Contemporary İstanbul’un 18. Edisyonunda 29 Eylül Cuma günü CIF Dialogues kapsamında “Sanat Mimarlık ve Sürdürülebilirliğin Bir Araya Geldiği Yer” başlıklı söyleşisinde Ömer Pekin'in eseri ile sanatın mekanla ilişkisi sorgulanarak; sanatın özü ve işlevini anlama yolculuğundaki süreçler değerlendirildi.

Dr. Feride Çelik moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide sanatın şehirlerimizi, sokaklarımızı ve toplumumuzu nasıl şekillendirdiğine dikkat çekilerek, sanatın büyüleyici dünyasında, dinleyiciler ile ilham dolu bir keşfe çıkıldı.

QUA Pavilion'un tasarımcısı Mimar Ömer Pekin:

“Doğanın karşısında insanın küçüklüğünü hissetmek, ağır görünenin ardındaki hafiflik ve bazen uzaktan hafif sanılanın altında ezilmek… Bana en çok ilham veren konular arasında yer aldı…”

QUA Granite ile Contemporary İstanbul kapsamında gerçekleşen iş birliğimiz, mimari ve sanat alanlarında süregelen pratiğim için ortak bir alan açtı. Sunulan büyük ölçekli bu proje, malzemeyi strüktüre dahil ettiği renkle birlikte ele alışı ve yapının genel kurgusu itibarıyla ilham verici bir süreç oldu. Bu süreç içerisinde doğanın karşısında insanın küçüklüğünü hissetmek, ağır görünenin ardındaki hafiflik ve bazen uzaktan hafif sanılanın altında ezilmek… Bana en çok ilham veren konular arasında yer aldı… Qua Granite'in üretim yolculuğuyla iletişim içinde şekillenen Qua Pavilion, üretim esnasında kullanım dışı kalan ıskarta malzemelerin bir araya gelmesiyle oluşan bir mekân aslında. Qua Granite’in mimari ve sürdürülebilirlik diyaloğuyla ilgili yaklaşımının bir parçası olmaktan ve bu çerçevede yaratıcı sektörlerin geleceğini yeniden düşünme fırsatı bulmaktan büyük mutluluk duyuyorum.”

QUA Granite Pazarlama Müdürü Hande Sarpkaya:

” Sürdürülebilirlik bizim için yeni bir kavram değil. Üretim sırasında kullandığımız sularımızı yüzde yüz geri dönüştürüyoruz. Bu çapta arıtma tesisine sahip tek firmayız. Fabrikamızın çatısında güneş enerjisinden faydalanarak elektrik üretimi sağlamaya çalışıyoruz. Contemporary İstanbul’da sanatla buluşma serüvenimiz ise geçtiğimiz yıl başladı. Hem mimar hem sanatçı Ömer Pekin ile gerçekleştirdiğimiz çalışma da bu sürdürülebilir sürecimizi taçlandırdı. Ömer’in hem sanatsal hem mimari yönleri ve bunları birleştirme tarzı sayesinde çok iyi bir diyalog yaşadık. Bu eseri sonrasında Söke’deki fabrikamızda konumlandırmayı hayal ediyorum. Bu projeyi hem oradaki arkadaşlarımızla paylaşmak hem de işimizin kalıcılığını sağlamak istiyorum.

Öte yandan QUA Granite ‘in bu projeyi sürdürülebilirlik diyaloğunun bir parçası olarak benimsemesi, yaratıcı sektörlerin geleceğini yeniden düşünmesine de fırsat sunuyor diye düşünüyorum. Sürdürülebilirlik ve sanat arasındaki bu güçlü bağı sürdürmeye ve ilerletmeye kararlıyız.

Sanatın bu kalıcılık değerlerini daha geniş bir kitleye iletmekte nasıl bir araç olduğunu Contemporary İstanbul’un büyüleyici atmosferinde yeniden düşünmeye davet ederek sürdürülebilir bir geleceği birlikte inşa etmek için sanatın gücünden destek almaktan ve projeyi gerçekleştirmekten şahsım ve QUA adına büyük keyif duyduk.”