ÖYLE OLUYORSA, BÖYLE OLUR...

Diktatörlük, demokrasi ve halk iradesi propagandası ile ülkenin siyasi rejimini talan ediyorsa...
Kürt sorunu, ekonomik sınıf tabanından kopartılarak, ayrılıkçı bir ırkçı-faşist düzleme kaydırılmışsa...
Toplumsal muhalefet, asıl işlevinden ayrılarak uysallaştırılmış siyasal örgütler eli ile parlamento içine hapsedilmişse...
Sosyal Devlet ilkesi özünden soyutlanarak, siyasi rant uğruna bedava ulufe dağıtma yöntemi haline getirilmişse...
Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı ve gerçek demokrasi esasları temelinden yok edilerek, adalet kişilerin keyfine terk edilerek, demokrasi belirli aralıklarla ortaya konan sandıkların içine kilitlenmişse,,,
Tabii ki böyle bir ortamda 6 OK da devrimci/çağdaş/aydınlanmacı özünden ayıklanacak ve işlevsiz, yönsüz ve içerikten yoksun bir parti flaması haline dönüştürülecek; indirgenecektir.
Toplumsal ilişkilerde her öğe birbirine bağlıdır; birbirine yaslanır.
Sebep-sonuç ilişkileri, toplumsal determinizm denen yasa gereği birbirini üretir ya da yok eder.
Mesele, tezden anti-tezi yaratıp... Senteze ulaşabilmektedir.
Toplumun içine sokulduğu karanlık ortamdan aydınlığa çıkacak yol ve yöntemleri bulup [ya da üretip] çoğalabilmektedir.
Özgür birey, örgütlü toplum.
Bireysel hak ve özgürlükler ve kamu yararı ve toplumsal barış.
Hak, adalet, eşitlik ve hakça paylaşım, sosyal adalet.
Ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık...
İşte çağdaş [olmazsa olmaz] ilkelerimiz bunlardır.
İlla ki 6 Ok "yeniden" yorumlanacaksa, bu temel ilkelerin ışığında ve çerçevesinde yeniden yaratılmalıdır.
Yani ileriye doğru.
Yani halkçılığa doğru.
Yani, aydınlığa doğru...
Sandığa doğru ve sandık için değil.
Yani, sözün özü, bugünkü gibi değil...

Önceki ve Sonraki Yazılar