Tuhaf bir soru bu, kabul…

Ancak Akbük denen gayya kuyusunun içinde çevre ve kültür sorunlarına çözüm aramak durumunda olan bizler, bu soruyu sormak ve hatta sorgulamak durumundayız.

Evet, Akbük Kültür ve Çevre Derneği üyesi kimdir?

- O bir gönüllüdür.

- Öncelikle de bir çevre gönüllüsüdür.

Yerelde Akbük’ün, genelde ise, ülkenin, hatta hatta tüm dünyaya ait çevre değerlerinin yılmaz bekçisi ve ödün vermez bir savaşçısıdır.

AKÇED üyesi, imar rantı peşinde at oynatanların, denizi kirletenlerin, ormanları iki kuruşluk çıkarları için talan edenlerin ve insan sağlığını hiçe sayarak eko-sistemin doğal dengesine dinamit yerleştirenlerin karşısındadır.

Bu birleşik cephenin karşısında olmakla yetinmeyip bilinç ve düşüncesini eylemine katan er bir kişidir.

Toplumsal yarar için kişisel çıkarını elinin tersi ile itebilen erdemli bir kişidir.

Katıldığı toplantılarda düşüncesini özgürce ifade edebilen, AKÇED’in tüzüğünde yazılı olan amaçlarını yaşamının içine sindirip, ona buna yaranma çıkarcılığına düşmeden “duruş”unu yiğitçe sergileyebilen bir kişidir.

AKÇED üyesi, bütün bu değerleri şahsında topladığı için ve bu nedenle çağdaş, uygar bir yurttaş, bireysel ve toplumsal sorumluluklarını üstlenmiş bir aydın ve hiçbir beklentisi olmadan inandığı değerleri korkusuzca savunabilen bir bireydir.

Bu satırları okuyunca sözünü ettiğimiz niteliklerin abartılı olduğunu düşünen, yazdıklarımızın idealize edilmiş romantik bir betimlemeden öteye geçmediğini ileri sürenleriniz çıkacaktır.

Hatta böyle düşünenler oldukça kalabalık bir kitle de oluşturabilecektir.

Olsun…

Biz yine de sıralamaya devam edeceğiz bu nitelikleri.

Çıtamızı düşünmeyeceğiz.

İdeallerimizi yerde bırakmayacağız.

Peki, bütün AKÇED üyeleri bu sayılan nitelikleri taşıyor mu?

Belki taşımıyor, belki de taşıyor… Buna karar verme yetkisi tek tek AKÇED üyelerinindir.

Ama biz, AKÇED üyesinin bu niteliklere sırtını dönmesini ve taviz vermesini istemiyoruz.

Bu niteliklerden hepsini kişiliğinde taşımayan bir AKÇED’li varsa, bu onun sorunudur.

Sorun O’nun, bu nitelikleri taşımadığı halde AKÇED’in çatısı altında kalmaya devam etmesindedir.

Çünkü gerçek bir AKÇED üyesi, bu niteliklerin her birisini gönlünde, kimliğinde, kişiliğinde ve bilincinde taşıyan kişidir.

Çünkü AKÇED, bir sıçrama tahtası değildir.

Çünkü AKÇED, bir lay/lay/lom derneği değildir.

AKÇED üyesi, erdemin sırat köprüsü üzerinde yürüyen [ sözü edilen konumu kendi kararı ile seçmiş] ve bu anlamlı seçimi hayatının pusulası haline yükseltmiş sorumlu ve yetkin bir kişidir.

Eğer AKÇED üyesiyseniz bu nitelikleri taşımak ve hatta yükseltmek zorundasınız.

Eğer zor geliyorsa bu yürüyüş, oturur biraz dinlenirsiniz. Dinlencenizin sonunda yine de yürüyüşü sürdürecek gücü kendinizde bulamıyorsanız, gider gereğini yaparsınız…

Çünkü esas olan gönüllülüktür.

Bundan ötesini, ancak “paşa gönlünüz” bilir…