerçekleşebilir.
TEMA Vakfı olarak, ekolojik okuryazar belediyeler hayal ediyoruz.”
Belediye Başkan adaylarına başarılar diler, ve kendilerinden acilen; “ Hayatı Geleceğe Taşımak” için, toprağa, ormana, suya sahip çıkmalarını, Büyük Menderes nehrimizin, topraklarımızın kirliliğini önlemelerini, Devlet, İl ve Köy yollarını ağaçlandırmalarını, teraslama ve ağaçlandırma şeritleri oluşturarak sel baskınlarını önlemelerini, doğayı harap eden vahşi madenciliğe dur demelerinizi bekliyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.