
DURMUŞ TUNA
"ELMA" DERSE SATAŞMAYIN, "ARMUT" DERSE SATAŞIN
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun eski bürokratlarından İbrahim Gürdal basın sektörüne hızlı giriş yaptı.
Gündeme taşıdığı konular daha doğrusu ifşalar ses getiriyor.
Gürdal’ın açıklamaları sonrası yer yerinden oynuyor.
Başkan Çerçioğlu başta olmak üzere Genel Sekreter Ertuğrul Yamen, Vasıf Suha Bayırlı (nedense Gürdal dahil herkes ismini farklı yazıyor), Barış Altıntaş ve bazıları ifşalar nedeniyle krize giriyorlar.
Başkan Çerçioğlu’nun çevresine mesaj vermek için kullandığı ilkokul mezunu, iki kelimeyi bir araya getirip düzgün cümle kuramayan (acaba kime çekmiş), sorgulama yeteneği olmayan, eşi büyükşehir belediyesinde istihdam edildiği için sosyal medya hesabını kullanmalarına müsaade eden çapsızın facebook hesabından yapılan paylaşımlardan krize girdikleri anlaşılıyor.
Paylaşımlarda hakaretler, lakap takmalar ne ararsanız var.
Okuyunca “sarı bina bugün de küfür kıyamet” diyorum.
Psikolojilerini anlıyorum.
İbrahim Gürdal 2024 Mart seçimlerinde belediye başkan aday adayı olduğu için görevinden ayrıldı.
Başkan Çerçioğlu bürokratlarının belediye başkan aday adayı olmalarını istemedi.
“Aday adaylığı açıklaması yapan istifa etsin, geri dönemez” dedi.
Başkan Çerçioğlu makamında bunları söylediğinde ben de vardım.
“Yazayım mı?” dedim ve Başkan Çerçioğlu onay verdi.
Mesaj drekt Gürdal’a verilmişti.
Gürdal ile makamında görüştük.
“Bana demiyor çünkü ben emekli oluyorum zaten” dedi.
Sonuç itibariyle Gürdal aday adayı oldu ve Çerçioğlu ile yolları ayrıldı.
Gürdal siyaset yapma kararı alınca Çerçioğlu mobbing uyguladı.
Daire Başkanlarının görüşmesi istenmedi.
Küçük düşürüldü, aşağılandı, dışlandı.
Yerel seçimler sonrasında Çerçioğlu ile Gürdal’ın arası düzelmedi ve emekliye ayrılmak zorunda kaldı.
Gürdal’ın basın sektörüne geçiş yapması iyi oldu.
İfşalarıyla geçmişte perde arkasında yaşanan rezillikleri öğrenme şansımız oluyor.
Çerçioğlu’nun talimatıyla belediye çalışanlarının düşük maaş alması için hayata geçirilen SENDİKA REZALETİNİ Gürdal’ın ifşasıyla öğrendik.
MAAŞ PROMOSYON REZALETİNİ de Gürdal’ın ifşasıyla öğrendik.
Genel Sekreter Ertuğrul Yamen’in düğün merasimi için yüksek fiyatla getirilen orkestra meselesi, ayrıldığı eşine yaptığı milyonlarca değerindeki ödeme konusu, TESLA marka otomobil.
Pardon, ayrıldığı eşe yapılan ödemeler ve TESLA konusunu DenTV imtiyaz sahibi Emin Aydın yazmıştı.
İfşalarda üşvet iddiaları var ve Başkan Çerçioğlu ve Yamen tek kelime cevap veremiyorlar.
Sahte hesaplardan hakaret etmekle yetiniyorlar.
Gürdal pazartesi günü 2 ton elma konulu bir köşe yazısı yazdı.
Yazar Ergün Poyraz’ın peş peşe gelen ifşaları nedeniyle 2 TON ELMA REZALETİ arada kaynadı.
Poyraz yaptığı itirafta, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e Başkan Çerçioğlu’nun talimatıyla kumpas kurduklarını açıkladı.
Belgeleri bizzat Başkan Çerçioğlu’nun kendisine verdiğini yazdı.
Deprem etkisi yapan "Başkan Günel'e kumpas ifşası" nedeniyle elma meselesi arada kaynamamalı.
Gürdal’ın elma ifşası görmezden gelinemez.
Aparat A. Fırat’ın iç sesinden yapılan paylaşımda; “Hüseyin Yıldız seni nezaretten çıkarmamış mıydı? Niye vefasızlık yaptın yine” şeklinde sataşma yapılmış olması cahil cesaretiydi.
Bu şekilde sataşma acemice ve adeta "üzerimizden silindirle geç" demek gibi bir şeydi.
Gürdal’ın kendilerini rezil etmesini istemişler.
“Anlatayım konuyu…” demiş ve yaşanan olayı ve rezaleti ifşalamış.
Gereğini yapmış ve şöyle yazmış;
“Aydınspor 1923 Vasıf Süha Bayırlı’nın başkan olduğu dönemde; Manav Erol diye bilinen, bir esnaftan meyve sebze alıyor… Hem de 2 büklüm fiyatlara… Niye oradan alıyorsa artık… Gel zaman git zaman; yıllar sonra Yönetim bize geçiyor ve ben sayman oluyorum… Yıllardır Süha’dan istenmeyen bir fatura önümüze geliyor, rakam fahiş, faturada 2 tonun üzerinde elma var sadece… Manav Erol’a soruyoruz; Bu fatura niye bu kadar bekledi, niye Süha’dan almadın? diyoruz… Kem Küm… Çünkü dükkan komşusu bunlar, yan yana… Biz de faturayı ödemekte imtina ediyoruz, çünkü; bizim için tam bir sürprize ödeme bu… Gel zaman git zaman Kulübe icra gönderiyor bu manav… Ben de mallar haczedilmesin diye, taahhüt yapıyorum ama şahsi değil kulüp adına… Hatta kulüp kaşesi de basıyoruz, 5000 liralık ilk taksiti ödüyoruz, 2. taksitte tıkanıyoruz ama tabii kişisel olarak da, Manav Erol’la kişisel diyaloğumuz olduğu için, ‘Bekle biraz ödeyeceğiz’ diyoruz… 16 Kasım 2017’de; memleketim Horsunlu’dan dönerken, Nazilli girişinde 23:00 civarında, GBT uygulamasında arandığımı öğreniyorum… Beni aldılar, konunun ne olduğunu bilmiyorum… Tabii ben, izin verdikleri ölçüde; telefonla durumu mesai arkadaşlarıma bildiriyorum… Konunun Aydınspor 1923 borcu olduğunu öğreniyoruz. Karakol komutanına rica minnet, işe yaramıyor… ‘Ancak yarın parayı ödeyince çıkarsınız’ diyorlar… Özlem Başkan; Karakol komutanını arıyor, Evrim Karakoz ve Ertuğrul geliyor ama ricalar bir işe yaramıyor… Bizi sabaha kadar nezarette tutacaklar… O esnada; Hüseyin Yıldız ve Süha Bayırlı birlikte yemek yerken; konu onlara gidiyor… Süha Bayırlı birebir olayın sorumlusu ya, müdahale etme ihtiyacı hissediyor sanırım… Manav Erol ile de kanka, hâlâ kankadır… Manav Erol aranıyor, Avukat aranıyor, Avukat gecenin bir buçuğunda Adliyeye geliyor… Serbest kalma yazımı imzalıyor; Konu gece Nazilli Adliyesine geliyor ve ben gece üçte serbest kalıyorum… Sonra da kalan parayı ödüyorum ve konu kapanıyor… Bu konuda da Hüseyin Yıldız’a; bin kere teşekkür etmişimdir… O gün, o gece, Süha Bayırlı ile Hüseyin Yıldız’ın aynı masada olması sayesinde; nezaretten 6 saat önce çıktım…”
Cehaleti görüyor musunuz?
“Seni nezaretten çıkaran Hüseyin Yıldız’ın dahil olduğu rezaleti nasıl yazarsın?” diye vefasızlıkla suçlanan Gürdal’a resmen pas atmışlar.
Bizi rezil et demişler ve oda silindir gibi üzerlerinden geçmiş.
Hüseyin Yıldız meselesinde “AKP’li eski başkanı tutuklatacak bir koz varken, bunu kendi lehine kazanca çevirenleri ıskalayalım mı… Kusura bakmasın kimse, ben onu yapamam…” diyor Gürdal.
Bu konuda başlı başına bir rezalet!
Neler olmuş neler?
Nezarete düşmesi konusundaki paylaşıma çok sinirlendiği anlaşılan Gürdal özellikle Vasıf Suha Bayırlı’yı rezil edecek bir matematik hesabı da yapmış.
Noktasına ve virgülüne dokunmadan aynen paylaşıyorum ki, rezaleti iyi anlayınız.
Şöyle yazmış Gürdal;
“Bakın, bir elma hesabı yapayım;
Yakalandığım fatura da 2 ton elma vardı,
Kiloya vurursan,
14.000 adet elma eder…
Aydınspor 1923 o dönem;
30 kişilik bir ekip, takım…
Tek fatura 14.000 elma
Böl otuza;
Her gün, her biri
Bir elma yesin yani…
Böl yıla;
467 günde biter o elma
1.5 yıllık elmayı tek faturada
Kesmiş Manav Erol…
Şimdi Manav Erol denen adam;
Gelene geçene beni kötülüyor,
Süha ile hâlâ dost…
Bilmem anlatabildim mi…
Kir paçanızdan akıyor paçanızdan…”
Bu ifşa rezaletin zirvesi.
Bence artık Gürdal’a sataşırken çok dikkatli olurlar çünkü kimbilir daha ne ifşalar vardır heybede.
Naçizane tavsiyem; Gürdal "elma" derse sataşmayın, "armut" derse sataşın.
Demedi demeyin...