ULUSAL EGEMENLİK RAHATSIZ EDİYOR İPTAL EDİLSİN

 

Kırın ortasında güzel bir ceylan düşünüyorum, etrafında ona saldırmayı bekleyen çakallar. Hayvanlar âlemine hakaret etmemek lazım zira; onlar doğası gereği böyleler. Bir de doğanın insan nesli var ya; hani şu tabiattakilere düşünme yeteneğiyle fark atanlar. İşte onların çakallaşmış hallerinden bahsediyorum. Durumu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına bağlamak niyetindeyim, uzatmadan konuya gireyim.

Yeni nesil gazeteci ya da aydınlar, bir de zamanın çok değerli hükümeti. Ne yapsak nasıl etsek de, şu günü değersizleştirsek derdinleler. Malum 29 Ekim, 19 Mayıs iptalli derken bir bir itibarsızlaştırma hareketi içindeler. Nasıl derin bir rahatsızlık veriyorsa, çatacak yer arıyorlar. Hatta hepsi birer tarih profesörü olmuş, Atatürk döneminden zamanın kutlamalarını bulup çıkartıyorlar. Sabah ilk işim köşe yazılarını okumak oldu. 23 Nisanın küresel Pazar metası olduğundan tutun, çocuk bayramı desen meclisin açılışını, meclisin açılışını desen çocuk bayramını öne atan köşe kapmacılarla dolu.

Haklılar!

Her özel günde olduğu gibi bu günde günü sıcak paraya çevirenler olacaktır. Ya da sadece çocuk temasını ele alıp, demokrasinin beşiği meclisi unutanlar. Bunlar hep vardı. Ama hiç kimse, konsantrasyonu bozuyor diye iptal olsun seçeneğini düşünmemişlerdi. Ya da daha önce hiç eğitim oranı 13 yaşına kadar düşürülmemişti. Meclisin açılışını kutlarken, tutuklu vekillerimiz olmamıştı hiç. Tıpkı havanın soğuk olduğu 29 Ekim kutlamalarındaki ya da konsantrasyonu bozan 19 Mayıslarda ki gibi 23 Nisanda da bizim hiçbir bahanemiz olmadı.

İleriyi görmek bir liderlik karakteri, bir zekâ gerektirir. Biraz tesadüfî olacak ama Ululsal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın denk geldiği şu gündeme bakın. 4+4+4 dayatması ile eğitim yaşının resmen bölüp, çocuk çalıştırmanın önünü fiilen açan şu malum AKP gündemi. 

Demokrasinin olmazsa olmazı meclis ve onu çocuklara emanet eden bir lider bu iki olgu arasında nasıl bir bağlantı kurmuş olabilir ki. “Bu ülkenin geleceği sizsiniz ona sahip çıkın” dercesine sessiz bir çığlık atmaktır bu. Bugün bu çığlığı statlarda duyacaksınız, yarın sadece okullarda izin verecekler sonra giderek sesinizi kesecekler. Çığlık atmayın kimse uyanmasın.

Biz farkındayız. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramını küresel pazara çeviren gözü dönmüş çıkarcılar var, mahalle bakkalında külah kâğıtların içinde leblebi ya da elma şekeri satanlar gibi. Sonra ille de  çocuk diye tutturup, meclisi küçük duruma düşürenlerde var. Bir günlük başbakanlık koltuğuna oturanlar gibi.. Ve darbeci askerlere sempati duyanlarda oldukça fazla, statlarda sadece asker geçişlerinde avuçları patlayıncaya kadar alkış tutanlar mesela. Bunların hepsinin farkındayız. Sizler onları yok edip, çocukları ağır işlerde kullanmanın ve ucuz emek pazarının kölesi yapmanın yollarını arayın. Meclisi işlevsizleştirip, yumruklarla diktatörlüğünüzü kurun Bizlerde bayram sonrası, koşarak eve gelip televizyonda uçakların rengârenk geçişleri yerine, sizlerin mecliste ki kavgalarınızı izleriz. Barış Manço’nun, dünyanın her yerindeki çocukları konuk ettiği programları izlemek yerine, yandaş medyanın cumhuriyete hakaretlerini izleriz. “Cumhuriyetimiz ağır ve tehlikeli günlerden geçiyor, onu yok etmek isteyenler var” diyen ve sadece bir gün başbakanlık koltuğuna oturan o küçük kız çocuğu yerine, “Kemalizm bu ülkeye dar geliyor, biz ikinci cumhuriyeti kuracağız” diyenleri dinleriz.

Hakikaten acaba bu sene başbakanlık koltuğuna oturacak çocuğu önceden bir sınavdan geçirecekler mi? Çocukça bir istek biliyorum ama keşke o çocuk başbakan olsaydı..

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının, ulusumuzun egemenliğinin çocuklara emanet edilişi olduğunun farkındayız ve bu farkındalıkla meclisimizin açılışını ve çocuklarımızın gününü niyeti bozuklara rağmen aynı coşku ve heyecanla kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar