E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

SÖKE TİCARET ODASI’NIN OLUMLU ADIMLARI

 

 

Söke Devlet Hastanesi'nden dönerken, yolda Ticaret Odası Başkanımız Sayın Süleyman Toyran'a rastladım. Özlemişim kendisini. Görmeyeli bir hayli zaman oldu. Ekonomik krizlerin verdiği sıkıntılı yaşam insanları dost ve arkadaşlarından koparıp atıyor. Beni de sıkıntılar yıldırdı ve bıktırdı. Bu sıkıntıları bir ben yaşamıyorum. Halkımın büyük bir kesimi, esnafın hemen hemen holdingler dışındaki büyük kesimi yaşıyor. Çiftçi yine öyle. Toprak var, su yok. Susuz ise Söke Ovası cayır cayır yanar. Onbeş yıldır hep yazdım ve yazıyorum ki, Söke'yi kurtaracak tek kaynak Çine Barajı'dır. Hükümet, DSİ Bölge Müdürlüğü gelin bu barajı çok çabuk yapında hiç değilse kışın su tutsun, yazın da bu su Söke Ovası'nın sulamasında kullanılsın. Adamlar hep aksini yapıyorlar. Geçen yıl, Ali Güzelyağdöken ile yaptığımız bir sohbet yazısında da dile getirmiştim. Ortada baraj yok, HES ile ilgili malzeme alınmış ve çürütülüyor. Oraya harcanacak para, barajın yükselmesine harcansa fena mı olurdu. İki yıl önce Aydın Ticaret Odası Başkanı “Gelin bizlerde maddi destek sağlayalım, bu barajı yapın da bitirin" diye seslenmişti. Ama hükümet kanadından olumlu hiçbir adım atılmamıştı. Bugün Söke Belediye ve Sulama Birliği Başkanı Sayın Necdet Özekmekçi bağırıyor:

-Bu yıl da çiftçimiz su sıkıntısı yaşarsa, 1OO bin dekar arazi bankaların eline geçer, diyor. Yabancılar, Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da elimizden alamadıkları topraklarımızı şimdi böyle ayak oyunları ile mi alacaklar? Buna hiç şaşmam. Çünkü çiftçi artık yabancı bankaların kucağına düşmüştür. Tam randımanla sulayıp, çift ürün alamazlarsa bu kaçınılmaz dır. Sayın Erdoğan ve hükümeti, Anayasa ve türban gibi basit şeylerle uğraşacağına kaynaklar bularak, Çine Barajı'nı bitirse daha iyi olur. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az, deyip biz esas konumuza geçelim.

Bugünkü yazımızın ana konusu, “Söke Ticaret Odası Üyelerine Halkbank' tan yeni krediler fırsatı" Süleyman Bey'den ayrılıp, büroya geldiğimde, Gerçek Gazetesi'nde bu sevindirici haberi okudum. Perşembe günü saat 11.00’de Söke Ticaret Odası Meclis Salonu'nunda yapılan protokol dahilinde Ticaret Odası Üyeleri'ne yeni kredi imkanları sağlanıyor. Bu kredilerin hem faizleri düşük ve hem de vadeleri uzun. Yarını Allah bilir, ama bugün için ölmekte olan esnafa ve tacire, sanayiciye bu krediler ilaç yerine geçecektir. Çünkü ticaret erbabının soluğu tükenmiş, nefesi kısılmıştır.

Bu krediler oksijen tüpü gibi onların hayatlarına etki yapacaktır. Böyle sıkıntılı bir ortamda bu yenileme işini ele alan oda yetkilileri ile Halkbank yöneticilerine halkım ve kentim adına teşekkürler ederim. Bu kredilere esnafın ve oda üyelerinin çok ihtiyaçları vardır. Bir taraftan kriz, bir taraftan kuraklık, bir taraftan büyük mağazaların Söke, Kuşadası ve Didim üçgeninde yoğunlaşması, Söke esnafının belini kırmıştır. Bu kırılan belin doğrulması biraz güç olsa da, bu krediler nefes aldıracaktır. Esnaf ve tacirlerin, bu banka ile iş yapmaları ve onlara el uzatana onların da destek olmalarını umuyoruz. Çünkü Halkbank bizim halkımızın ve esnafımızın bankasıdır. Dara kaldığımızda, sıkıntılı günlerimizde onlar nasıl bize dost ellerini uzatıyorlarsa, biz de geniş zamanlarımızda onlarla çalışıp, kaynaklarımızı onlarla paylaşmalıyız ki, güçlensinler ve bizleri yabancı sermayeli bankaların pençelerine atmasınlar. Bu bizim milli bir görevimizdir. Ticaret Odası Başkanımız Süleyman Toyran, gerçekten kendisi de çekirdekten yetişmiş bir esnaf olarak, bugünkü esnafın sıkıntılarını anlamaktadır. Ülkemiz çok zor şartlardan geçmektedir. Ortada sıcak para yok, borçlar dağ gibi. Esnaf odalarıda sıkıntılar içinde. Alınan borçlar geri dönmüyor. İmkanlar kısıtlı ve üyeler ölmüş. Bunlarada bir çare aramakta fayda var. Adamın ikibin liralık borcu, faizle yüklenip onbeşbin YTL. olmuşsa bu ödenmez. Ama, hiç değilse bunların faizleri silinip, ana paraların ödenmesine bir imkan tanımak gerekiyor. İş böyle olunca anapara ödemesi yapılır. Adam hiç değilse hem borcundan ve hemde vicdan azabından kurtulur. Bugün dünyanın birçok ülkesinde kriz vardır. Esnaf ve meslek kuruluşları üyeleri lehine özveride bulunuyorlar. Çünkü onlar, ticaret amacıyla değil, yardımlaşma amacıyla kurulmuş olan kuruluşlardır. Zarar eden, iflas eden ortaklarının yanında olmak zorundadırlar. Yoksa ortada ne esnaf ve ne de esnaf kuruluşları kalır. Ticaret Odaları’nın başlattığı bu olumlu adımı esnaf kefalet kooperatiflerinin de başlatmasını umuyoruz. İnşallah ülkem ve ulusum için hep hayırlı olur.


Önceki ve Sonraki Yazılar