E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Hümeyra Sultan’ın Güney Ege Turizmine unutulmaz katkıları 3

 

Söke’yi Tanıtma ve

Eski Harabeleri Koruma Cemiyeti’nin Başkanı Hümeyra Sultan’ın

 

* Önceki sayıdan devam

İonlular, Mitolojik olan tanrılarına armağan etmek için üç büyük dipteros tarzında tapınak yapmaya başladılar. O yıllarda tapınaklar iki türde yapılırdı. Birincilerin etrafında tek sütun sırası vardı. Bu tek sütunlu tapınaklara “PREPTEROS TAPINAKLARI” derlerdi. Etrafında çift sütun bulunan daha büyük tapınaklara ise “DİPTEROS TAPINAKLAR” deniyordu. Tapınak yapmak için Miletlileler, Samoslular ve Efesliler yarışa girmişlerdi. Miletliler tanrı Apollon için Didim de bulunan “DİDİMAİON DİPTERES APOLLON TAPINAĞINI”, Samoslular ise bugün Samos’ta tek bir sütunu ayakta olan ve tanrıçaları Hera için yaptıkları “HERAİON DİPTEROS TAPINAĞI” nı; Efesliler ise Tanrıçaları Artemis için Efes’te “ARTEMİSİON DİPTEROS TAPINAĞINI” yaptılar. Bu üç site devleti de en iyisini yapmayı kararlaştırmışlardı. Uzun yıllar sürmesine rağmen üçünü de yaptılar. Ne yazık ki Samos’ta ki Hereion ile, Eefeste ki Artemision’dan bugün önemli bir kalıntı yoktur. Ama Didim’de ki Apollon adına yapılan “DİDİMAİON” %50 ayaktadır. Batılılar bu tapınağa “FANTASTİK TEMPELE” demektedirler. Yine Efes’te ki antik kalıntılar ile Milet’te ki antik kalıntılar ve Priene Antik Kalıntıları gezmeye, görmeye layık yapıtların bağrında barındırıyorlardı.

Dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı antik dönem Efes’in başyapıtıydı. Ne yazık ki bu yapıtın birçok mimari parçaları Bizans İmparatoru Justinyen tarafından gemilerle İstanbul’a taşınarak Ayasofya Kilisesi’nin yapımında kullanılmıştır. Romalılar ise bu dev tapınağa “DİANA TAPINAĞI” diyordu. Bugün ne Hereion ve ne de Artemision’dan günümüze görülecek fazla bir şey kalmamıştır. Söke’nin Didim kasabasında olan Tanrı Apollon adına yapılmış Didimaion ise bunların en görkemlisi ve ayakta olanıydı. Bugün bile görenlere parmak ısırtan bu dev tapınak, Güney Ege’yi, özellikle Söke’yi turizme odaklıyordu. Söke Yöresinde bunlardan başka doğa filozoflarının doğup yaşadığı öğretileri ile dünyayı aydınlattıkları, bilim ve ticaretin merkezi sayılan Milet Antik Kenti vardı. Doğa filozoflarının ve Milet Okulu’nun ünlülerinden Thales, Anaksimemes, Anaksigoras bu topraklarda doğmuş, düşüncelerini bu topraklar üzerinde yaymış ve dünyayı buradan aydınlatmaya çalışmışlardır. Miletos’ta dev bir tiyatro, Stua ve birçok tarihi eser mevcuttur. Alman arkeologları burada kazı yapıyorlardı. Bu kazılardan ilk çağa ait çok harika yapıtlar bulmuşlardı. Bulunan bu yapıtlar, sonradan Milet Lokal Müzesi’nde sergilendiler. Bu Alman kazıcılar, ilk çağa ait harika yapıtlar, belgeler bulmuşlardı. Bunlardan başka yine Söke’nin Güllübahçe Beldesinde dünyanın ilk planlı kenti olarak bilinen ve Hipodamus’un kenti olarak tanınan Priene Antik Kenti vardı. Meyus, Heraklia, Efes, Magnesia gibi antik kentler tanıtım ve dünyaya açılım bekliyordu. Bunların çoğuda kıyıya çok yakın olduğundan kıyı turizminin açılmasını bekliyordu.

Bu amaçla, Didim Altınkum plajları inşa edildi. Kuşadası Kadınlar Denizi doğdu. Didim kentinin doğmasında Sayın Hümeyra Özbaş’ın önemli katkıları olmuştur. Gerek Didim ve gerekse Kuşadası’nın yatak, yiyecek ve eğlence düzeyinde bir hizmet kentinin olmasına önemli katkıları olmuştur. Bizzat Kuşadası Kısmet Otel’i eşi Halil Özbaş ile yaparak, turizme açmış ve bu dalda örnek olmuştur.

 Bu yapıtların dışında Aydın’da, Denizli’de, Muğla’da turizme potansiyel kaynak olacak birçok değer vardı. Bu antik kültür yanında Pamukkale ve Dilek Yarımadası Ulusal Parkı gibi doğal kaynaklarda uluslar arası turizm varlıkları arasında idi. Bu doğa harikaları da yörenin turizme açılmasını zorluyordu. Yörede o yıllarda turizm altyapısı yoktu. Ne turistlerin yiyip içecekleri lokantalar, eğlenecekleri gazinolar ve neden yatacakları oteller vardı. Bunlardan başka onları gezdirecek araçlar, araçların yürüyeceği yollar bile yoktu. Bugünkü gibi seyahat acenteleri, tur operatörleri, rehberler bulmak imkansızdı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Söke ve yöresindeki turizm hamlesi işte bu cemiyetin başkanı olan Hümeyra Sultan tarafından gündeme taşınarak önerildi. Enver Saatçigil gibi bir valide bunları başlattı. Bu Hümeyra Özbaş’ın başarılı adım atışına, Halikarnas balıkçısı olarak bilinen ve bugünkü Bodrum’u yaratan, edebiyat dünyamızın devlerinden sayılan ve Bodrum’a sürgün edilen Cevat Şakir Kabaağaçlı’da destek oldu. Ayrıca o dönemlerde Söke Belediye Başkanı olan Sayın Ekrem Karakaş’ın katkılarıda unutulmamalıdır. Zaten Didim ve Kuşadası turizminde Vali Enver Saatçigil,Kaymakam Özer Türk,Başkan Ekrem Karakaş ve Hümeyra Sultan’ın katkıları oldukça büyüktür. DEVAM EDECEK…

Önceki ve Sonraki Yazılar