ALİ GENÇLİ
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Bir yeryüzü destanı
Yeryüzü siyasetinde; etkileri günümüzdeki oluşumlara değin uzanan 18 Mart Çanakkale Zaferinin 98. yıldönümünü yaşıyoruz. Tarihte, bir vatan parçasının bu denli kahramanca, can pahasına savunulduğu başka bir örnek bulmak çok güçtür. Çanakkale zaferi bu bakımdan bir yeryüzü destanıdır.
İnsanlığa ihaneti, iki dünya savaşında doruğa çıkaran emperyalist güçler, benzer oyunlarla günümüzde de kıyımlarını sürdürmektedirler. Ne var ki bugün, yüzlerine geçirdikleri maskelerle kendilerine destek sağlamaktadırlar. Hatta türlü oyunlarla kıyıma uğrattıkları ülkelerde bile yandaşlar bularak, yakıp yıktıkları yerlerdeki direnişleri kırabilmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Almanya-Osmanlı birlikteliğine karşı savaşan güçler arasındaki gizli rekabet, İngilterenin boğazlar üstünde egemenlik kurma isteğini öne çıkardı. Boğazları ve İstanbulu alan İngiltere, Avrupada sürmekte olan savaştan diğer ülkelere göre daha karlı çıkacaktı. Göstereceği bu başarı hem etkinliğini hem de saygınlığını arttıracaktı. Rusyanın İngiltereden, Osmanlı İmparatorluğuna karşı bir güç gösterisi yaparak, rahatsızlık duyduğu baskının azaltılmasını istemesi, İngiltere için bir fırsat olmuştur. Çünkü savaşta kayıplara uğrayan Rusya, Boğazlardan yararlanamadığı için dışsatımını yapamıyor, ittifak içinde olduğu diğer ülkelerden silah yardımlarını alamıyordu. Bu yüzden güç durumda kalmıştı. Rusyanın bu talebi, İngilterenin Çanakkale yenilgisine giden sürecin başlangıcı olmuştur.
Politik hesaplar yapan İngilterenin bu saldırıda başarıya ulaşmasıyla, ortaklar arasında itibarı doruğa çıkacak ve politik, ekonomik pek çok çıkar sağlayacaktı. Kazanılan başarının etkisi kendisini kısa zamanda gösterecek, savaş sanayinin can damarı İstanbuldaki silah ve cephane fabrikaları, tersaneler yok edilecekti. İmparatorluk, koşulsuz barışa zorlanacaktı.
Anadolu topraklarında gözü olan, Balkanlardaki diğer tarafsız devletler de böylece birlikteliğe katılacaklar ve başarıda büyük paya sahip olacak İngilterenin liderliğinde Balkan İttifakı yeniden kurulacaktı. Diğer yandan Ortadoğu petrolüne ulaşmak daha kolay olacak, İngiltere için Akdenizdeki engeller kalkmış olacaktı.
Ama bunlar bir düş olarak kalacaktı.
Mustafa Kemalin, Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum
dediği, kendisinden dokuz kat daha üstün sayıda olan düşmana karşı bir destan yazan Mehmetçik karşısında hayal bile etmediği bir yenilgiye uğrayacaktı.
Bu yenilgi tarihe, emperyalizmin ilk yenilgisi olarak geçecekti.
Savaşta yitirdiğimiz 211.000 vatan evladının yarattığı Çanakkale Destanı, Birinci Dünya Savaşı sonunda masa başında işgal edilen Anadolu topraklarının kurtuluş kavgasında direniş ruhunun yaratıcısı olmuştur.