ABDULLAH ZİYA KABAK

ABDULLAH ZİYA KABAK

BİZİM KAHVEHANE

 Merhaba dostlarım. Kurban bayramınızı candan kutlarım. Rahatsız olmamdan dolayı yazılarıma istemeden de olsa ara vermek zorunda kaldım. Tüm okuyucularımdan özür diliyorum. Beni bağışlayacağınızı umuyorum.
                                                 ******************
Zühtü Bey, bayramın dördüncü günü, bir esnaf arkadaşının iş yerinde arkadaşları ile buluştular. Bayramlaştıktan sonra, mekân sahibi tarafından ikram edilen bayram şekerini yemeye başladılar. Mekân sahibi, onca yazarı bir arada görünce:
-“Beyler, bu esnafın durumu ne olacak? Devlet bizden vergi bekler. Tek elektrik parası bekler. Belediye, su-temizlik ve reklam parası bekler. Odalar, aidat ve defter parası bekler. Birlik sicil parası bekler. Dilenciler yardım bekler. Yani sizin anlayacağınız, herkes esnaftan birşeyler bekliyor. Esnaf kimden beklesin? Esnaf, sermayesini kendisi bulur bağ. Kurunu kendisi öder. Doğumunu-cenazesini kendi imkânlarıyla gerçekleştirir. Yürüyüş ve grev hakları yoktur. İki esnaftan birisi icralıktır. Hiçbir kurum-kuruluş, esnafı muhatap alarak dertlerini dinlemiyor. Her gün bir işyeri kapanıyor. Sorumlular, kapatılışının sebebini sormuyor. Bu esnada hoca araya girdi:
-“Size banka kredisi yok mu?
-“Esnaf, esnaf kefalet kooperatifi aracıyla, halk bankasından araç-gereç ve para olarak kredi kullanıyoruz. Lakin yeterli değildir. Son günlerde, KOSGEB-Küçük ve orta ölçekli işletmeleri geliştirme ve destekleme idaresi tarafından ilk altı ay ödemesiz toplam otuz altı ay vadeli kredi kullandırılmak isteniliyor. Ama henüz alan yok. İmalatçı küçük esnafa, uzun vadeli kredi kullandırılırsa, kayıp yıllar geriye gelir. Yoksa her gün, bir iş yerinin kapatıldığını göreceğiz” dedi.
Hoca, mekân sahibinden müsaade isteyerek, arkadaşları ile belediye önüne gitmek üzere yola çıktılar. Yol boyu herkes suspus olmuştu. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Sessizliği bıyıksız bozdu.
-“Belediye binası gerçekten güzel oldu arkadaşlar. Ön tasarımını da gayet güzel yaptılar”  dedi.
Telgrafçı, konuyu değiştirip İsveçrenin referandumla aldığı kararı eleştirmeye başladı.
-“Onların aldığı bu karar, tamamen İslam düşmanlığıdır. Minaresiz camimi olurmuş. Nerede kaldı insan hakları? Kendilerine hak var, İslam’a hak yok. Nede olsa haçlı zihniyeti. Hükümet, İslam devletlerine muhatap olmamak için referanduma gitti. Muhataplarına, halk böyle istedi. Ben hükümet olarak yapabileceğim bir şey yok diyerek, olayın içinden sıyrılıyorlar” dedi.
Kavşağa gelince, Zühtü Bey bağırmaya başladı:
-“Şu rezilliği bir bakın arkadaşlar. Cadde, baştanbaşa araç parkı olmuş. Ak bankasının önünden, tren garına kadar araç konvoyu. Dere üstü otoparklar ise boş duruyor. Belediye başkanı sn Necdet Özekmekçi, trafik anarşisini görmemek için üç maymunu oynamaya devam ediyor. Birçok alternatiflere rağmen, trafik sorununu çözmek istemiyor gibi duyarsız görünüyor. Problemi çözmemekle oy kazanılacağını umuluyorsa, aldan ılıyor demektir. Bu görüntü, gelecek seçimlere nasıl yansır bilinmez. Ama partiye oldukça zararı olacaktır” dedi.
Diğer arkadaşlar söz almadan haftaya buluşmak üzere birbirlerinden ayrıldılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar