TEŞEKKÜR EDERİM BAŞBUĞ’UM

 

 

Ancak böyle olur.

Sık sık gündeme gelmiyordu ama biz küçük çaplı yerel gazete yazarları olarak baya da gündeme getiriyorduk.

Bu bütün gazete yazılarına bire çeki düzen vermek gerekir diye. Hatta Avrupa ülkeleri gazetelerinden ve devlet gazete ilişkilerinden örnekler vererek, neden bizde bu kadar şımarık diye yazmıştık. Bekliyorduk böyle bir çıkışı. Hatta 1997 yılından beri bakalım böyle bir çıkışı hangi babayiğit yapacak diye bekliyorduk. İşte ülkemizde babayiğitler bitmemişler.

Siyasetçiyi, yazarları, aydınları Atatürk’e şikayet edenlerin içi ferah olsun. Teşekkürler Genelkurmay başkanım. Teşekkürler  Silahlı Kuvvetlerimin en başı. Teşekkürler BAŞBUĞ’um.

Tabi ki bütün yazarlarımızı içermiyor bu uyarılar. Tabi ki bütün gazetelerimizi de içermiyor. Ama kendilerini devletin üstünde gören, devlete akıl veren bu basının ve basın mensuplarının biraz da hadlerini bilmeleri gerekiyordu.

Sayın Komutan Başbuğ’un zehir zemberek yapmış olduğu bu açıklamalar inşallah bu dış destekli bu basın sözcülerinin kulaklarına küpe olur.

Onlar biliyorlar kendilerini. Onları da bütün siyasiler biliyordu. Dolayısı ile bu güne kadar siyasileri de sindirmişlerdi bunlar.

Onun için bunlara kimse bir şey diyemiyordu. Sırtları kalındı bunların. Korumaları da boldu bunlar. Ama her şeyin bir sabır sınırı vardı. İşte o sınırın taştığı gündü dün.

Genel Kurmay Başkanımız Sayın İlker Başbuğ tam bir Türk komutanı edası ile Atatürk’ün emanetçisi olduğunu  haykırıverdi kartal bakışları ile.

Kucaklar dolusu alkışlar aldı.

Komutanın açıklamasının arkasından yine bazı görsel basıncılar siyasilerin yaptığı bu açıklamaları işlerine geldiği gibi makaslayarak halka duyurdular.

Örneğin, Meclis Başkanı sayın Köksal Toptan’ın yaptığı açıklamanın sadece “ Ülkede basın özgürdür ve tabi ki konuşacaktır” sözlerini yansıttılar. Bu sözleri duyan vatandaşlar haklı olarak sayın başkana kızdılar. Ama açıklamanın tam metnini bugün dinlediklerinde  siyasilere de “aferin” demekten kendilerini alamadılar. Gönül isterdi ki, Sayın Başbuğ’dan önce siyasiler bu şımarık gazete yazarlarına “hey ne oluyor? Ayağınızı denk alın.” demeleri gerekirdi. Demek ki Sayın Başbuğ’un bu açıklamasından sonra onlarında kulaklarına “hıı” fısıltıları gelmiş.

Bakınız sayın Başbuğ neler söyledi dünkü sert açıklamalarında;

“Daha önce de ifade ettiğim gibi bizim subay ve astsubaylarımız ordumuzun iki temel direğidir. Dolayısıyla bugün burada bulunmaktan ve bu törene katılmaktan gerçekten onların komutanı olarak büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Bu vesileyle değineceğim diğer bir konu ise Aktütün Karakolu’nun emniyetini sağlayan Bayraktepe’de meydana gelen olayla ilgili gelişmelerdir. İlk önce şunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. Bu olay, Bayraktepe’de meydana gelen olay, bölücü terör örgütü açısından adeta bir intihar saldırısıdır. Bunu açın okuyun öğrenin. Bayraktepe’de çarpışan askerlerimiz açısından ise daha önce de ifade edildiği gibi bu bir kahramanlık destanıdır.”

Ve devam edip son sözünü söylüyor Sayın Başbuğ;

“Bu açıdan son sözüm şudur: Dolayısıyla herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum.”

Anlayan anlasın artık. Eğer bu ülkede yaşanılıyorsa. Eğer bu ülkenin insanlarının ceplerinde çıkan üş beş kuruşların sayesinde karınları doyuyorsa. Eğer bu ülke insanları onları “aydın kesimleri” içine ayırmışsa. Onlarda yemek yedikleri kapları pisletmemeleri gerekir. Ha eğer yazmaya devam etmek istiyorlarsa çok düşünsünler. Yinede yazmak isterlerse, Sayın Başbuğ’un gözlerinin içine baksınlar. Orada neler olabileceği açıkça iyi görünüyor.

Siyasiler de iyi baksınlar. Bürokratlarsa iyi baksınlar.

İşaret edilen bu şer odaklarını besleyen merkezin başındakiler de iyi baksınlar. Çünkü dünkü açıklamalar yalnız gazetecilere, siyasilere değildi. Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşlara idi bu ihtarlar, açıklamalar.

Şimdi belli olan bu basın kanallarına gizli sırları anında açıklayanlara geldi sıra. Çok değil kısa bir süre sonra onlar da gün yüzüne çıkacaklardır elbette.

TSK’ yı eleştirerek devleti yıpratmaya çalışan bu İngiliz Kemaller ,TSK’ nın eleştirilemeyeceğini anlasınlar artık. TSK’ya da akıl vermeye kalkmasınlar bir dıkım (azıcık) akılları ile.

Türk Vatandaşı olarak neler olduğunu bilmek hakkımız ama bu bilgiler ilgili kuruluşlar tarafından aktarılınca. Bu bilgiler gerektiğinde, ve zamanı geldiğinde. Açıkçası bu İngiliz Kemallere Sayın Başbuğ sunu söylemiştir.

“Ya Türk Silahlı Kuvvetlerinin taraftarı, ya da PKK’ nın taraftarı olun.”

Çünkü biliyor ki sayın komutan, uzun bir süredir TSK aleyhine hain planlar yürütülüyor. Türkiye Cumhuriyetinin kurumları adeta çökertilmeye çalışılıyordu.

İşte başbuğ’um buna dur dedi. Peşinden Sayın Meclis Başkanı. Peşimden Cumhurbaşkanı. İnşallah peşlerinden diğer siyasiler gelir.

TEŞEKKÜRLER BAŞBUĞ’UM. Teşekkürler… Çünkü size hep güvendik ve daima  da güveniyoruz.


Önceki ve Sonraki Yazılar