ŞU BİZİMKİLER

 

 

Yer Hindistan.

Hindistan kan revan içinde.

Yerlerde yatan onlarca insan cesedi.

Akan kanların üstünde yuvalanan kara sinekler.

Yıkılan binalar ve altında inleyen yaralılar.

Hindistan’ın Mumbai şehrinde 9 ayrı yerde patlayan terör örgütü bombalarının sonucunda en az 101 kişi hayatını kaybetti ve 300 den fazla yaralı var.

Hindistan’da istifa.

Terör örgütünün eylemlerini önleyemedim diyen Hindistan İçişleri Bakanı Shivraj Patil istifa etti.

Yalnız bakan istifa etmedi. Bakan ile görevimizi yerine getiremedik diyen üst düzey bürokratlarda istifa etti.

Yer Türkiye.

PKK terör örgütü İstanbul’u kan gölüne çeviriyor.

İstanbul sokaklarında terör elemanları arabaları yakıyor.

Türkiye’nin çeşitli kentlerinde evlerine Türk bayrağı asan insanlarımızı evleri taşlanıyor, insanları olasıya dövülüyor.

Diyarbakır da otobüs taranıyor, polislerimiz şehit oluyor, çocuklarımız öldürülüyor.

Ankara’da koskoca iş merkezi  bombalanıyor, yakılıp yıkılıyor.

Kulaklarımıza inanamıyoruz.

İç işleri bakanımız ve üst düzey bürokratlarımız toplanıyor, “Biz bu ezikliğin altından kalkamadık, istifa ediyoruz “ diyerek basın açıklaması yapıyorlar.

fiaka şaka..

Burası Türkiye.

İstifa ancak görevden alınmakla olur.

Görevden alındıktan sonrada idari mahkemelere dava açılır ve bir iki ay sonunda işinizin başına geri dönersiniz.

İşte üçüncü Dünya ülkelerinin arasına soktuğumuz Hindistan ve işte gelişiyoruz diye bas bas bağırdığımız Türkiye.

Türkiye’mizde böyle olmuyor mu yıllardan beri.

“Verdiysem ben verdim” diyenleri mi ararsınız?

“Anayasa bir defa delinirse kıyamet kopmaz” diyenleri mi ararsınız?

“Gizli ödenekti efendim, harcarım” diyenleri mi ararsınız?

“Biz yaptık oldu” diyenleri mi ararsınız?

“Beni bir defa daha seçmezseniz çeker giderim” diyenler mi ararsınız?

“İkinci olursam genel başkanlığı bırakırım” diyenleri mi ararsınız?

“Ben başarısız oldum istifa ediyorum” deyip de ayrılan, sonra da “beni ısrarla istiyorlar deyip” koşar adım koltuğuna yeniden sarılanları mı ararsınız?

Saymakla bitmez efendim, saymakla bitmez.

Çünkü burası Türkiye.

Bizde ne zaman medeni olacağız diye bekleşip duralım. Sonra da Avrupa’ya el pençe durup yalvaralım.

“Alın bizi de, ne olur, alın içeri” diye. 


İMRALI TATİL MERKEZİ 

İmralı İmralı olalı böyle bir çalışma görmemiştir belkide.

Bir çalışma, bir çalışma, bir görseniz. Harıl harıl orada çalışan işçilerimize, görevlilerimize sıcak birer yuva yapılıyormuş.

Hani birazcık okuma yazma bilmesek, birazcıkta televizyon falan izlemezsek yutacaktık.

Baktılar ki halk yutmayacak. Baklayı ağızlarından çıkarıverdiler mübarekler.

Apo’nun yanına yine PKK lılar gönderilecek.

Apo’ya baktığımız az gelmiş gibi, şimdide onları mı besleyeceğiz?

Bari besleyeceklerimiz yaşları biraz genç olsun. Nasıl olsa ileride af çıkaracaksınız. Apo meclise giremese de onları vekil yaparız, oyalanacak bir iş bulmuş oluruz.

Nasıl ki şimdi hanımları ile uğraşamıyoruz, inşallah onlarla uğraşabiliriz.

Yanalım da içimizde hainleri okullarımızda okutup, vergilerimizle besleyip meydanlara saldığımıza yanalım.

PKK terör örgütü bilinçli olarak köyleri basıp öğretmenlerimizi  şehit edip okullarımızın kapanmasını sağlamışlardı.

Dolayısı ile okumayan cahil gençlerimizi de dağa kaldırıp saşarına katmışlardı.

Biz de onlara hainler dedik.

şimdi bu hainleri İmralı adasında değil, İmralı tatil köyünde ağırlayacağız.

Bir yetmiyormuş gibi on kişiyi ağırlayacağız.

Bundan sonra İmralı’ya Tatil Köyü diyebiliriz. Hem de 1000 kişilik çalışma kadrosu ile 5 yıldızlı tatil köyü.

Önceki ve Sonraki Yazılar