Aydın’da televizyon haberciliği Oscarı 13. kez Yılmaz Ölmez’in

Aydın’da televizyon haberciliği Oscarı 13. kez Yılmaz Ölmez’in

Aydın Gazeteciler Cemiyetin geleneksel halde sürdürdüğü, Gazete, TV ve Radyo kategorilerindeki başarı oskarı yarışmasının sonucu belirlendi.


Gerçek Gazetesi
Aydın Gazeteciler Cemiyetin geleneksel halde sürdürdüğü, Gazete, TV ve Radyo kategorilerindeki başarı oskarı yarışmasının sonucu belirlendi.
Televizyon haberciliği kategorisinde tam 13 yırdır kesintisiz, “En ‹yi Televizyon Habercisi” oskarını haber merkezine taşıyan Yılmaz Ölmez, 2007 yılının da en iyi televizyon haberciliği oskarını haber merkezine götürmeye hazırlanıyor. Haziran ayında düzenlenecek törenle başarı oskarları sahiplerini bulacak.
18 yıllık meslek yaşamında binlerce görüntülü ve fotoğraşı habere imza atan Yılmaz Ölmez, Söke’den Buharkent’e, Didim’den Bozdoğan ve Karacasu’ya kadar Aydın’ı karış karış dolaşarak kendi alanında bir başka başarıya daha imza atmanın özelliğini ve mutluluğunu yaşıyor. Kendi ulaşım aracı, kendi teknik altyapısı ve 3 çocuğu ile haberciliği yaşam biçimi olarak benimsemiş olan Ölmez, duygularını bakın nasıl dile getiriyor. ”Arabamın kontağını çevirip yola çıkarken, acaba bugün nereye gideyim de haber bulayım ve haber bültenimi doldurayım kaygısına hiç düşmedim. Ele aldığım konularda Aydın’a nasıl faydalı olabilirim, nasıl mesajlar verebilirim, sorunla, soruna çözüm bulacak kurum ve kuruluşları nasıl karşı karşıya getirebilirim, batıdan doğuya, güneyinden kuzeyine Aydın’ı nasıl birleştirebilirim ve Aydın’ı Aydınlılara nasıl tanıtabilirim çabası içerisinde oldum. Bozdoğan ve Karacasu’nun yaylalarını, Davutlar’ın sevgi plajı, Didim’in altınkum sahilini, Koçarlı’nın çamfıstığını Söke’nin beyaz altını pamuğu, Kuyucak ilçesi’nin narenciyesini, Sultanhisar’ın çileğini, ‹ncirliova’nın inciri’ni, Buharkent’in jeotermal kaynakları ve seralarını, Yenipazar’ın domatesini Aydınlılara nasıl tanıtabilirim çabasında oldum. fiantaj habercilik ve at çamuru izi kalsın haberciliği ile kendimi kabul ettirme yoluna değil, sıcakkanlılığım, habercilik bilgi ve birikimimle kendime yol haritası çizdi. Gittiğim ilçe ve beldelere sadece ve sadece haberci kimliğimle gittim, hiçbir esnafın kapısını ne abonelik, neden reklâm için aşındırmadım. Yani Aydın’ı karış karış dolaşırken Yılmaz Ölmez ismini ranta dönüştürmedim. Benim her fırsatta dikkat çektiğim bir tespitim var; Türkiye’de habercilik mesleğinde başarılı olamayan bir muhabir Dünya’nın hiçbir ülkesinde başarılı olamaz. Çünkü ülkemizde her şey o kadar tersine gidiyor ki, elinizi neye dokundursanız ortaya haber konusu çıkıyor. Bir ülke düşünün ki önünde baraj, set ve gölet olmadığı için akarsuları boşa akıp gitsin ve o ülke kuraklık yaşasın, bir ülke düşünün ki koskoca bir havzaya can veren nehrini atıklarıyla kirletsin, bir ülke düşünün ki barajını tamamlamasına rağmen baraj suları altında kalacak köyünü kamulaştırmayı unutsun, bir ülke düşünün ki, çiftçisini dünya tarımı karşısında adeta yok edebilmek için mazot, gübre gibi temel girdi maliyetlerini aşağıya çekemediği gibi, bir yıl önce ön gördüğü ürün primini, bir yıl sonra yukarıya çıkaracağına, bir önceki yıl ödediği rakamın altına çeksin, bir ülke düşünün ki, halkı kredi kartları ve banka kredileri arasında boğuşurken, çarşı, pazarda yaprak kıpırdamazken o ülkenin Başbakan’ı ülkeyi güllük gülistanlık göstersin.
Bunları alt alta, üst üste koyduğunuzda Türkiye’nin haber zengini bir ülke olduğu tezini herhalde abartmamış olurum. Bize ulaşın, bizde sesinizi geniş kitlelere duyuralım”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.