On birinci  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin bitimi olan  Ağustos 2014 tarihinde ikinci kez Cumhurbaşkanlığına aday olacak mı?  Evet, olacak:

1) Cumhurbaşkanı Gül; bundan sonra   Cumhurbaşkanını, halk doğrudan seçeceği için, kendiliğinden, fiili olarak başkanlık sistemi ağırlığını hissettirecektir. Çünkü; Başbakandan daha fazla oy almış bir Cumhurbaşkanı olacaktır. Bu durumda Cumhurbaşkanı çok güçlü hale gelecektir. Geçiş döneminde böylesine güçlü, neredeyse “tek adam” olacak olan Cumhurbaşkanı; demokrasiyi özümsemiş, hoşgörülü, ılımlı, tarafsızlığını koruyabilecek, akil bir kişi olmalıdır. Bu  profile en uygun kişi de benim. Türkiye Cumhuriyeti  Cumhurbaşkanlarının içinde, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış iki kişi var; biri İsmet Paşa, biri de benim, diye düşünüyor.

2) Cumhurbaşkanı Gül, yedi yıllık görev süresinin üzerine, ikinci kez seçilerek beş yıl daha eklerse, on iki yıl  Cumhurbaşkanlığı yapmış olacak ki;  bu, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra en uzun süre   Cumhurbaşkanlığı yapan  kişi   unvanına sahip olması demektir.  Çünkü; bu tarihten sonra bir aday iki kez  seçilse bile, on yıl  Cumhurbaşkanlığı yapabilecektir. Atatürk’ten sonra  Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü (11.11.1938- 22.05.1950) 11 yıl 6ay 11 gün  görev yapmıştır.  Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu tarihi fırsatı kaçırmak istemeyecek ve ikinci kez Cumhurbaşkanlığına aday olacaktır.

Bu amaçla  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, akılcı ve ince politikalar yürüterek, fırsatları çok iyi değerlendirerek  ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı adaylığına yatırım yapmaktadır. Kendisine Ak Parti cephesi dışından taraftar kazanmaktadır. Bu durumun en açık örneğini, geçtiğimiz  29 Ekim’de alternatif  Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında gördük. Hükümet,  kutlamayı engellemek için, anlamsız bir biçimde, çok yoğun önlemler aldı, barikatlar kurdu.  Kutlamayı yapacak olan parti ve gruplarla gereksiz polemiklere girdi, gerilim yarattı.  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu fırsatı çok iyi değerlendirdi ve Ankara valisini köşke çağırarak, barikatların kaldırılmasını istedi ve kaldırttı.  Bunu,  devlet yönetme geleneklerimize aykırı bir biçimde,  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı  devre dışı bırakarak   yaptı. Burada amaç; CHP, MHP, BDP’li  seçmenlerin sempatisini kazanmaktı ve kazandı da. Bu  da yaklaşık,  %45’lik bir seçmen grubu demektir. Bir başka deyişle; CHP, MHP, BDP   aday göstermezlerse, Cumhurbaşkanı Gül, %50 barajını aşarak  birinci turda ikinci kez  cumhurbaşkanı  seçilecek demektir.

Eğer, diğer partiler aday gösterirlerse ilk turda %50’lik baraj aşılamayacak ve  en çok oy alan iki adayla ikinci tura geçilecektir. Bu adaylar da, büyük bir olasılıkla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.  Bu durumda; Cumhurbaşkanı Gül,  Başbakan Erdoğan’a muhalif olan CHP, MHP, BDP’li  seçmenlerin desteği ile seçimi açık ara kazanacaktır.

Peki, bu duruma nasıl gelindi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi ile ilgili yasayı çıkarırken, “İkinci kez aday olamaz” ibaresini  -Cumhurbaşkanı  Gül’ün ikinci kez adaylığını engellemek için- özellikle ekletmişti.  Cumhurbaşkanı Gül’ün ilk ciddi rahatsızlığı  burada başladı.  Bu rahatsızlığını bir basın bildirisi ile kamuoyuna duyurdu. Anayasa Mahkemesi de, “ yedi yıllık görev süresi” bölümünü yerinde bularak onamış;   ancak, “İkinci kez aday olamaz”  bölümünü Anayasa’ya aykırı bularak  iptal etmişti.

Cumhurbaşkanı Gül, bu tarihten sonra ikinci kez seçilmeyi ciddi olarak düşünmeye başladı.  Bu da, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif olan cephenin desteğini alarak  mümkün olabilirdi.  Bu amaçla,  TBMM’nin açılış konuşmasında, “Tutuklu Milletvekilleri yasama faaliyetlerine katılmalıdırlar," dedi. Alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında barikatları kaldırttı. “Cumhuriyet Bayramı en nezih şekilde kutlanmalıdır,” dedi.  Yürütmenin “baş”ı olduğu uyarısını yaptı. Açıkça, ben görev ve yetkilerimin ne olduğunu çok iyi biliyorum, otoritemi kullanırım,  “Ben de varım,” dedi.

Evet,Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2014’te ikinci kez aday ve  Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra en uzun süre görev yapan ilk cumhurbaşkanı.