''BENİ ATEŞE ATTINIZ!!!''

 

 


Yazıma başlık olarak kullandığım parantez içerisindeki sözler Söke Esnaf ve Sanatkârlar Kredi, Kefalet Kooperatifi'nin yanısıra Söke Şoförler Odası Başkanlığı görevlerini yürüten Refik Karataş'a ait. Daha doğrusu, Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi'ye gönderdiği sms mesajında kullandığı bir ifadedir. Kimsenin, "bu nasıl bir ifadedir, Refik Karataş ne gibi bir ateşe atılmıştır?" dediğini sanmıyorum. CHP'den tekrar başkan adaylığına soyunan Necdet Özekmekçi'nin zorlamalarıyla hiç istemediği halde siyasete atılmak zorunda kalan Karataş'ın ne kadar zor durumda olduğu basında çıkan haberlerde görülmekte. Sms mesajı da ruh halini yansıtmaktadır.


Gerçek gazetesinde cuma günü yayınlanan, "Karataş affını istedi" başlıklı haberde Refik Karataş'ın Necdet Özekmekçi'ye gönderdiği sms mesajında özetle şu ifadelere yer verilmiş:


"Beni ateşe attınız şimdi de arkamda durmuyorsunuz. Kaç gündür basında çıkan haberleri görmüyor musunuz? Beni listeden siliniz"


Sms mesajını yayınlamamız üzerine çok sayıda olumlu ve olumsuz eleştiri aldık. Kimine göre gazetecilik başarısı, kimi ne göre basın etiğine sığmıyor. Özel hayatın ihlali diyenlerde var. Taktiri değerli okurlarımıza bırakıyorum.


Necdet Özekmekçi'nin aldığı bu sms çok şey ifade ediyor. Üç kişiden oluşan kontenjan adayından birisi kendisini dört kez üst üste cep telefonundan arıyor ve ulaşamayınca da adaylıktan affını mesajla bildiriyor.


Şimdi bu olay üzerinde biraz fikir jimlastiği yapalım:


Konumuz; iki kişi arasındaki sms'den Gerçek gazetesi yönetimi nasıl haberdar olur?


1- Refik Karataş sızdırmıştır: Necdet Özekmekçi sızdırmadıysa Refik Karataş sızdırmıştır! Ozaman Necdet Özekmekçi Refik Karataş'ın istifasını istemelidir.


2- Necdet Özekmekçi sızdırmıştır: Refik Karataş sızdırmadıysa Necdet Özekmekçi sızdırmış demektir! O zaman da Refik Karataş istifa etmelidir.


3- Kimin sızdırdığı belli değildir: Bu durumda sağ gözün sol göze itimadı kalmamış demektir. Her iki tarafında yapması gereken bellidir. Birisi istifa eder, istifa etmiyorsa diğeri istifasını ister. (Pardon adamı özgür bırakır)


4- Her ikisi de sızdırmadıysa Avea sızdırmıştır. Ozaman da yapacak bir şey yok demektir. Yani; "durmak yok, yola devam!" denilmelidir.


Refik Karataş için işlemeye başlayan sıkıntılı süreç yakın bir zamanı kapsıyor olsa da unutmuş olabileceklerini düşündüğüm Gerçek gazetesi okurlarına kısaca anımsatmak istiyorum:


"Refik Karataş, özellikle kooperatif başkanlığı görevi nedeniyle yıllarca siyaseten tarafsızlığını korumuştu. Bu yüzden de hiç bir siyasi partiye üye bile olmamıştı. Ta ki, 2009 yılı şubat ayına kadar bu özelliğini korumayı başaran Refik Karataş nedendendir bilinmez (!) CHP'ye üye oluverdi. Bir güzel CHP rozetini yakasına taktı. Bununla da yetinmeyip, CHP belediye başkan adayı Necdet Özekmekçi'nin listesinden kontenjan belediye meclis üyesi adayı olmak için başvuru dosyasını CHP Söke İlçe başkanlığı'na teslim etti. Adaylık için 750 TL. olan bağışını da parti saymanına ödedi. Seçimlere sayılı günler kala, Refik Karataş aracılığıyla Necdet Özekmekçi'nin rakip partilerin başkan adaylarına atmış olduğu çalım hazmedilemedi. Çünkü; Refik Karataş'ın başkan olarak yönettiği Söke Esnaf ve Sanatkârlar, Kredi Kefalet Kooperatifi 1000'in üzerinde üyeye sahip. Yine başkan olarak yönettiği Söke Şoförler Odası da 500'ün üzerinde üyeye sahip. "Çiçeği burnunda" diye tabir edebileceğimiz yeni CHP'li Refik Karataş'ın siyasi rakipleri de CHP adayı Necdet Özekmekçi gibi düşünmüş olacaklar ki, hop oturup hop kalktılar. Kooperatif ve oda üyelerinin önemli bir kısmının, 29 Mart yerel seçiminde tercihlerini Refik karataş'ın yönlendirmesiyle CHP'den yana kullanabileceğini düşündüler. Refik Karataş, CHP'ye üye olarak hükmetmeye çalıştığı üyelere yerel seçim için adres göstermekle suçlandı. Meclis üyesi adayı olmakla da, "oyunuzu kullanacağınız parti CHP olmalıdır!" mesajı vermekle itham edildi. Muhalefetin bu endişeleri doğruydu. Necdet Özekmekçi tarafından hedef kitle kooperatif ve oda üyeleri olarak görüldü. Yenidoğan Beldesi ikametgahlı olan Refik Karataş ve ailesi'nin Söke'de oy kullanamayacak olması önemli bir göstergedir. Kendisine oy atamayacak bir ism ve temsil ettiği kuruluşlarda hükmetmeye çalıştığı 1500 civarında üye. Rakip edindiği siyasi parti başkanları ve belediye başkan adayları tarafından özellikle kooperatifteki görevini bırakması istendi. Esnafa ucuz kredi temini sağlamak gibi bir görev üstlenen kooperatife siyaset bulaştırmakla suçlandı. Yakasındaki CHP rozetiyle, hükümetten taleplerde bulunmak için muhalefet partilerinin desteğini alamayacağı için de kooperatifin ve üyelerinin çıkarlarını gözardı etmesi eleştirildi. Hiç istemediği siyasete Necdet Özekmekçi'nin inanılmaz baskıları sonucunda girmek zorunda kalan Refik Karataş ne yazık ki bir çıkış yolu bulamadı."


Refik Karataş için işlemeye başlayan sıkıntılı sürecin özeti böyle...


Her kesimden esnafın üye olduğu kooperatiften 2500 TL., şoför esnafının üyesi olduğu odadan da 1000 TL. olmak üzere toplam 3500 TL. gibi rekor denilebilecek maaş alan Refik Karataş ağır suçlamalarla karşı karşıya. Şehiriçi minibüslerinden verilen iki adet minibüs hattının birisini oğluna diğerini de Söke Şoförler Odası Başkan Yardımcısının oğluna almakla suçlanıyor. Verilen minibüs hattı sayısının üç adet olduğunu iddia edenler de var. Bu hatların Söke Şoförler Odası'na verildiğini savunanlarda var. Öyle ya da böyle, Refik Karataş doldurduğu Söke Şoförler Odası başkanlık koltuğunu kendisine ve aile yakınlarına kişisel çıkar ve menfaat sağlamak için kullanmış görünüyor.


Söke Esnaf ve Sanatkârlar Kredi, Kefalet Kooperatifi'nde de durum pek iç açıcı değil...


Ocak 2009'dan önceki genel kurulda; kooperatifin işlerinin üyelerin çocuklarına ve eşlerine dağıtılmasını isteyen bazı üyelerle tartışan Refik Karataş, "Beni eleştiren arkadaşlar şahsi çıkar peşindeler. Eşlerine iş vermediğim için bağırıyorlar!" diye çıkışmıştı. İsim vererek ve genel kurul salonunda bulunan eşi avukat olan bir üyesini çıkar ve menfaat sağlamaya çalışmakla suçlamıştı. Kürsüden oldukça hareretli yaptığı bu konuşma üyelerden alkış almıştı. Geçen zamanda Refik Karataş'ın özünün ve sözünün bir olmadığı anlaşıldı. Koperatifin yaptırılacak işleri için önceliğin üyelerin yakınları olması gerektiği gibi masumane bir talebi nefretle kınayan Refik Karataş'ın ne yazık ki, iş kendisine gelince farklı davrandığı anlaşılmaktadır.


İki başkanlık görevinden elde ettiği toplam 3500 TL. rekor denilebilecek maaş ve oğluna aldığı minibüs hattı bir göstergedir.


Refik Karataş'ın buna benzer başka kazanımları olmuş mudur?


Bu sorunun cevabını yine basın aracılığıyla Söke kamuoyu dolayısıyla da Söke seçmeni elbette ki, öğrenecektir. Zira; Refik Karataş siyasete atılmıştır ve aday olmuştur. CHP'nin aday tanıtımında, "Alnı açık bir isim" sloganıyla parti üyelerine ve seçmene taktim edilmiştir. Halkın teveccühüne talip olanların gizli, saklı hiç bir işi olmamalıdır. Bunun için de, medeni cesaret örneği göstererek basın açıklamasıyla suçlamaları cevaplandırmalıdır.


Ya da onurlu bir davranış sergileyerek, "ben yanlış yaptım, şahsi menfaat ve çıkar sağladım. Konumum itibariyle haksız kazanımlar elde ettim." diyerek görevlerinden istifa etmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar