ŞEREF PINARBAŞI

ŞEREF PINARBAŞI

KÖYLÜ VE KÖYLÜLÜK

 

Köylü ile köylülük arasında önemli bir anlayış farkı vardır. Bu konuyu nereden çıkardığıma gelince, bir partinin temsilciliğinde sohbet ederken konu açılınca gördüm ki insanlarımızın çoğunluğu bu iki kavramı yeterince ayıramıyor. Bunu da arada köylülük özellikleri olarak; 1- Zalim 2- Açgözlü 3- Yetersiz 4- Tutarsız olma nedenlerini açıklamaya yeltendiğimde, bir  çoğu kızararak ‘Bende köylüyüm ama senin dediğin gibi değilim’ diyerek tepki gösterdiler.

Bende tekrar başa dönerek köylü bir yerleşim birimi olarak, nüfusu 2000’in altında olan yerlerde yaşayanlara, köylü dendiğini söyleyip köylülük özelliklerini de şöyle açıkladım.

1- Zalimlik; Köyde yetişen insan öncelikle bağda, bahçede ağır işlerde çalışarak nafakasını temin etmektedir. Bu arada hayvancılık zaten vardır. Çiftçiliğin bir mektebi yoktur. Bu işleri herkes doğumdan başlayarak el yordamı ile öğrenmektedir. Bir yandan iş zorluğu bir yandan da bilinçsizlik kişiyi acımasızlaştırmakta gecikmemektedir. Onun için bu kişi için, bir çizi tarla nedeniyle, insan canı almak çok olağan gelmektedir. O hayvanları acımasızca nodullayarak ya da kamçılayarak yürütmek zorunda kalışları ister istemez zalimleşmelerine neden olmaktadır.

2- Açgözlü olurlar; Mal edinme metotlarındaki zorluklar, istifçiliği getirmiştir. Yüz gram ekmek için başlayan işlemler, yüzlerce yıl yetecek bir biriktirme arzusuna yükselmektedir. Çocuğuma, dahası torununa miras bırakma arzusu o da yetmedi hanedan ve yandaşlara da mal çıkaracağım diye doyumsuzluğun alasını yaşayarak sonuçta pısırık bir teslimiyetçilik ile ölümlülüğün pençesinde kıvranarak yok almaktır. Bir çok mal ve paranın sahipliğini yapıyor görünse de kendisinin bir şey olamadığını derinden duyarak ve kıvranarak heder olarak gitmektedir.

3- Yetersiz Olmaktadırlar; Bir toplumda, ya da kendi kendine olduğunda hayatın her dalında yeterli olduğunu görünse de, farkında ki tüm dallarda yetersizdir.

Zira bir insan; mimar, doktor, öğretmen, mühendis vb. dallardan birinde ustalaşır ve diğerleri ile olan ilişkisinde de sınırlarının farkında olur. Ama bu köylülük özelliğini kıramamış birine bakın hem ziraat mühendisliği, hem doktor, hem öğretmen, kısacası her dalda ahkam keser ama, hiçbir dalda yeterli değildir.

4- Tutarsızdırlar; Akşamdan verdiği sözün, sabaha hiçbir hükmü kalmamıştır. Söylediği bir cümlenin yaptığı bir davranışın zorluğunu gördüğünde hiç o tarafta bulunmamış gibi vınlayarak kaçmaktadır. Böylece zalim, açgözlü, yetersiz ve tutarsız özellikleriyle haşır neşir yaşayarak, yaşamın gerçeği diyerek de kendilerine paye çıkarırlar.

Görüldüğü gibi bu sözcük, köylü bir insana değil bu özellikleri yaşayan herkese denir. Şu da bir gerçektir ki, bu özellikleri herkes hepsini aynı anda yaşamadığı gibi dereceleri de farklı farklıdır. Örneğin; açgözlülük büyük çoğunlukla herkes de olan bir özellik olabilir. Ama kişi vardır kendini aşmış, kan bağını geçmiş ve de insanlığı kardeş bilmiş biridir. O kişi her türlü birikimini insanlığa adamıştır. Bazısı da vardır, bu türdeş ortaklığına kısmen varabilmiş, ya da birileri de bu anlamda hiçbir gelişmesi yoktur. Bunlar da gelişmişlik aşamasına göre davranışlar sergileyecektir. Nitekim birileri delikli ayakkabılarla gelip boğaza nazır villaları çocukları ve hanedanlarıyla paylaşırken, torunu ve torununun torununa gemicikleri miras bırakmaya çalışmaktadırlar.

Kendisini objektif olarak değerlendirebilen insan kendisi ile barışıktır.

Yapabildiğini yapabiliyorum yapamadığını da yapamıyorum diyerek, imzasını atabilen insandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar