İŞÇİLER ATILIRKEN

 

 

Önemli günlerden geçiyoruz. Tarih babanın, tarih sayfalarına büyük harflerle yazacağı günler. Dünya çalkalanıyor. Ülkemizin zaten başı dönmüş durumda. Aklı selim insanlara daha çok ihtiyaç duyuyoruz bu günlerde. Sadece gerçekleri gören değil. Bilen, yol yordam gösteren.

Ağzı iyi laf yapanlara ya da tüm imla kurallarını bir güzel kullanarak güzel yazanlara değil, dürüst, insanı, insanları sevenlere ihtiyacımız var.

Kriz almış başını giderken, her gün binlerce insan işinden olurken ülkenin gündemine bakın.

Bir anda nasıl da uyutuluyor insanlar. Bir anda nasılda dikkatler başka yöne değil başka birçok yöne çevriltiliyor. Sonunda olan bu ülkede yaşamaya çalışan insanlara oluyor, oluyorda kafa karışıklığı içerisinde kimin ne yaptığı belli olmuyor. Kuru ile yaş birbirine karışıyor.

Bir ERGENEKON dur gidiyor. Ne dava bitiyor, ne tutuklamalar. Televizyonda, basında her gün yeni haberler tartışmalar. Tamda kafaların karıştırı imasına bire bir. Biri de kalkıp demiyorki bu derin Devlet içindeki iç hesaplaşmalar, grupların tasfiyesi yada iktidar mücadelesidir. Ergenekon'un halk ile bir ilişkisi olmadığı açık. Peki kim bu insanlar niye örgütlenmişler, niye udarda dolaşanlar biraraya gelmiş, nasıl gelmiş, gibi sorulara yanıt yok. Bakıyorsunuz susurlukta ortaya çıkan derin devletin adamı burada. Bakıyorsunuz Milli Güvenlik Kurulu denilen en üst Devlet yapılanmasında ve Devletin tüm sırlarının konuşulduğu yapıdan başka birisi.

Elbetteki masumiyet ilkesi gereği, kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı sürece herkes masumdur. Elbetteki, tutuklama bir tedbir olup aslolan tutuksuz yargılanmaktır. Elbetteki adil yargılanma hakkı her sanığın hakkıdır ve elbetteki tutuklama ceza niteliğinde kullanılmamalıdır. Ama devletin öncelikli görevlerinden biri de suçun işlenmesini önlemek ve işlenmiş ise de suçluları bulup adil bir yargılama sonucu cezalarını vermektir. Adalet bunu gerektirir ve muhakkak ki Adalet Devletin Temelidir.

Ama nasıl olsun. CMK 250.md deki yetkileri eline alan üsküdarı geçip gidiyor zaten. Yetkili kişilerden doğru dürüst bir açıklama gelmiyor.

Gizli denilen soruşturma ayyuka çıkmış. Gömülen silahlar, sokaklara bırakılan silahlar. Dava devam ederken yeni tutuklamalar yeni sanıklar. Ek iddianame düzenlemesi ve tabiki dava sil baştan. Yeni sanıkların sorgusu. Yeni sanık sorguları doğrultusunda eski sanıkların yeniden savunmaları ve böylece devam edecek süreç. Sonuçta bitmeyen bir dava, unutturulan ekonomik ve siyasi kriz. Açlığın ve yoksulluğun insafsızca çoğalışı.

Başka dikkat çekilecek yerler yok mu. Filistin, Gazze de insanlık dramı. İsrail’in vahşeti. Arap dünyası uyurken bizim başbakanımızın atıp tutması. Ülke insanımıza kabadayılık gösterileri. Süreç içerisinde daha dikkatli davranıp, çözüm üretmek yerine neredeyse İsrail’e savaş açılacak durum yaratması. İsraille olan bir takım anlaşmaları askıya almak yerine iç kamuoyuna oynamalar. Bol laf ama boş laflar.

İsrail’in arkasında kim var. ABD.

Ya Gülen Cemaatinin arkasında kim var ABD. Siyasi iktidarın arkasında kim var ABD Savaşları çıkaran kim. ABD

O zaman bu atıp tutmanın anlamı ne. Halkı kandırmaktan başka bir amaç var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar