Danişmentli İsmail Efe 2

 

 


* Önceki sayıdan devam


Tarihimizi öğrenmeğe gerek var mı diyebilen insanlarımız çoğaldıkça, pek çok acılarla karşı karşıya kalacağımızı söylemek kehanet olmaz herhalde. Bu topraklarda bugün özgürce yaşayabiliyorsak Cumhuriyetimizin nimetlerinden yararlanıyorsak hele kilise çan sesleriyle uyanmıyorsak, subay ve askerlerimizle birlikte Aydın topraklarından Yunan askerlerini kovan efelerimize borçlu olduğumuzu bilmemizde yarar vardır. Danişmentli İsmail Efe’nin de Yunan işgaline karşı direnişi ve mücadelesini öğrenmek ve yarınlara aktarmak gereğini mutlaka düşünmeliyiz.


Efelerimize, şehitlerimize saygı göstermemiz için daha ne bekliyoruz..!                             


Hüseyin Efe’ye göre, İsmail Efe


“… Ben 1931 doğumuyum. Babam Hüseyin Efe 1894 doğumludur. Babamın ve amcam İsmail Efe’nin Milli Mücadele yıllarında yaşadıklarını, kendi anlatımlarından öğrendim. Pınarbaşı’ndaki bu Çağlayan Gazinosu benimdir. Babamdan kalmadır. Köyde de babam ve amcamın malikaneleri var.


Danişmentli İsmail Efe askerliğini Yemen’de Balkanlarda ve Gelibolu savaşlarına katılarak yapmıştır. Cebel topçu askeri olarak terhis olmuştur. Köyüne döndükten sonra, tarla, bahçe işleri ile birlikte değirmencilikte meşgul olmaya başlamıştır. Sakin yaşayış kısa sürmüştür. 27 Mayıs 1919’da Aydın ve civarı Yunan kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Bazı insanlar dağlara, yaylalara bazıları da Menderes Nehri’nin güneyinde bulunan köylere göçmen olarak taşınmışlardır. Aydın içinde Müslüman halk hemen, hemen kalmamış gibidir.


Aydın’da işgal kuvvetleri, sokağa çıkma yasağı koydukları gibi, zorbalık yapmaya başlamışlar, bazı ileri gelenleri toplayıp tutukladıkları gibi, öldürme olayları da olmuştur. Babam Hüseyin ve amcam İsmail Efe, bu olaylar karşısında dayanamamış ve Yunan askerlerinden intikam almak istemişlerdir. Yunan askerleri, daha doğuda bulunan Umurlu – Köşk- Atça- Nazilli taraflarını da işgal etmek için harekete geçeceklerini öğrendiklerinden Ilıcabaşı taraflarında pusu kurarak  üzerlerine ateş etmeği düşünmüşler.


Nitekim, düşüncelerini gerçekleştirmişler. At üzerindeki iki Yunan subayını amcam İsmail Efe, ateş ederek öldürmüştür. Bu olay nedeniyle amcam İsmail Efe Yunan işgal kuvvetlerince yakalanmış Aydın top yatağındaki bir yerde hapse atılmıştır. Oradan da İzmir’e götürülüp yargılayarak idam etmek istemişlerdir.Babam ve diğer kızanlarca İsmail Efe hapsedildiği yerden geceleyin kaçırılmış ve müfrezesi ile birlikte dağlara kaçmışlar. Yunan kuvvetleri bu durum karşısında Aydın’a geri çekilerek Nazilli işgal planını bir gün sonraya ertelemişlerdir.  


“Danişment köyünden Hasan Özdemir’in anlattıkları


Danişmentli  İsmail Efe’nin kız kardeşinin  oğlu Deli Bayram, (Bayram Özdemir 1894 doğumlu) benim babamdır. Efenin emrinde çalışan korkusuz, gaddar, zalim birisidir. Cesurdur, ataktır. Yunan askerleri, Aydın ve köylerini işgal edince kendi güvenlikleri için, Dağemiri – Konuklu ve İmamköy de  karakol kurmuşlardır.  Babam Danişment dağlarında dolaşırken  bir kadının akşam namaz vaktine doğru muntazam şekilde Doğan köy yolu ile İmamköy tarafına gittiğini görür. Bu kadından şüphelenir. Her gün yağ, yoğurt, kaymak götürmesinden dolayı takip etmek ister.


Babam, bir gün, dayısı Danişmentli İsmail Efe’ye gider, şüphelendiği kadının durumunu anlatır.


“..  Dayı, dürbününü bana verir misin. Ben bu kadını takip edeceğim. Nereye gidiyor nereden geliyor …” der. İsmail Efe, eşi Dudu hanıma seslenerek,


“… Deli Bayram’ın istediği dürbün odada gümüşlü mavzerin yanında asılı duruyor, oradan getiriver ne yapacakmış bakalım deli oğlan..”       


Dayısından aldığı dürbün ile sevinerek çıkmış konaktan. Hızlı adımlarla yürümüş ve düşündüğü bir kayanın arkasında pusu kurmuş. Beklemeye koyulmuş kayanın gölgesinde. O gün boşuna beklemiştir. Kadın, beklediği yerlerden geçmemiştir. Ertesi günü tekrar beklemiş. Sabrının tükendiği bir sırada, kadını görmüş. Dürbününün ince ayarını yapmış. Net görüntü alımını sağlayınca kadının kim olduğunu anlamıştır.  ( … )  köyden  “Gıdırık Hatca ” bu demiş içinden. Dönüş yolunda  beklemiş.  Yolunu kesmiş Hatice’nin. Nereden geldiğini ve ne götürdüğünü bizzat kendisinden öğrenmiş. Yunan kumandanına yağ, yoğurt götürmüş olmasına karşın bir şey söylememiş oracıkta. Amacı Danişmentli İsmail Efenin kararının ne olacağını öğrenmektir.


*** Devam edecek

Önceki ve Sonraki Yazılar