KÜRESEL KRİZDE BANKALARIN TUTUMU

 

 

Merkez Bankası günlük faizleri %9 seviyelerine düşürmekle faydadan çok milletin zararına neden olmuştur. Şöyle ki; Merkez Bankası faizleri %15-%17 seviyelerinde devam ederken bankalar mevduat faizlerini %19,5 ve %20 seviyelerine kadar yükseltmişti. Küçük mevduat sahipleri 3 aylık devreden sonra ellerine geçen faizlerle durgun devam eden piyasayı bir nebze canlandırma imkanı buluyarlardı. Bu mevduattaki %19,5 - %20 civarındaki faiz bir anda 30 Mart 2009 tarihinden sonra %13 ve bilahare %l1'e kadar düşürüldü. Bu düşük mevduat karşısında mevduat sahipleri bu çok düşük faizleri çekip piyasaya sürmektense mevduatın üzerine ilave etmeyi daha avantajlı gördüler ve mevduat sahibinin bu tutumu ekonomide menfi tesir yaptı. 


MERKEZ BANKASININ OLUMLU TUTUMU 

Merkez Bankası iş aleminin ve sanayinin kredi alarak ekonomiyi canlandırma imkanı sağlamak niyetiyle faizleri %9 seviyelerine düşürmekle olumlu bir davranışta bulunmuştur. Fakat bankaların %30-%35 seviyelerindeki kredi faizlerinin %18-%20 seviyelerine düşüreceğini bekliyordu. Öyle olmadı bankalar aradaki 20 puanlık faiz farkıyla karlarını ikiye katladılar. 


BANKALARIN EKONOMİK KRİZİ

KÖSTEKLEYEN TUTUMLARI 

Global krizin bütün ağırlığıyla hüküm sürdüğü bir devrede ekonomiye destek olacakları bir zamanda sırf karlarını arttırmak gayesiyle köstek olmaları milliyetçi bir ruh haletiyle bağdaşmayacağı aşikardır. 

Dalgalar içinde mücadele eden bu geminin içinde sizler ve bizler hepimiz varız. Bu gemi dev dalgalar karşısında mücadele edemez duruma düşerse sizler de gidersiniz. O zaman üzerine yattığınız parayı kime vereceksiniz? 

Bankalar sadece devlete borç vermeyle görevlerini yerine getirme politikasıyla hayatiyetlerini koruma imkanı elde edemezler. Bankaların bu tutumu sanayiciyi ve tüm iş alemini ve bugün binlerce üvesi olan odalar birliğini isyan etme durumuna düşürmüştür. 


DEVLET BANKALARININ TUTUMU 

Özel sektör bankalarının bu tutum karşısında hiç olmasa devlet bankaları iş aleminin içinde bulunduğu bu bunalımlı durumda destek olacağı yerde onlar da aynı hatayı devam ettirme şanssızlığı içine düşmüşlerdir. Şöyle ki çiftçi kardeşlerimizden duyduğumuza göre ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum onların hak ettikleri primlerini eski borçlarına mahsup etmekle şu anda gerekli olan bir dönemde (ekim anında) parasız kalma durumuna düşürülmüştür. 

Bir memlekette gerek sanayide ve gerekse tarımda üretim layıkıyla desteklenmesse ihracat nasıl gerçekleştirilecek ve Türk ekonomisi büyüme trendine nasıl girecek. Bu öz eleştiriyi yapacak bir kimse bulunamayacak mıdır? 

Katiyetle inanıyorum ki devlet bono ve tahvil satışından vazgeçip mali durumunu çok iyi bir duruma getirirse o zaman da bankalar parayı satacak iş alemini arayacak ve belki de bulamayacaklardır. Şu anda bankalar rahat bir sistem içinde çalışıyorlar. Zira 7 Mayıs 2009 tarihi itibariyle menkul değerler kalemi 216 milyar seviyelerine çıkmıştır ama bu kaoslu durumun böyle gitmeyeceğine inanıyorum. 

Bu küresel kriz karşısında Türk milletinin bütün fertleri ve tüm kurumları birlik ve beraberlik içinde olmaları gerekirken gemisini yüzdüren kaptan misali kurtulan bu geminin personeli bu vatan topraklarında yalnız kalacak ve bu yalnızlık krizi kendilerini yok edecektir. 

Tekrar söylüyorum. Esasında bu büyük gemi içinde hep beraberiz. Dalgalar bizi yok edecek büyüklükte olursa hepimiz yok oluruz. Hep beraber düşünelim ve milliyetçi bir ruh haleti içinde olalım. Temennim budur. 

Önceki ve Sonraki Yazılar