Nereye götürülüyoruz?

      Dün TV kanallarını tek tek dolaştığımda kanalların konuklarının dillerinde tek bir sözcük vardı. “TÜRKLÜK” ve 301. madde.

      Normal bir vatandaş olarak bu görüntüleri gördüğümde, “ bize neler oluyor?” demekten kendimi alamıyorum.

       TV açık oturumlarını dinledikçe de bazı çevrelerin “ İyi ki Hırant öldürüldü” dediklerini,üzülerek duyar gibiyim.

        Bir televizyon Kanalında Ömetr Lütfi Mete Bey’in şu şözcüğüne aklım takıldı. Sevgili yazar “Her şeyin başı para” diyordu. Ve örnek veriyordu.”Bizler,yani gazete çalışanları patronların dediklerinden dışarı çıkabiliyor muyuz?” gibi benzer bir sözcük etti.

      Aslında yazar, esas konuşulması gereken meselenin özünü ortaya koydu.Dolayısı ile de medya kanallarının üzerinde durması gereken konuların özünü söyledi. “Para ve patronlar.”

        Avrupa’nın hiçbir ülkesinde   ülkenin milli kimliğine hakaret edenin   cezalandırılmadığını göremezsiniz .Milli Kimliklere hakaret etmek,aşağılamak veya yermek büyük suçtur. Bu nedenle de hiç bir ülkede, Milli Kimliğe hakaret edilemez,aşağılanamaz.Bu çirkin hareketler yapıldığı zamanda,verilecek cezalar

bir yıldan başlayıp, beş yıla kadar çıkabiliyor.Bizde ise 6 aydan başlayıp, üç yıla kadar çıkıyor. Bu yüzden üç yıl hapis yatanlar hemem hemen hiç yoktur ve ceza alınmadığı için de, Milliyetçilik ateşi birden bire alevleniveriyor.

        Bugün “TÜRK” kimliğine saldıranlar yok denecek kadar az olsalar da,çıkardıkları gürültülerle ses çıkarabiliyorlar.Çünkü,Türkiye de  demokrasi yok dense de,insan hakları yok dense de her şey açık açık,çokça konuşulabiliyor.Bence sınırsız bir özgürlükler ülkesinde yaşıyoruz.Normal bir vatandaş çıkıp ta meydanlarda bağıra bilmiyorsa da,yazarlar,iş adamları,çizerler,ressamlar,velhasıl elit tabakalar, TV kanallarında istedikleri gibi bağırabiliyorlar.İstedikleri gibi gündemi değiştirebiliyorlar.

         Bu gün Türklüğü aşağılayanlar,301 siyasi bir sorun haline getirmiş olanlar,daha düne kadar coşkuyla;

“Türk’üz, Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri!”
diye 10.Yıl marşını söylemiyorlar mıydı? O zaman çoşkuyla söyledikleri yalan mıydı ki, şimdi birden bire Türk düşmanı kesildiler?

 

 

 

 

 

 

 

           Bazı yazarlarımız, Milliyetçiliğin bağımsızlığı tehlikeye soktuğunu söylerken, Yugoslavya Federasyonu örneğini veriyorlar.Ancak onların unuttukları bir konu var.Yugoslavya bir federasyondu.Yugoslav Milliyetçileri içinde bulunan federasyon devletlerini sindirmek,onları Yugoslav (asimilize) etmek istemişlerdi.Bizde ise böyle bir oluşum yok.Biz büyük bir ülkeyiz ve bu ülke içinde yaşayan bütün insanlar Türk kimliğinden memnunlar.Memnun olmayanlar, bu ülkeyi daha fazla  sömürmek isteyen,ülke yönetiminde daha fazla söz hakkı isteyenler olamazlar mı?

          Bugün,Türk Milliyetçiliğinden ve Türk kimliğinden rahatsız olanlar yarında,Mustafa Kemal Atatürk’ün kimliğinden utanır hale gelirlerse hiç şaşmayalım.Çünkü Türk ve Türk kimliğini ve bu konuya çeza getiren maddeleri Atatürk , İtalya Ceza Kanununun 291.maddesinden alarak Türk Ceza Kanununa yerleştirilmiştir.

          Bazı kimseler,kuruluşlar ne yapmaya çalışıyorlar.Kimlerin hoşuna gidecek bazı ayrıntıları karıştırmaya çalışıyorlar?Yoksa memleketi federasyona mı götürmek istiyorlar? Milliyetçilik kimliği ,Türkiye Cumhuriyetinin temel taşlarından biridir.Dolayısı ile Türk ve Türk kimliği de birbirinden ayrılmaz bir parçadır.Bugün,Türk’e ve Türk kimliğine hakaret etmenin serbestliği,yarın soy isimlerin ön plâna çıktığı kişisel tecavüzlerin oluşumunu hızlandırmayacak mı?Yarın eline kalem alan senin adın şu,benimki bu diye bir birine saldırmayacak mı?Seksen öncesi karanlığı isteyenler mi var?

            Yoksa başka bir devletin adamı olmaya mı çalışıyorlar?

            10 yıl Marşımızın “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” dediği şimdi yalan mı oldu?

            Maalesef demir ağlarımızı örerken, aralarına pamuk ipliği de karışmış.Bazı yerlerinden koparılmaya başlandı.Nerelere götürülmeye çalışılıyoruz acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar