TARİHTEKİ YERİMİZ


“Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi
Tabi bu kadar kolay değildi. 89 yıl oldu, belki cumhuriyetin ilanından önceki o sancılı dönem 89 yıla bedeldi.Şimdi hepiniz oturduğunuz o rahat koltuklarınızda zihninizi 89 yıl önceye taşıyın.
Mesela siz Levent bey, oturduğunuz kahvenin önünden bir Fransız askeri geçiyor olsun. Tam da o esnada bir çocuk tacize uğrayan annesini kurtarmaya çalışırken vurulsun. Kalkmak isteyeceksiniz yerinizden, müdahalenizi bekliyor o zavallı kadın. Evet belki vurulacaksınız ancak Cumhuriyet’in önemini anlamak zorundasınız.
Ya da siz Asuman hanım, fikirleriniz hür, aydınlık. Gelecek güzel günlerde bir öğretmen olmak niyetindesiniz. Siz gibi aydın çocuklar yetiştirmek istiyorsunuz. Ama daha kimliğiniz bile yok, yoldan geçen bir erkek karşısında köşelere saklanan zavallı bir kadınsınız. Bırakın öğretmen olmayı düşünmek bile size yasak.
Ya siz Cafer bey, Atatürkçü düşünceyi yaymaya çalışın 1920’lerde.. Gizli köhne toplantı yerleri bulun kendinize. Kapıyı parola ile çalın, aman dikkat! Tabiri caizse, kelle koltukta düşüncelere sahipsiniz. Hakkınızda ferman var. Bu sakıncalı düşünceleri yaymaktan ölümü istenmektesiniz.
Sevgili Nimet hanım.. Siz ki hiçbir beklentiniz olmadan çalışıyorsunuz insan insan. Alın savaş yıllarında ki yerinizi bakalım. Bir Yunan subaya eşlik ediyorsunuz ne olduğu belli olmayan bir baloda. Tek bir istihbarat alabilmek ve yetiştirebilmek için dava arkadaşlarınıza..
Emircan.. benim üniversiteye hazırlanan genç arkadaşım. 1915 yılındasın. Sınava hazır, savaşa hazır değilsin. Bir sene sonra düşmanın ayak basacağı yeri kurtarmak için öleceksin. Evet, belki doktor olacaktın ama üzgünüm Cumhuriyet’i anla istedim.
Sen, hani çocuğunu “aman bu işlerden uzak dur” diye aramıza göndermeyen arkadaş. Üzgünüm evet daha onbeş yaşında ama, evladın Sarıkamış yolcusu. Şimdi kalın bir çorap ör, iyice sarıp sarmala oğlunu. Birde iyice sarıl, çek içine kokusunu. Geri dönmeyecek sana, ölecek üstelik donarak soğuktan, bir yolun kenarında.
Sen, sabah ezanını duymayacaksın bu sabah. Vurulacak doğrulunca semaya. Ve bayrağın paspas olacak bir düşman postalında.
Fransız üniforması giymiş dört yüz Ermeni geliyor. Hatay Dört yol ağzında.. Sizler bu salondaki tüm beyler. Saklayın karınızı, kızınızı. Namusunuz, gözü dönmüş bir düşmanın insafında.
Askere alınacaksınız onbeş yaşındaki çocuklar, Yusuf, Sabri, Hüseyin. Haberiniz olsun korkacaksınız ne kadar vatansever olsanızda, tepenizden geçen kurşunları duyunca delireceksiniz bir çoğunuz ve de ateşkeslerde yaşıtınız olan Halil’in parçalanmış cesedini gördüğünüzde.
Yaşadınız mı şimdi o çok konuştuğunuz savaş yıllarını. Anladınız mı Mustafa Kemal’i,  Cumhuriyet’i? Korkmayın! Hepiniz hala o rahat koltuklarınızdasınız. Mustafa Kemal’di o bahsettiğim sahnelerde ki. Size ikram ettiğimiz kurabiyeleri afiyetle yiyiniz. Ama biliniz bulgur pilavı ve hoşaftı, askerin zafer kazandığındaki yemeği.
Ama sizin suçunuz yok. Atatürk’ün karga kovaladığı kadar, düşman kovaladığı yazılsaydı eğer tarih kitaplarında ya da hayatı meze olmasaydı entel film senaristlerine, siroza içkinin değil de, soğuk ve elverişsiz savaş ortamlarının sebep olduğunu daha iyi anlardık mesela.
Kamp yapmaya benzemez taşın üstünde uyumak ve bir ailenin sıcaklığını bir sigarada aramak.
Facebook’un icadı kadar zor olmasa da zordu yine de şeriatla yönetilen bir ülkede Cumhuriyeti düşlemek.
Okuduğunu anla diyeydi dil devrimi.  Ve karanlıklar içinde kaybolma diyeydi kıyafet devrimi, yine senin içindi.
Hadi hepiniz unutun 1900’lerde yaşadıklarınızı ve tartışın 2012 yılında Atatük’ün ırkını,dinini.. Bir padişahın fermanında olsun kelleniz, özür dilerim henüz muasır medeniyetler seviyesinde değiliz.  Ve siz de tiyatroyu bırakınız Mustafa bey, zira gereksiz. Hem siz sanatçılar birer ucubesiniz.
 Yakında komşu ülkelerle savaşırız hazır olun. Gerekmedikçe savaşın cinayet olduğunu söyleyen, eski lideriniz. Ve de bıktınız dimi, verelim ülkenin diğer yarısını, birlik beraberlik neyimize, cumhuriyette ne? 
Savaş kapıda, özgürlüğünüz bir diktatörün iki dudağında.Hadi şimdi çıkın ve anlatın Cumhuriyet’in önemini bir kez daha, bir kez daha..
Cumhuriyet tehlikede. Cumhuriyet yasak. Sesimizi duyan var mı? Cumhuriyet tehlikede, Cumhuriyet yasak. Biz çiğniyoruz bu yasağı, var mı aranızda bu suça ortak?

Önceki ve Sonraki Yazılar