BAYRAM HEYECANI

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ilk kez buruk kutladım. Atatürk Anıtı’na çelenk koyma merasimi sırasında yalnız İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün çelenk koymasını doğrusu çok yadırgadım. Diğer kamu kurum ve sivil toplum kuruluşları da Atatürk Anıtı’na çelenk koysaydı, kıyamet mi kopardı? Nitekim tören sona erdikten sonra Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Cumhuriyet Halk Partisi ellerinde daha önce hazırladıkları çelenkleri Atatürk Anıtı’na bırakıp, saygı duruşunda bulundular.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün milletine bıraktığı mirası böyle mi koruyup, yaşatacağız?

Bir kaç yıldır milli bayramlar, alışılmışın dışında sıkıntı içerisinde kutlanıyor. Sürekli bir değişim süreci yaşanıyor. Milli bayramların tadı tuzu, giderek kaçıyor. Oysa milli bayramlar vatandaşın millet ve vatan sevgisini daha güçlendirir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bilinçlendirir.

Çünkü Cumhuriyet’in temeli, bu ilkeler doğrultusunda atılmıştır. Ancak izlediğim kadarıyla önemli milli bayramlarımız, yani 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı eski yıllardaki gibi kutlanmıyor.

Neden böyle bir süreci yaşıyoruz? Son aylarda TC’nin kaldırılma girişimlerine de tanık olduk. Vatandaş şaşkın... Ne oluyor, diye sormaya başladı. Tepkiler çoğalınca eski tabelalar yeniden asılmaya başlandı.

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Benim olanlardan haberim yok” dedi.

Sayın Başbakan öyle söylediyse doğrudur. Ancak bu tür söylentiler, neden üst üste geliyor? Bir yetkili ortaya çıkıp, son yıllarda meydana gelen değişimleri ve nedenlerini halka anlatsa fena mı olur? Milletimiz her dönemde idareye bağlı ve saygılıdır.

 

23 NİSAN VE CUMHURİYET

23 Nisan 1920 tarihinde Ulu Önder TBMM’ni açarken, bu başarısını Cumhuriyet ile taçlandıracağını biliyordu. O tarihlerde yabancı misyon şefleri sık sık Ankara’yı ziyaret ederek, Mustafa Kemal’in neler planladığını soruyordu. Amerikalı General Thomson’la yaptığı görüşme tarihe geçecek nitelikteydi. Çünkü Mustafa Kemal hiçbir zaman rastgelen bir iş yapmamıştır. 1919’da Samsun’a çıktığında da Misak-ı Milli sınırları içinde bir Cumhuriyet’i kurmayı kafasına koymuştu. Adım adım, sabırla bu düşüncesini gerçekleştirdi.

Onun için yalnız 23 Nisan 1920’de Meclisin açılışı değil, 19 Mayıs 1919 tarihi de Cumhuriyet’e giden yolun başlangıcıydı.

Bu yıl da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 93. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını coşkuyla kutladık.  Önümüzdeki yıllarda da aynı coşku ve inançla 23 Nisan’ları sonsuza dek kutlayalım. Çocuklarımıza ve öğrencilerimize 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

 

BİRAZ DA EKONOMİ

Türkiye Merkez Bankası’nın verilerine göre, Türkiye’nin 2013 itibariyle döviz varlığı 215 milyar dolar.

Döviz rakamı çok yüksek ve dudak uçuklatacak cinsten.

Ancak ortada hiç hoş olmayan veriler var. Mesela döviz varlıklarımızın yarısından fazlası, döviz rezervlerinden oluşmakta. Türkiye’nin yükümlülükleri ise 641 milyar dolar.

Görüldüğü gibi döviz açığımız, döviz varlıklarının iki katı. Yani milli gelirimizin yarısından fazla.

Merkez Bankasının yaptığı resmi açıklamada görüldüğü gibi, Türkiye 2013 yılında büyük bir döviz açığı ile karşı karşıya kalabilir. Çünkü Türkiye’nin uluslararası düzeyde yükümlülükleri var. Bu yükümlülüğü yerine getirmek için 641 milyar dolara ihtiyacı var.

Hani Türkiye dış borcunu ödeyen bir ülkeydi? Ama rakamlar öyle söylemiyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar