AZİZ NESİN’İN CİMRİLİĞİ ve “DAR KAPI”NIN CÖMERTLİĞİ...

- Türk milleti zekidir...

- Türk milleti çalışkandır...

- Türk milleti cesurdur...

Böyle diyor Gazi Mustafa Kemal Paşa.

Türk insanı, onüç ayrı bankadan onüç ayrı kredi kartı alıp geçinmenin [belirli bir süre için de olsa]  şifresini çözüp, gününü gün etmesini bilen bir millete aittir…

Türk milletini yöneten seçkin yöneticilerimizde öyledir, evet tıpkı böyledir…

Türk milleti çalışkandır.

Gider bir şirket kurar, bin bir eziyetle…

Sonra varır çarşının tabelacısına, bir güzel isim yazdırır tuttuğu büronun kapısına:

“Dar Kapı Finans ve Aracılık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi”

Darda kalanlara hizmet vermektir kurulan şirketin amacı.

Kredi kartlarının borcunu, bir öteki kartları ile ödeyip yolun sonundaki dar sokağa varanlara hizmet vermektir temel amaç…

Borçlu vatandaş gelir kapısını çalar, Dar Kapı Finans ve Aracılık Hizmetleri Anonim Şirketi’nin...

Kapı açılır.

Buyur edilir pek zeki becerikli ve borçlu yurttaş…

Karşısına da maaşlı bir zeki, borçlu ve hamiyetli bir Türk genci geçer, oturur.

Ve şirketin işi başlar…

Hesaplar yapılır, kitaplar karıştırılır ve zeki yurttaş, diğer zeki maaşlı gencin elindeki kâğıtları imzalar.

Sonra işlem başlatılır…

İşlemin birinci adımı borçlu yurttaşın elindeki kredi kartı borcunun ilgili bankaya “şirket” tarafından ödenmesidir.

İkinci adım ise, borcu ödenerek işler hale gelmiş olan kredi kartından “şirket”e “borç miktarı + tefeci faizi tutarı” kadar borçlanmaktır.

Şirket’in post makinesinden, sanki Şirket ile bir alış veriş yapılmış gibi bu para [hem de taksitle ödeme yapılmak üzere] çekilir…

İşlem bütünü ile yasalara uygundur.

Kurnaz şirket kârlıdır, memnundur.

Zeki yurttaşın borcu ödenmiştir, mutludur.

Alacaklı Banka’nın alacağı ödenmiştir, mesuttur.

Sorun çözülmüştür.

Ama borç miktarı artmıştır… Bunda gocunulacak ne vardır?..

Tekerlek dönmekte, çark gümbürdemekte ve atı alanlar Üsküdar’ı geçmektedir…

At binenin, kılıç da kuşananındır…

Şirketin adı “Dar Kapı”dır…

Sistemin adı, serbest piyasa ekonomisidir.

Ve sonuç olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa bir kez daha haklı çıkmıştır…

- Türk milleti zekidir...

- Türk milleti çalışkandır...

- Türk milleti cesurdur...

Var mı bir itirazı olan?..

Yoksa, Mustafa Kemal değil de, Aziz Nesin mi haklıydı?..

Ancak, bildiğimiz kadarı ile Aziz Nesin, tamı tamamına, sap nahiyesine kadar Atatürkçüydü… Adamcağız öldü ve gerisinde; yattığı hapislerin anısı, gördüğü işkencelerin sızısı ve çektiği cefalar sonucunda elinde kalan hayatın sapı ve bizler kaldık onsun yaşamaya alışmaya çalışan…

Acaba Aziz Nesin kendisi için mi söylemişti o ünlü sözü?

- Olur mu canım!..

Aziz Nesin, dünyanın en cimri adamıydı.

Dillere destan cimriliği sonucunda biriktirdiği tüm varlığını toplumun yararına da harcasa, hazretin huyu buydu…

Tüm ömrünü, tüm mal varlığını, tüm kültürel birikimini halkına adadı; onlara harcadı.

Aziz Nesin zeki idi.

Aziz Nesin çalışkandı.

Aziz Nesin cesurdu...

Aziz Nesin gerçek bir Türk milliyetçisiydi; tam bağımsızlıktan yanaydı; milli çıkarların, emeğin, hakkın, adaletin ve özgürlük idealinin başı dik bir savaşçısıydı.

O’nun için de hiç gülmez; ama milleti gülmekten kırıp, geçirirdi.

Gönlü sevgilerle dolu; yüreği acılar içinde yaşadı ve sonunda da çekti gitti...

Önceki ve Sonraki Yazılar