Erkenci mandalinanın anavatanı Japonya!
ANAVATANI JAPONYA OLAN BODUR MANDALİNA FİDANLARI İKİNCİ YILINDA ÜRÜN VERİYOR, HASATI İSE AĞUSTOS AYINDA YAPILDIĞI İÇİN TURFANDA DEĞERİNDE PAZAR BULUYOR!
Yılmaz Ölmez
Gerçek Gazetesi
Söke İlçesi’ne bağlı Güllübahçe beldesi’nde 18 dönümlük bir araziye Ağustos ayında hasat edilen erkenci türü Japon Mandalina Fidanı dikildi, verimde iyi sonuç alındı.
Sökeli çiftçilerden Hüseyin Avni Özbaş’ın arazisine dikilen mandalina fidanlarının özelliği ise Ağustos ayında hasada gelmesi. Özbaş Ailesi’nin çiftlik kâhyası Metin Arslan Mart ayı başında tomurcuk tutmaya başlayan ve Ağustos ayında hasat edilen erkenci türü mandalinanın kumlu ve çakıllı toprak yapısını sevdiğini ve bol güneş istediğini söyledi. Arslan, “Biz çiftliğimizin büyük bir bölümünde narenciye çeşitleri üretiyoruz. Portakal ve limonun yanı sıra 2 yıl öncede kökeni Japonya olan Okipsu türü erken hasat edilen mandalina fidanları diktik. Bu fidanları Mersin Erdemli’den getirdik. Mart ayında tomurcuk tutan ağaç Ağustos ayında hasada geliyor. Bodur olan bu ağaçlardan en düşük 10 kilo ürün alınıyor. Kabuğu sarı, çekirdeksiz ve posası olmayan ince zarlı bir tür. Turfanda olması nedeniylede erken pazar buluyor. Türkiye şartlarında iyi fiyat bulmak zor ancak biz pazarımızın yıldan yıla artacağından umutluyuz. Umudumuz yüksek pazar payını yakalamak” dedi.
Aydın’ın Akdeniz iklim yapısına sahip olduğunu vurgulayan Arslan, “Maalesef pamuktan hızla kaçış var. Aydın Valisi Mustafa Malay’da Aydın olarak hızla sebze ve meyveciliğe geçilmesini istiyor. Aydın’ın ekonomisi tarıma dayalı fakat pamuk artık para etmiyor. Bu nedenle de Söke’de pamuktan hızlı bir şekilde kaçış var. Sebze ve meyve üreticiliği Söke ekonomisini sıcak para sirkülâsyonu açısından da canlı tutacaktır. Pamuk ve diğer ürünlerden yılda bir kez ürün alıyorsunuz ve bu da yılda bir kez kazanç elde etmek anlamına geliyor. Fakat sebze ve meyve üretimini yıl içerisine yayarsanız sıcak para sirkülasyonu da sürekli hale gelir ” dedi.
DAMLAMA SULAMA SİSTEMİYLE SULANIYOR!
Ülkemizde damlama sulama sisteminin henüz oturmadığını söyleyen Arslan, “Maalesef çok su verildiğinde çok ürün alınır düşüncesi hâkim. Fakat çok su ürüne zarar verdiği gibi yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını da bilinçsizce tüketmemize yol açar. İşte bizde bu nedenle narenciye üretimi yaptığımız arazimizin tamamında damlama sulama sistemiyle ağaçlara bilinçli can suyu veriyoruz. Biz bu sistemi kendi öz sermayemizle oluşturduk. Fakat Ziraat Bankası damlama sulama sistemi için uzun vadeli kredilerle sağlıyor. Biz bir kuyu açtık ve sulama sistemimizi oluşturduk. Bize maliyeti 30 bin YTL oldu” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.