Kirli CD artık manşetlerde değil…

Bazı gazetelerde [sadece] tek sütunluk bir haber…

Haber neyi söylüyor:

CD sahte, düzmece ve çirkin bir kurgu!..

Ama halkın çok büyük bir çoğunluğu bu gerçeği bilmiyor…

Çünkü, kamuoyunu yönlendiren medya bu haberi, Türkiye’nin gündeminden düşürdü…

Niçin düşürdü?..

Çünkü CD görevini başarı ile tamamladı…

Türkiye’nin siyasi gündemi artık düzmece CD’lerle, çirkin tertiplerle ve PKK itirafçısı  “gizli” tanıklarla belirleniyor.

Emperyalist güçlere doğru kaşınızı mı kaldırdınız?..

Buyurun “özel yetkili”  görevlilerin önüne v ayıklayın önünüze konan pirinci ve uğraşıp durun başınıza geçirilen çuvalla… Haydi!

Cumhuriyet saflarında geleneksel bir duruş sergilediği iddiası ile yayını  sürdüren saygın bir gazetemizde “çirkin CD”nin tertip olduğu ile ilgili haberi tek sütunluk yer bulabiliyor kendisine…

Oysa bu CD, daha üç gün önce sekiş sütun manşetleri süslüyordu.

Daha üç gün önce “yapma sayın genel başkan” nidaları göğü kubbeyi çınlatıyor, “timsah” gözyaşları CHP genel merkezinde su baskınlarına neden oluyordu…

Daha üç gün önceye kadar Sayın Kılıçtaroğlu, genel başkanının önünde ceketinin düğmesini iliklemiş, hürmetle başını öne eğiyor ve asla aday olmayacağını açıklıyordu…

Peki ne oldu?..

Bu üç gün içinde neler oldu?

Kim kime [hangi amaçla] göz kırptı?

Kim kimin kulağına neleri fısıldadı?

Ve kimlerin e-mail kutusu önemli “tiyo”larla tıka basa dolduruldu?..

Üç gün öncesine kadar Baykal’a toz kondurmayan siyaset bezirganları, aynı Baykal’ın tozunu almak için bu kadar sıkı fıkı bir ittifakın kanatlarında birleşebildi?..

Evet… CHP içindeki Baykal gerçeği ciddi eleştirilerin hedefindeydi.

Bu eleştirilerin büyük  çoğunluğu, Baykal yönetimindeki CHP’nin toplumsal muhalefetin taleplerini karşılayamadığı yönünde idi…

Bunlar doğru  muydu?..

Hem de sonuna kadar!..

İşte bu gün Kılıçtaroğlu ekibinin yelkenlerini dolduran rüzgar bu eleştirilerle yüklüdür.

CHP tabanı ve halk CHP’nin, toplumsal muhalefetin aktif ve ilerici yönde temsilcisi olmasını istemekte ve beklemektedir…

CHP içinde beliren bu umudun yönü ve rengi iyi okunamazsa, Kılıçtaroğlu hareketi de CHP’nin yakın tarihi içindeki alaca karalık sayfalarındaki yerini alacaktır.

Türkiye halkı,  ülkenin “makus talihini” değiştirecek bir atılımın  özlemi içindedir.

Mesele, bu özlemi doyurabilecek olumlu, aktif, inandırıcı ve gerçekçi adımları saptayıp, kararlı ve ödünsüz bir biçimde hayata geçirebilmektedir…

Hedef, Anadolu’nun her köşesinde parıldayan “çoban ateşleri”ni birleştirerek, kocaman bir ışık elde edebilmektedir.

Aksi halde alevlenen bu heyecan ateşi, sönmeye, küllenmeye ve tarihin içinde eriyip, yok olmaya mahkûmdur…