NASIL BİR ÜLKEDE YAŞAMAK İSTİYORUM?

 

 İnsan ömrü ne kadar ki? Geriye dönüp baktığımızda elli-altmış yıllık zamana neler sığdırmışız? Ne acılar, kayıplar? Ne sevinçler ve mutluluklar? Elbette seçimlerimiz ve tercihlerimiz bizim yaşamımızın kalitesini belirliyor ama sistemin bize dayatmaları ve dengesizlikleri  asıl belirleyici oluyor. Çelişkilerin, nimet külfet dengesinin kurulduğu ülkelerin insanları sağlıklı ve mutlu. Ve de uzun ömürlü oluyorlar. Bu da çağdaş, ülkesever, insansever, egolarını yenmiş ve kaliteli yöneticilerin iş başına getirilmesiyle mümkün oluyor. Eğer kötü yöneticileri iyileriyle değiştiremiyorsak, buna gerek duymuyorsak o zaman layık olduğumuz şekilde yönetilmeyi hak ediyoruz demektir. Ne zaman ki yakınmak yerine sorgulayan, hesap soran toplum durumuna geleceğiz işte o zaman yaşamımızın kalitesi artacak, yokluk ve yoksulluk yolsuzluklarla birlikte son bulacaktır. Bu bağlamda bu ülkenin bir yurttaşı olarak, devlete karşı görevlerimin bilincinde, nasıl ki; *Yasalara uyuyorum, *Vergimi veriyorum,* Zorunlu eğitimimi tamamlamışım,*Askerliğimi yapmışım,*Seçimlerde oyumu kullanıyorum. Bunlardan birisini ihmal ettiğimde yasalar yakama yapışır. (mı?) Yapışır. Ama sade bir vatandaş olduğum için. Benim ülkemde ne yazık ki, vekil çocukları, bakan çocukları sahte çürük raporlarıyla askerlikten kurtulurlar. Varsılların işledikleri suçlar için ayrı mahkemeler kurulur. Yine iktidarlara yandaş işadamlarının vergileri, büyük hediyeler karşılığında sıfırlanır. Bankaları soyanlar, bankalardan sorumlu Devlet Bakanı yapılır. Bu durum bizim üçüncü sınıf bir ülke olduğumuzun göstergesidir. Yazık!
      Gelelim devletin yurttaşlarına karşı görevlerine; *Yurttaşın yaşam hakkını ve can güvenliğini korumak,*Sağlıklı yaşam için gerekli önlemleri almak,*Eğitimi sürekli geliştirerek, toplumun eğitimli yurttaşlardan oluşmasını sağlamak,*Toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak.*Adaleti sağlamak. Nimet –külfet bölüşümündeki dengesizlik giderilmediği sürece yurttaşın görevleri de, devletin görevleri de ne yazık ki toplumdaki egemen sınıfın çıkarlarına göre şekillenir. Anayasamızın  5.  maddesinde anlamını bulan bu haklarımız ; *Uygar toplumlarda kişilere devletçe anayasa ve yasalarca düzenlenen korunan haklar verilmiştir. Seçme-seçilme hakkı; her ferdin özel ve ailevi hayatına meskenine ve haberleşme hürriyetine saygı duyulması hakkı gibi haklar devletlerin anayasa ve yasalarında açıkça yer almıştır. Bu haklar çerçevesinde aile yaşamına saygı gösterilmesinin istememiz özgürce haberleşmemiz seyahat edebilmemiz inançlarımızın gereğini yerine getirebilmemiz düşüncelerimizi açıkça dile getirebilmemiz haklarımızı arayabilmemiz devletin sağladığı koruma sayesindedir.Vatandaşlık hakkının korunması devletin görevidir. Vatandaşlık hakları bireylerin özgür eşit ve güvenlik içinde olmasını sağlar.Demokratik, laik, hukuk ve sosyal devlet ilkelerini benimsemiş devlet, vatandaşlarına; kişi dokunulmazlığı, ailenin korunması, şiddetin önlenmesi, konut dokunulmazlığı, eğitim hakkı özel hayatın gizliliği, mülkiyet hakkı vb. vatandaşlık haklarını tanımak onlara karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Şeklinde belirlenmesine karşın, uygulamalarda yeterince başarı sağlanamadığını yazılı, görsel ve sosyal medyada yayınlanan haberlerde üzüntüyle her gün izliyoruz.  (sürecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar