E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Çanakkale bir destandır,anlatmakla bitmez!

 

Dünkü sayıdan devam

 

Ve o şehit başının karşısında hayranlık, havada çarpışan yedi merminin karşısında dehşete düşmemek elde değildir.   

 

 

Saygıdeğer gönüldaşlarım; Çanakkale'de savaş alanında duygu seline kapılmış, o şerefli insanlara hayranlık duymuşuz ama, bir şairimizin dizelerinde anlamını bulan;

 

"Savaşta çiğnetmedin hilali düşmana,

 

Barışta düştü üstüne gölge gölge haç" misali              

 

Yıllar sonra hakkıyla yapılmayan yolların, korunmayan anıtların, değer verilmeyen şehitliklerin yollarından kalkan tozlar bile bu değerleri toza bulayamazken, ilgisiz valiler, saygısız belediye başkanları ve uzun süre o topraklarırın kültürel ve manevi değerini çözemeyen kültür bakanlarımız sayesinde;

 

Benim toprağımı işgal etmeye gelmiş işgalcilerin mezarlıklarına asfalt yollarla gidilirken benim halen kayıp mezarlarım var. Kayıp komutanlarım var, mezarı nerede olduğu bilinmeyen ve kayıtlarda kayıp görünenlerim var. Bence bugünün önemi buradadır.

 

Çanakkale'yi geçilmez yapanlar Mehmet Akif'in deyimiyle "Peygamberin Aguşundalar." Onlar mükafatlarını aldılar. Bizler için canlarını feda ettiler. Ama biz ne yaptık? Son yıllarda nedense birdenbire Çanakkale sevgimiz kabarmış gibi kafile kafile insanları Çanakkale'ye götürdük. Bir sırttan, bir yamaçtan, bir alanı gösterip, "Bakın burada düşman bizim bütün askerleri kuşatmışken gökten bir bulut indi kalktı, bütün ordu kurtuldu!" safsataları ile hem yüce inancımız içerisinde her zaman yardımlarından şüphe duymadığımız şehitlerimiz, erenlerimiz, evliyalarımızın manevi ruhlarını incittik, hem de o savaşlarda gerçekten bir askerlik dehası sergileyen Mustafa Kemal Atatürk ve bütün silah arkadaşlarını bir kalemde sildik attık.

 

Türk Ordusu'na bundan büyük hakaret olamaz. Türk aciz duruma düşürülemez. Yapılmak istenen her zaman ki adi oyunun tekrar sergilenişi, Kahraman Türk Ordusu'nu küçük düşürme, yok sayma çabasıdır. Bu yalan, sözde Türk askerini küçültmekten, kendilerini Türkler'e yenik düşmekten kurtarıp, doğal bir olaya sığınmaktan başka birşey değildir.

 

Bizler bu basit hesapları yaparken, benim vatanımı işgal için gelenler kendi vatandaşlarının mezarlarına "Vatanları için öldüler" yazmaktan çekinmediler. Hangi vatanları için? Türkler gidipte onların vatanlarını mı işgal etmişti?

 

Böyle saçma savunma olmaz!

 

Yıllar önce İngiltere Kraliçesi gelecek diye İngiliz mezarlığının yolunu asfalt döşerken, Yahya Çavuş anıtından yarım kilo yağlı boyayı çok gördüler.

 

Fransızlar kendi mezarlıkları için özel bekçi ve bahçıvan tutarken, her askeri için mermer mezarlar yaparken, biz mevcut mezar taşlarımıza bile sahip çıkamadık. 15 Mart 2007 tarihindeki haberlerimizde bile bu ilgisizliğimiz haber yapılır durumdadır.

 

Bu gafletimiz sonucu ilahi adalet tecelli etti. Yine Mehmet Akif'in;

 

"Sahipsiz olan bir memleketin batması haktır,

 

Sen sahip olursan bu vatan batmacaktır"

 

Mısralarında olduğu gibi esirgediğimiz  3-5 personel ve üç-beş kuruşluk ödenek yüzünden şehitlerimizin kemiklerini sızlattık.

 

Bugün Çanakkale deyince içi sızlamayan, kalbi ürpermeyen bir Türk yoktur. Bu savaş alanlarını bugün gezsek ürpermemiz çok daha artacak, içimiz daha çok sızlayacaktır. Çünkü 296 kiloluk mermiyi topun namlusuna süren Mehmetçik'in yiğitliği karşısında bir kat daha acizlik duyacağız.

 

Bir takımla iki İngiliz muhbirinin çıkarma yapmasını tam iki gün engelleyen Yahya Çavuş anıtındaki;

 

"Bir Kahraman takım ve de Yahya Çavuştular,

 

Tam üç alayla burada gönülden vuruştular.

 

Düşman tümen sanırdı bu şaheser erleri   ,

 

Allah'ı arzu ettiler, akşama kavuştular"

 

İfadesi Çanakkale Savaşları'nın önemini anlatmaya yeter sanıyorum. Ama herşeyden önce bu şerefi bize yaşatan manevi gücü çok iyi etüd etmek gerekir.                              * Devam edecek

 

Önceki ve Sonraki Yazılar