Güvenmek inanmaktır

 

 

Güvenmek, bir kişiye inanmak ve şüphe etmemektir. Ondan emin olmak ve bunu gerektiğinde uygulamaya koymaktır. Bir insanın tanınması, düşüncelerin ve yargıların derlenip toplanmasıdır. Bir insana yanlış yapmamaktır.  Aynanın bizim tarafımızdaki kısmı ve bir iyi niyet göstergesidir.

Tırmanılan ağaçta rastlanılan sağlam dal, sudan geçerken basılan sallanmayan taştır. Sevgiyle hep beraber giden ve dostluğun boynuna geçirilen bir çelenktir. 

Bazısı için ise bir güç, beraberinde hayatın içersinde başarılı olmak için insanın kendisiyle bir bütün olması ve var olduğuna inanmasıdır. Herkes sırtını döndüğünde sana, onun sırtını dönmeyeceğini bilebilmektir. Bir öğretmenin öğrencilerine öğrettiği konuyu yapar demesi, insanın başarılı olmasıdır. Rahatlatan bir duygu ve beklentidir.  

Güvendiğin dağlara kar yağdığında karlı yollardan ılıman bir limana gitmek zorunda hissedersin kendini, oysa kar doğallığı, huzuru ve saflığı beraberinde getirir.

İnsanoğlu güvenmek ister çünkü doğasında vardır. Bir insana nasıl güvenilir? Açık sözlü olmasını, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olmasını isteriz. Karşılaştığımız güvensiz ya da güvenemediğimiz insanlar, belki de kendilerine güvenleri olmayanlardır. Nasıl güven versinler ki. Bir o kadar da zordur yeni insanlara kapılarımızı açmak. İnsanlar birbirine güvenmek ister oysa güvenin kaybedilmesinde yalan ve samimiyetsizlik bulunmaktadır. Eğer insan verdiği sözlerin arkasında durmuyorsa orda güvensizlik başlar. Unutmamalıdır ki güven insanın içinden gelir.  İdeal olan da herkesin birbirine güvenmesidir. 

Hayatın her alanında güvenmenin rolü vardır: yazar kalemine, mühendis hesabına, şoför frenine, piyanist parmaklarına… güvenmek zorundadır. 

Tarihsel süreç göstermiştir ki, anamalcı sistemin yapısından kaynaklanan istikrarsızlık, eşitsizlik, daha çok kazanma hırsı ve kafa karışıklığı sorunları nedeniyle kişinin kendini tek başına güvende hissetmesi mümkün değildir. Ülkemizdeki yönetim anlayışına bakarsak, borçla yiğitlik yapmaya dönük, başkalarının akıllarına güvenen, üretim anlayışını benimsemeyen bir yapı tarafından yönetilmektedir. İnsanlarımızın huzurlu bir şekilde yaşaması, yaşamlarının güvence altına alınması ile mümkündür. Yönetici kadroların ülkeyi dürüst bir şekilde yönetmesi güveni beraberinde getirir.  

Türkiye’nin aydınlanması, Türkiye’nin bağımsız, saygın bir ülke olarak yaşamasının güvencesidir.  

Önceki ve Sonraki Yazılar