Heyecanlanıyoruz

Söke Granta Mevkii’nde yapımı düşünülen ve adeta yılan hikayesine dönen golf sahası projesiyle ilgili yaptığım araştırmada projenin amacından saptığını gördüm. Projenin yapımına merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vasiyetiyle başlanmış. 15 Temmuz 1997 Salı tarihli Ekonomi Gazetesi’nde Ebru Baki imzasıyla yayınlanan haber geçen yıllarda projenin nasıl zikzaklar çizdiğini gözler önüne seriyor.
Geçmişe doğru yaptığım yolculukta vasiyeti yerine getirmek isteyen işadamının Aydın Iraktan olduğunu görüyorum. Iraktan’ın 1989 yılında Turgut Özal'ın çağrısı üzerine İzmir'de de ‘‘golf sahası'' yatırımına başladığı ve trilyonluk yatırıma imza attığı biliniyor.
İsveç'te turizm yatırımları bulunan Aydın Iraktan, Türk-İsveç ortaklığıyla Kuşadası ve Söke arasında 1.5 milyon metrekarelik golf sahası yapımına başlar. Yatırım bedeli 100 milyon dolar olan (yaklaşık 14.6 trilyon lira) golf sahasınının inşaatına 1997 yılının mayıs ayında başlanır. Tesisin yapımı yaklaşık 36 ay sürecek ve 2000 yılında bitirilecektir.
1,5 milyon metrekarelik arazi üzerine toplam 335 villa, 22 bin 500 metrekarelik golf kulübü, plaj kulubü, tenis kortları, 18 delikli golf sahası, golf akademisi, atlı spor sahaları, 42 dükkanlı çarşı kurulacaktır.
Yani çok amaçlı bir proje.
Ayrıca işletmesini Hyatt Regency'nin yapacağı beş yıldızlı bir otel de olacaktır. Bu golf sahasının tasarımını ise ünlü golf mimarı Björn Eriksson yapıyormuş.
İnsanı bugün bile heyecanlandıran bir proje.
Adı Scala Nova Village olarak belirlenen Golf Köyü'nün Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Iraktan, Ebru Baki’ye verdiği beyanatta, 335 konutun yer alacağı köyde çevrenin korunmasına dikkat ettiklerini de belirterek, yüzde 97 yeşil alan yüzde 3 inşaat olduğunu söylemiş.
Ne demiş Aydın Iraktan!
335 konut...
Neden 335 konut!
Çevrenin korunmasına dikkat ettikleri için...
Çevreye ve bu konutlarda yaşayacak insanlara verdikleri önem gereği de yüzde 97 yeşil alan, yüzde 3 inşaat alanı belirlenmiş.
Iraktan’ın açıklamasında önemli ayrıntılar var ama en önemlisi, “Biz 335 konuttan fazla konut olmayacağının da garantisini veriyoruz.” olmuş. Bir yatırımcı olarak Aydın Iraktan, bu sözünde durur muydu, pazarlama taktiğimi izlemiştir bilinmez ama zamanla konut sayısı binlerle ifade edilir olmuş. 1997 yılı için villaların fiyatları 200 bin dolardan ve o günkü kurdan hesaplanarak 30 milyar liradan başlayarak 685 bin dolara (104 milyar lira) kadar belirlenmiş. Bugünkü kurdan hesaplandığında projenin büyüklüğü görülebiliyor.
Tabii ki, yatırımcı firmanın istediği imar tadilatıyla villa sayısının artışıyla doğacak rantın da büyüklüğü görülebiliyor.
İmar tadilatının binlerce konut fazlalığı sağlayacağı konuşuluyor. CHP’li Söke Belediyesi’ne yakınlığıyla bilinen Söke Ekspres Gazetesi’nin bu konuyla ilgili haberi herkesi şaşırttı. Hem tarzları olmayan bir habercilik örneği sergilediler hem de “biz CHP’li değiliz, haberciyiz” dediler. Hem de CHP’li mahalle delegesi haber müdürlerine rağmen.
Kendilerini kutluyorum...
Söke’ye yapılacak bir yatırım olarak heyecanlanıyoruz. Çünkü, Akdeniz ülkeleri arasında böyle bir tesisin sadece İspanya ve Portekiz'de olduğu, Türkiye'nin de Akdeniz ülkeleri arasında böyle bir tesise sahip üçüncü ülke olacağını vurgulanıyor. Heyecanlanıyoruz ama bir yandan da birileri bu işten nemalanacak mı? diye fısıltı gazeteciliği aracılığıyla dedekodular üretiyoruz.
Bu olayı ben ilk olarak 2008 yılında duydum. Güya 4 trilyon lira rüşvet alınmış, verilmişti. Çirkin iddiayı Başkan Necdet Özekmekçi ile paylaşmıştım. Oturduk bir restorantta yemek yedik. Başkan Özekmekçi 2 trilyon lira rüşvet alındığı iddiası üzerine yüzleşme talebinde bulundu. Ben de kabul ettim. Masamızda Aydın Gazeteciler Cemiyeti Söke Şube Başkanı Ali Esmer de vardı. Daha sonra iddiayı kimden duyduğumu ve ona da kimin söylediğini öğrenince ilgili kişileri çağırmak için benden izin istedi. Ben de seve seve kabul ettim. İddiayı ortaya attığı belirtilen kişi belediyede memur olarak çalışıyordu. Diğer kişi ise esnaftı. Esnaf olanı çağırmaktan vaz geçildi. Başkan Özekmekçi, “Belediyedeki memur söylemese esnaf bu konuları nereden bilecek?” dedi. İlgili kişi evinden çağırıldığında saat gece 23.30 idi. Yüzleşme oldu ve ilgili kişi böyle bir dedikodu yapmadığını söyledi. İlgili kişiyle biz gittikten sonra yalnız görüşeceğini söyledi. Gece saat 02.30’da Ali Esmer’le birlikte ayrıldık. Başkan ve memuru sabah saatlerine kadar da arabayla dolaşmışlar.  Olaydan iki gün sonra Söke Belediyesi’nde görüştüğüm Başkan Özekmekçi’ye ne olduğunu sordum. Bu kişiyi aynı görevde tutmasının doğru olmayacağını belirterek, “Görev yerini değiştirdim” demişti.
Başkan Özekmekçi onuruna düşkün insandır. Her zaman da bunu dile getirir. Ogün de böyle oldu ve yüzleşme istedi. Sonuçta da Başkan Özekmekçi ilgili kişinin görev yerini değiştirdi? Bu kişinin dedikoduyu yaptığına inanmasaydı böyle bir uygulamaya gitmezdi.
Yalnız o gün bugün kafamın almadığı bir ayrıntı var! Onuruna düşkün bir insan olan Başkan Özekmekçi neden bu kişinin görev yerini değiştirmekle yetindi? Yoksa; ekmeğiyle oynama yönündeki ricamı mı göz önünde bulundurdu?
Aksi halde, benim tanıdığım Başkan Özekmekçi ilgili kişiye haritadan yer beğendirirdi.
Sökespor kongresinde, kulüp başkanının kendisi için söylediği bir iddia nedeniyle tepkisini ve salonu terkettiğini biliyoruz. Seçim döneminde hakkında yalan söyleyenlerle girdiği diyalokları da çok iyi biliyoruz.
Her şeye rağmen Söke’ye yapılacak bu büyük yatırım için heyecanlanıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar