Kuyucu, “Çevre kirliliği, ekosistemlerde doğal dengeyi

Kuyucu, “Çevre kirliliği, ekosistemlerde doğal dengeyi

Kuyucu, “Çevre kirliliği, ekosistemlerde doğal dengeyi bozan ve insanlardan kaynaklanan ekolojik zararlardır”

Gerçek Gazetesi
Güven ÖLMEZ
İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ersev Kuyucu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, çevre kirliliğine ve çevre sağlığına dikkat çekti. Kuyucu çevre korunması ve gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için yapılması gerekenleri de belirttiği açıklamasında şunları söyledi, “Çevre Kirliliği, ülkelerin ortak sorunlarından biridir. Bu bağlamda 1972 yılında İsveç"in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan bir kararla, 5 Haziran günü “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmiştir. Böylece ciddi anlamda dünyanın geleceği ilk defa gelişmiş ülkelerin gündemine girmiştir. 113 ülkenin katıldığı bu toplantıda; sürdürülebilir kalkınma, insanların yaşamlarının iyi bir düzeyde sürdürebilmeleri için gereksinim duydukları doğal kaynakları yenilenebilir biçimde, yani gelecek kuşakları da düşünerek kullanmaları kararı sonrasında, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) kurularak çevre konusunda uluslararası işbirliğine öncülük etme görevi bu örgüte devredilmiştir.
Çevre, insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. Bir başka deyişle çevre, bir organizmanın var olduğu ortam yada şartlardır ve yeryüzünde ilk canlı ile birlikte var olmuştur.
“Ekosistem” olarak ta tanımlanan bu ortamın fiziksel unsurlarını; hava, su ve toprak, biyolojik unsurlarını; insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar oluşturur.
Sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi ancak sağlıklı bir çevre ile mümkündür. Bir ilişkiler sistemi olan çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının ortaya çıkması, genellikle insan kaynaklı etkenlerin doğal dengeleri bozmasıyla başlamıştır. İnsan hayatı çeşitli dengeler üzerine kurulmuştur. İnsanın çevresiyle oluşturduğu doğal dengeyi meydana getiren zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar, zincirin tümünü etkileyip, bu dengenin bozulmasına sebep olmakta ve çevre sorunlarını oluşturmaktadır.
Çevre kirliliği veya kirlenmesi şu şekilde tanımlanmaktadır: Bütün canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen, cansız çevre öğeleri üzerinde yapısal zararlar meydana getiren ve niteliklerini bozan yabancı maddelerin; hava, su ve toprağa yoğun bir şekilde karışması olayıdır. Çevre kirliliği; “ekosistemlerde doğal dengeyi bozan ve insanlardan kaynaklanan ekolojik zararlardır.” da denilebilir. Başlıca kirlilik çeşitleri ise; hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, gürültü kirliliği ve radyoaktif kirliliktir.
Gelişen teknolojinin insan yaşamına getirdiği rahatlık yanında, bu gelişmenin ekosistem'e getirdiği kirlilik yükü her geçen gün katlanarak artmaktadır. Hayatı daha mükemmel hale getirmek, daha sağlıklı ve uzun bir ömür sağlayabilmek amacına dönük gelişmelerin tüm canlılığın yok olmasına sebep olabilecek sonuçları da ortaya çıkardığı yadsınamaz bir gerçektir.
İnsanların çevre açısından karşı karşıya kaldığı başlıca problemler şöyle özetlenebilir:
Hava, su ve topraklarımızın her geçen gün artan oranlarda kirlenmesi ve önemli bir kısmının kullanılamaz hale gelmesi, Özellikle Büyükşehir ve sanayi bölgelerinin çevre kirliliği sebebiyle yaşanamaz hale gelmesi, Ozon tabakasının delinmesi, Yerkürenin giderek ısınması, Kanser ve benzeri hastalıkların artması, Doğal kaynakların hızla tüketilmesi.
Kurumlar dışında kişisel olarak ta çevre kirliliğini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız. Sadece bir gün için değil, her zaman çevre için duyarlı olmalıyız.
Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için; Sanayileşmede çevreye zarar vermeyen yol ve yöntemler bulmalıyız. Bütün canlı türlerinin yaşaması ve nesillerinin devamını sağlamalıyız. Bilinçli tarım yapmalıyız. Ormanları korumalı ve yeni orman alanları oluşturulmalıyız. Su kaynakları kirlilikten korumalıyız. Geri dönüşümlü ürünleri kullanmalıyız. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmalıyız. Eğitimde, çevre bilinci ve duyarlılığını kazandırmaya önem vermeliyiz. Sürdürülebilir kalkınma programları uygulamalıyız. Bilinçli tüketim yapmalı, israf etmemeliyiz”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.