E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Ermenistan, bizim doğu komşumuzdur...

 

Ermenistan, bizim doğu komşumuzdur. Eski Kars ilinin güney bölümü Ermenistan ile kuzey bölümü Gürcistan ile sınırdı. O yıllarda bu iki ülke de Sovyetler Birliği şemsiyesi altında olduklarından, sadece “Sovyetler Birliği” nin adı geçerdi. Hiç bir zaman Ermenistan veya Gürcistan söz konusu olmazdı. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Kafkaslar’da üç bağımsız devlet doğdu. Bunların biri Ermenistan, biri Gürcistan, bir diğeri ise Azerbaycan. Bizim Gürcistan ve Azerbaycan ile ilişkilerimiz gayet iyiyken, Ermenistan ile ilişkilerimiz iyi değildi. İyi olmayışının iki ana nedeni vardı. Birincisi geçmişten gelen tarihi olaylar, ikincisi ise son yıllarda meydana gelen Azeri ve Ermeni arasındaki savaşlardan doğan ve Azerilere ait olan toprakların işgalleri. Bunlardan ikisi de Türkiye açısından ödün verilmeyecek değerde konulardı. Bu yazımda kısaca bu konulara değindikten sonra, ”Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki düzelmeler” üzerinde değerlendirmeler yapmağa çalışacağım.

Ben, 1945 yılında Kars’ta doğdum ve ortaokulu bitirdiğim yıla kadar da orada yaşadım. Memleketim olması nedeniylede Kars’tan ilişkimi kesmiş değilim. Bugün Kars ve Iğdır illerimizin sınır komşusu olan Ermenistan kapıları kapalı olduğundan, bu iki ilimizde önemli ölçüde sınır ticareti kaybı yaşanmaktadır. Eskiden Kars’tan demiryolu ile Ermenistan’a ve Sovyetler Birliği’ne canlı hayvan ihracatı yapılırdı. Kars’ta beslenen büyük ve küçük baş hayvanlar için önemli bir pazardı. Ayrıca Ermenistan’a gidecek olan Avrupalı turistler, Kars ve kapılarını  kullanırdı. Ermenistan ise her türlü nakliye ve  geçişlerde Türkiye’yi tercih ediyordu. Bundan dolayı da doğuda hareket, hareketin olduğu yerde bereket vardı. Kapılar kapanınca bu harekette, berekette bozuldu. Hem bizler ve hem de Ermeniler sıkıntıya düştüler. Her iki ülkenin fanatikleri bu kayıp ekonomiyi görmezden gelerek, duygusalca davranmaya devam ettiler. Kayıp eden bu bölgelerde yaşayan halklar oldu. Bu yaklaşım öyle sanıyorum ki, bu iki ülke arasındaki buzdağlarını eritip, kapıları açarak, demiryolu, karayolu ulaşımını yeniden başlatarak ekonomide düzelmelere yardımcı olacaktır.

Bir başka iyileşmede tarih üzerinde yaşanacaktır. Artık her iki ülkede günümüzden yüz yıl önce yaşanmış ve tarihe mal olmuş konular peşinde koşacaklarına, bugünü ve yarını ele alıp dostça, iyi komşuluk ilişkileri içinde  geleceği planlamalılar. Oysa şimdiye kadar her iki taraf da, birbirlerinin kuyularını kazarak hep zarar ettiler. Bugün dünya birleşmeye giderken, sınırlarını açarken, bizim sınırlarımızın iki ülkenin de çıkarlarına ters düşecek biçimde kapalı olması elbette ki zarardı. Hele her yıl Ermeni yandaşlarının soy kırım iddialarını kaşıyarak, bu tatsız olayı uluslararası platformlara taşıması ve o ülkelerle Türkiye arasında olumsuz olaylar yaratması, terör olaylarında Türkiye aleyhine tavır alması üzücü şeylerdi. Öyle sanıyorum veya umuyorum ki, bundan böyle bu tatsız olaylar gündemden kalkarak şer yerini hayır alır.

Tarihte Birinci Dünya Savaşını, İkinci Dünya Savaşı’nı yaratıp birbirlerini yiyen Avrupalılar bile barışıp birleşirken, ortak işler yaparak refah içinde yüzerken bizlerin hala basit hesaplar peşinde koşması zarar değil de nedir? Bizde bir atasözü var: ”Kanı kanla değil, su ile yuyarlar” Burada yuymak, yıkamak anlamına kullanılmıştır. Anadolu’nun bir çok yerinde yıkama yerine yuyma sözcüğü kullanılmaktadır. Bu atasözü daha çok düşmanlıkları gidermek ve küsleri barıştırmak için kullanılmıştır. Bugün bile bu anlamda kullanılmaktadır. Bugünkü yaklaşım ve anlaşmalar umarız ki her iki ülke arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırıp, dostluk ve iyi ilişkilerin artmasına neden olsun. Aksini düşünenler, her iki ülkenin de dostluğuna zarar vermek isteyen bağnaz ve fanatiklerin oyunudur. Aslında Kafkaslarda güçlü bir ittifak bura insanlarına hem barış ve hem de refah ve huzur getirecektir. Muhalifler olabilir, buna rağmen bu ilk adım bence çok önemlidir ve dostluğa atılmıştır. Hayırlı olsun.  

Önceki ve Sonraki Yazılar