Nazım Usta yazıyor hâlâ

 

 

Ansızın durdum. Yüreğimin baskısı kaburgalarımda, kalp krizi sancısı gibi, bir acı düştü usuma. Takip talebiymiş, örnek yediymiş, onmuş bıraktım. Gökyüzünden bulutlar geçiyor, güneş bir çıkarıyor başını bir gizliyor, saklanbaç oynuyoruz. Ebe güneş. Sobelenince ben yüzümü duvara dönüp sayıyorum. Bir iki, ikibin, milyon, onmilyon yetmiş milyon. Güneşe bir çip taksak tüm evreni izleyebilirmiyiz.

Daha dün Nazım’ı andık. Slayt gösterisi, şiirlerle Nazım’ın kendi sesi. Sürgünde geçen yıllar, Varna’dan ülkesine bakışı ve seslenişi memelilere.

Biz ne kadar reddetsekte, gözlerimizi kapatıp, sözlerimize set çeksekt, yani oynasakta üç maymunu. Basında sözünü etmesekte, unutsakta unutmayanları, Nazım unutmuyor unutanları. Güneşte yatıyor upuzun, başucunda bir çınar ağacı, bir pınar, gökyüzü koca bir mezar. Bakıyor nazımın gözleriyle, bakıyor mavi. Sıcak, yakıcı mavi.

Gökyüzünde özgür Nazım, dünya vatandaşı, kendi ülkesinde yabancı. Kimin vatandaş olacağı kimin olmayacağı, kimin hain kimin yurtsever olacağı, ne zamanadan beri yürütmenin e1inde. Bakmayanlar kurulu toplanmış ve çıkarmış Nazım’ı vatandaşlıktan. Sorgusuz, sualsiz. Sonra gelen iktidarlar, korkularını yenememişler, dönememişler kararlarından ve hâlâ onlar vatandaş, Nazım yabancı. Pasaportla bakabiliyor ülkesine, gökyüzü gözleriyle. Kâh fırtınalar koparıyor, kâh yağmur oluyor çiftçinin üzerine. Kâh gülüyor halimize ve dalga geçiyor ahmak ıslatanlarıyla.

Kim vatan haini, Nazım mı talancılar mı? Çocuklarına güvenli bir gelecek sunamayanlar mı Nazım mı?

Kim vatan haini? Sömürüyü derinleştirenler mi, sömürüye karşı duran Nazım mı? Kendi çıkarları uğruna ülkeyi satanlar mı, dağlarında köstebek gibi altın arayanlar mı, eşitlik isteyen Nazım mı?

Puslu bir gecedir hüzün. Durmadan akar Karadeniz gibi. Ülke dediğiniz neresidir? Bütün dünya çocukların değil mi? Savaşları çıkaranların yoksullukları büyüttüğünün farkında değilmiyiz? Ayrılık gayrılık yaratanlar kendi çıkar hamurlarında aynı sofraya oturmuyorlar mı? Kendi şairine sahip çıkamayanların kendi geleceklerinin olması nasıl mümkün?

784 milyon metrekarede yaşayan tüm insanlarını suçluymuş gibi dinlemeye alan bir siyasi iktidarın, Nazım’dan korkması anlaşılır bir şey. Ama 70 milyonun korkusu neden?

Nazım bakıyor durmadan,karadeniz akıyor ,üç maymunlar gillikçe çoğalıyor ...

Yazarın notu: Nazım’ı unutmayan EĞİTİM-SEN’e teşekkürler.

Önceki ve Sonraki Yazılar