Gençliğimiz Tehlikede! Neler yapmalı?

Alkollü içeceklerin satışlarının ve kullanılmasının sınırlandırılması cihetine gidilmesi de toplumda içki tüketimini azaltan bir rol oynayacaktır. Okul civarları, mahalle araları, park ve eğlence yerlerine yakın mekânlarda içki satışlarının ve servislerinin, bar, pavyon, disko, kafebar gibi yerlerin açılmasının yasaklanması ve açılmasına kesinlikle izin verilmemesi gerekir.             

 

18 yaş altına içki ve sigara satışının yasaklanmasına rağmen, bakkal ve marketlerde satışların18 yaş altı çocuklara da yapıldığı gözlenmektedir. Bu gibi yerler sıkı takibe alınmalıdır.

 

Bunun yanında, okullarımızda öğrencilerimizin psikolojik ve psikiyatrik sorunlarıyla yakından ilgilenecek ve sağlıklı çözüm yolları geliştirecek şekilde PDR (Psikolojik Danışma ve Rehberlik) hizmetlerinin ve eğitimcilerinin çoğaltılması gerekir.

 

Okullarımızın sadece kuru bilgiler veren birer dershane değil, birer eğitim yuvası olduğu unutulmayarak, öğrencilerini izleyerek, durumlarından haberdar olmaları ve aileleriyle işbirliği cihetine gitmeleri; ayrıca, ailelerini de bilinçlendirmeleri gereklidir. Eğitim sisteminde net bir değişiklik yapılarak, öğrenciler sınav atı olmaktan alıkonulması, okul sonrası boş zamanlarının yine okul içerisinde öğretmenler gözetiminde değerlendirmesi sağanmalıdır.

 

Gençliğin eğitimi üzerinde  çok etkili olan “DOLAYLI EĞİTİM” çok önemli olmalıdır. Tv kanalları artık gençleri eğitecek, onların milli ve manevi duygularını ön plãnda tutacak programlara daha çok önem vermelidirler. Dünyada televizyon izleyen ülkeler arasında başı çekmekteyiz. Bu nedenle geleceğin yapısı, tv kanallarının programları etkisinde orantılı gelişmektedir.

 

Şöyle ki: Günümüzde içinde özendirici içki sahnesi olmayan tv dizisi yok gibidir. Programların çoğunluğu, sanki içki ve sigara reklamı yapmaktadır. Bunun  yanında, okullarla ilgili dizilerde kız-erkek ilişkileri ve öğrenci-öğretmen ilişkileri çok yerde laubalilik ve ciddiyetsizlik sergilemekte ve sanki kasıtlı olarak disiplinsizlik propagandası yapıyor görüntüsü vermektedir.

 

Televizyon dizilerinin büyük bir kısmında dil bozukluğu, magandalık, kabadayılık, asilik, kural tanımazlık, kendi kanununu kendi koymak gibi davranışlar, yöresel kanunlar açıkça veya dolaylı olarak yüceltilmekte ve sanki olmazsa olmaz gibi takdim edilmektedir.

 

Keza aynı dizilerin ve filmlerin birçoğunda bazen aşırı dereceye varan şiddet dolu sahneler sergilenmektedir ki, özellikle görsel etkileme tekniğinin çok geliştiği günümüzde bu sahneler de doğrudan veya dolaylı olarak şiddete ve suça teşvik edici roller üstlenmektedirler.

 

Bu bağlamda geliniz aile, okul, toplum, bireyler, sivil toplum örgütleri velhasıl bu vatan evlatlarına aşık herkes, elini taşın altına koymalıdırlar. Kaybolan gençliğin, kendi gelecekleri olduğunu bilmelidirler.

 

Aksi takdirde, okullarımızın, gençliğimizin, geleceğimizin sigara, içki, uyuşturucu ve şiddet batağında boğularak elimizden gitmesi içten bile olmayacaktır.

 

Aydınlık gelecek için el ele olmak dileklerimle.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar