GÜLE GÜLE TARIK AKAN (2)

 

Bizim içinde olmadığımız sekiz-on detay çekimin ardından yardımcı oyuncuları tesislerin yemekhanesine topladılar. Görevlililerin demledikleri çaydan tiryakiler bol bol içtiler, ben bir çayla yetindim, çayı pek sevmiyorum. Ailemizde çay geleneği olmadığından belki de. Ofis, büro çekimleri akşam saat altıya kadar sürdü. Günler uzuyor artık. Hava yeni yeni kararmaya başlamıştı. Ben alt kattaki lavaboya indim. İşim biraz uzun sürmüş olmalı yemekhaneye geldiğimde ortalık sessizdi ve kimse yoktu. Panikledim ve binanın dışına yol alan merdivenlerden inip caddeye indim. Hürriyet gazetesi tesisleri önünde kimse yoktu. Biraz da terk edilmişlik duygusuyla bir korku kapladı işimi. Kapıda ki koruma görevlisinin "Minibüs az önce gitti." sözleri beni yeni dönüş arayışları düşüncelerine yöneltti. Yürüyerek iki saatten fazla yolum vardı Sultanahmet neresi, Beyoğlu neresi? Gündüz olsaydı neyse. Birkaç kez Beyoğlu'ndan , Tünel'den Eminönü'ne, Kapalıçarşı'ya inmiştim. Ben tedirginlik, korku, şaşkınlıkla ne yapacağımı düşünürken İhsan Yüce'yle Tarık Akan  binanın çıkış kapısında göründüler. Tarık Akan beni neredeyse ağlayacak halde panik içinde görünce "Genç ne oldu, seni unuttular mı?" o kadar içtendi ki şaşırmıştım ve heyecanlanırken tüm kaygılarım yok olmuştu? "Hadi gel bizimle, Taksime kadar." İhsan Yüce de işte böyle kardeşim, bunların gözünde insanın değeri yok!" Karşı kaldırımda park etmiş siyah BMW ye yöneldik hepimiz, İhsan abi arkaya geçti ben de yanına yönelince "Sen öne geç delikanlı, gençler önemlidir bizim için." Kapısını açan Tarık Akan'a baktım göz göze geldiğimizde göz kırparak başıyla "Haydi geç." uyarısını aldım ve BMW'nin ön koltuğuna geçtim. "Allahım bu ne ya? İyi ki beni unutmuşlar." diye geçirdim içimden. Tarık Akan'ın arabasında yan yanaydık. Öğrencilik yıllarımda hayranlıkla filmlerini izlediğim, sakızlardan çıkan resimlerini biriktirdiğim, kartpostallarını anket defterlerime yapıştırdığım yakışıklı, genç kızların sevgilisi şimdi bir karış ötemdeydi. Onlar hala benim unutuluşumdaydılar. "Bu sektörde emeğin değeri yok" dedi , İhsan Yüce  araba Gülhane yokuşundan Sirkeci'ye sarkarken. "Örgütlü güç abi,." dedi Tarık Akan. "Örgütlenmeden hepimizin sömürülmesini önlemek mümkün değil."  "Figüranların örgütlenmesi için önderlere ihtiyaç var." dedim. Nasıl dediğime de şaşırdım. Tarık Akan "Öğrenci misin sen, ne okuyosun?" dedi. Edebiyat okuduğumu, ama işgal altında olduğu için okula gidemediğimi, aslında öğretmen olduğumu, okumayı sevdiğimi, şiir yazdığımı anlattım. Sanırım o da insancılca davranarak bana yardımcı olduğu için biraz daha mutlandı. "Neler okuyosun? Nazım Hikmet?"  "Evet dedim. Okulda Edebiyat hocamız bize Nazım Hikmet'i sevdirmişti." Galata köprüsü boşalıyordu ve boğazdan gemiler geçiyordu. Bu Pazar günü de böyle geçmişti. Hayatımın dağarcığına yeni tortular katarak. "Sizin gibi gençler kurtaracak geleceği sizle çoğaldıkça hayali ihracatlarla memleketi soyanlar azalacak ve yok olacak." demişti İhsan Yüce'de.  Bir süredir manşetlerde "Yahya Demirel'in sunta ihracatı Süleyman Demirel'i köşeye sıkıştırdığını" yazıyor. Kıvrak zekasıyla bu işi de kıvırmaya çalışıyor... Bakalım gelecek günler ne getirecek?   Yeşilçam'a her geçen gün daha çok ısınıyorum.                                                                                                                                                  
Bu gün benim için çok önemli. 21 Mart 1976
Tarık Akan bu filmin ardından bir filmde daha romantik delikanlıyı oynadıktan sonra bıyık bırakmış ve sosyal içerikli, emekten, emekçiden yana filmlerde oynamıştır.
1977 yılında Zeki Ökten'in yönetmenliğini üstlendiği başrollerini Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile paylaştığı Sürü adlı filmi bu filmlerin başlangıcı olmuştur. 1978 yılında Cüneyt Arkın ile beraber başrol oynadığı Maden adlı film ile artık her türlü filmde oynayabileceğini kanıtlamıştır. 1982 yılında Şerif Gören ve Yılmaz Güney'in yönettiği Altın Palmiye ödüllü Yol filmi ile çok büyük başarı elde etmiş ve dünyaya adını duyurmuştur. Film 1982 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü alan tek film olmuştur ve Akan, En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde aday olmuştur. 1990 yılında başrolünü oynadığı Karartma Geceleri adlı film Yeşilçam'ın klasikleri arasında yer almıştır. Tarık Akan, Altın Portakal Film Festivali adlı ödül yarışmasında yedi ödül alan tek erkek oyuncudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar