Büyüyün artık

  İnönü’nün tek liderliğinden sonra (Milli Şef) Türkiye siyaseti çok partili döneme geçti.

Geçti ama siyaset de o derecede bozulmaya başladı.

      1950 yılından sonra, İnönü ve Menderes arasında  başlayan dalaşmalar yıllarca sağ ve sol parti başkanlarının birbirlerini karalamaları devam edip geldi.Hayatta olanlarımız hatırlar.Bu karamaların sonucunda Menderes gibi bir devlet adamı ipe gitti.Hem de türlü türlü iftiralarla.Şimdi o iftiralardan utanıp da itibarını geri vermeye çalışıyoruz.

      Siyasiler arasındaki bu çirkin sözlü tecavüzler o kadar aşırıya vardı ki, artık dış güçler devletin çeşitli kademelerini ele geçirip,gençliği bir birine vurdurmaya başladı.Türkiye öyle kötü duruma düşürüldü ki, gencecik gençlerimiz orduya karşı kışkırtılarak,orduya silah çektirildi ve idam sehpalarına götürüldü.

      Siyasetimizdeki bu çirkin dönemler zaman, zaman aynı  düşüncede olan partiler içine de girdi.Dökülmedik kirli çamaşırlar kalmadı.1980’ler de Demirel-Özal dalaşmaları,1990’larda Mesut Yılmaz-Çiller dalaşmaları.

      Sonuç ne oldu.Bu çirkin oyunların sonu siyasilerin hüsranı işle sonuçlandı.Ya ordu “YETER ARTIK” diyerek ihtilâl yaptı,yada halk seçimlere kadar ya sabır çekip,seçimlerde bu liderlere haddini bildirdi.

      Siyasetimizdeki bu çirkin davranışlar kimin işine yaradı?

      Bir defa bu gibi dalaşmalar sözde dostumuz olan,dişlerini yeni, yeni göstermeye başlayan batılı dostlarımızın işine yaradı.Diyarbakır yol geçen hanı oldu.    

      Devlet artık seçilenler değil,seçilenlerin atadığı bürokratların kontrolü ile idare edilmeye başlandı.

      Hükümet boşluklarından yararlanan  çeteler çığ gibi büyüdü,halk kapı dışarı çıkamaz oldu.Türlü türlü mafyalar türedi.

    İşsizlik diz boyu çoğaldı,hırsızlık,fuhuş,ahlaksızlık aldı başını gitti.

     Sokaklar başı boş insanlardan geçilmez oldu.Köprü altları  ayyaşlarla,tinercilerle dolup taştı.

     Hükümet otoritesinin bozulmasıyla memlekette,  Türk-Kürt meselesi ortaya atılıp memleket bölünme noktasına kadar getirildi.

   Eskinin Faşist-Komünist gurupları bitti gibi görünürken ,ortaya can alan,kan döken din grupları çıktı.

    Ekonomi IMF’nin eline geçti,milli gelir düştükçe düştü.

    Önüne gelen banka kurmaya başladı.Kurdu,içine boşalttı,yurt dışına kaçtı.Hesap soran olamadı.

    Devlet hazinesinden  boş yere milyarlar harcandı,imtiyazlı kişilere peşkeş çekildi, “Verdiysem ben verdim” büyüklüğü ile üzeri kapatıldı.

    Amcalar,dayılar,oğullar,kızlar gündemden hiç düşmedi.Medya hükümet oldu.

    Hükümetler o kadar refaha kapıldılar ki,hükümetin başı olabilmek için ABD den izacet alınmaya başlandı.

    Yeni isimler altında yeni vergiler peydahladı,halkın beli inceldikçe inceldi.

    Sanki bunlardan ders alınmamış gibi aynı tiyatro devam ediyor.Hem de Türkiye’yi dört yıldır idare eden iktidar ve muhalefet partisi tarafından.

     Sayın başbakan ağzına gelenleri sayıyor,sayın Baykal’da  yine aynı üslupla cevap vermekten geri kalmıyor.

      Söylemler sertleştikçe sertleşiyor,tren iyice raydan çıkmaya başlıyor.

      İki siyasi lider sanki eski günleri özlemiş gibiler.Vatandaşı düşünen yok. Ne varsa,yoksa ceylan derili koltuklarda var.Seçin öncesi siyasi lider suntasına son  diye bağıranlar,siyaset boşluğunu doldurmak için,lidere bağlılık yemini içebiliyorlar.Yani bir nevi padişahlık yönetimine davetiye çıkarılıyor.Keşke liderler padişah gibi dirayetli olabilseler.Keşke Fatih gibi,Kanuni gibi dört kıtayı yönetebilseler.Bizde çıkıp meydanlarda “Padişahım Çok Yaşa! “ diye bağırsak.Ama yok böyle bir şey.Başa gelecek padişah falan göremiyoruz.

     Sanki başımızda bizi idare eden ilköğretim çocukları var.Her gün akşama kadar birbirleri ile dalaşıp küsen,akşam olunca da toplantılarda el sıkışan.Tamam el sıkışında,kavga etmeyin.Bu dalaşmanın şimdilere kadar memlekete hiçbir faydası olmadı.Hele hele siyasi partilere hiç faydası olması.

      Sanki hiç büyümemişler.

      Hepimize Allah akıl fikir versin de şöyle etrafımıza dikkatlice bir bakalım. K.Irak’la bütünleşmek isteyenler çoğaldı.Artık İstiklâl Marşı bile söylenmiyor.

      Artık büyümüş,akıllanmış liderler istiyoruz.Başkalarını suçlayarak bir yere varmak isteyen liderler değil,icraat yapan liderler istiyoruz.

      Yeter! Sizler birbirinizi kırarken,bizler kırılıyoruz.

      Sizler hiç büyümediniz mi? Büyümediyseniz,büyüyün artık!

Önceki ve Sonraki Yazılar