GÜN AYDIN!..

 

(FARUK HAKSAL)

Niçin 27 Mayıs’a karşıdırlar?..

Çünkü 27 Mayıs’ın savunduğu değerlerin karşısındadırlar…

27 Mayıs Devrimi neye karşı yapılmışsa, o karşı olunan düşüncenin merkezindedirler.

Çünkü asıl dertleri, tam bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleridir…

Aydınlık düşüncedir.

Milli devlettir.

Sosyal devlet ve gerçek demokrasi ilkesidir...

Çünkü 27 Mayıs ihtilali, “Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanmıştır…”

Çünkü, “bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplayan” bir hedefe yönelmiştir…

Çünkü, “yurtta sulh, cihanda sulh ilkesinin, millî mücadele ruhunun, millet egemenliğinin, Atatürk Devrimleri’ne bağlılığın tam şuuruna sahiptir…”

Çünkü önde gelen amaçlarından bir tanesi, “de  mokratik hukuk devletini bütün hukukî ve sosyal temelleriyle birlikte kurmak”tır…

Ve çünkü bütün amaç ve hedeflerini, 1961 Anayasası’nın başlangıç bölümüne işlemiş ve bu anayasayı, “asıl teminatın vatandaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, hürriyete, adâlete ve fazilete âşık evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet etmiştir…”

İşte mesele budur!..

27 Mayıs gerçeği, bu kadar basit ve yalındır.

Bugün ülkemizin karşı karşıya kaldığı asimetrik psikolojik saldırının 27 Mayıs’ı da hedef almasının biricik nedeni budur; sebep-i hikmeti bundan ibarettir…

Çünkü saldırı hamlelerinin arkasında, “laiklik karşıtı eylemlerin odağında yer alan” organize bir güç yer almaktadır.

Sorun, yukarıda sıralanan ilke ve hedeflerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eylemli gücü  ile ya da sivil bir hamle ile gerçekleşip gerçekleşmediği konusundaki teknik ayrım değildir.

Bir başka deyişle mesele, yöntemde değildir; usulde değildir.

Özdedir, esastadır!..

O öz ve esas ise, cumhuriyetimizin temelleri, aydınlık düşünce ve tam bağımsız üniter devlet idealidir…

Saldırılar, bu öz ve asasın savunulması nedeniyle oluşturulmaktadır.

Ancak bu “öz ve esasa”  karşı yürütülen kampanyalar, biçimsel demokrasi perdesi ardına saklanmakta ve “cuntalara karşı” olunduğu propagandasının  yarattığı sis bulutu içine gizlenmektedir.

27 Mayıs, tam bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyetini “adalete ve fazilete aşık evlatlarının uyanık bekçiliğine emanet etmiştir!..”

Bu emanete sahip çıkabilmek için bilincimizi bilemek ve mutlaka “uyanık” kalmak zorundayız…

Demek ki, milletçe her an tetikte olmak ve birbirimize;

Gün aydın, demek zorundayız…

Hepimize “sabah-ı şerifler olsun”, aziz Türk milleti!...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar